Glütenli gıdalar şişkinlik yapabilir
Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, şişkinlik, karın ağrısı, kabızlık ve demir eksikliği gibi sorunların, buğday gibi tahıllar ile bir protein grubu olan glüten'den kaynaklanabildiğini belirtti
26.07.2017 00:00:00
İç Hastalıkları, Gastroenteroloji ve Hepatoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, birçok insanın şikayeti olan şişkinlik, karın ağrısı, kabızlık ve demir eksikliği gibi sorunların, buğday gibi tahıllar ile çeşitli gıdalardaki bir protein grubu olan "glüten"den kaynaklanabildiği uyarısında bulundu. Prof. Dr. Gümürdülü, buğday, bulgur, arpa, çavdar, irmik gibi tahıllarda bulunan bir protein olan glütenin, yapışkan anlamındaki 'glue' kelimesinden geldiğini, hamura elastikiyetini bu maddenin verdiğini, pizza, kek ve kurabiyelerin de yine bu madde sayesinde kabardığını belirterek, "Ancak, bu madde, ince bağırsaklarda ciddi bir tahribata sebep olabiliyor. Bu nedenle glüten hassasiyeti ya da buğday alerjisi olanların kesinlikle bu gıdaları tüketmemesi gerekiyor" dedi.
'Çölyak da olabilir'
Genetik bir sindirim rahatsızlığı olan "çölyak" hastalarının da kesinlikle glüten içeren gıdalar tüketmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, "Çölyak hastalığı tıbbi testlerle tespit edilebiliyor. Ancak glüten hassasiyetinin ve buğday alerjisinin tespiti zor. Bunun için mutlaka uzman kontrolünde belirli testlerin yapılması gerekiyor" diye konuştu.
Prof. Dr. Gümürdülü, çölyak hastalığının ise glütenli gıdalardan uzak durmanın yanında daha farklı bir tedavi gerektirdiğini vurguladı.
Sindirilmiş gıdalardaki besin maddelerinin bağırsakta emiliminin bozulmasına yol açan çölyak hastalığının her yaşta ortaya çıkabileceği gibi, en çok 8-12 aylık çocuklarda ve 30-40 yaş aralığındaki bireylerde daha sık görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Gümürdülü, bu hastalığın çocuklarda ishal ve gelişim geriliği belirtileriyle kendini gösterdiğini vurguladı. Gümürdülü, "Hastalar karın ağrısı, kansızlık, demir eksikliği, kabızlık, ishal gibi şikayetlerle karşımıza geliyor. Bu belirtiler genellikle önemsenmiyor ve atlanıyor. Çölyaktan şüphelenilen durumlarda, hastanın ince bağırsağının ilk iki kısmından parça alınıp test yapılarak, tanının konulması gerekiyor" dedi.
Şişkinlik ortak şikayet
Çölyak hastalarının; buğday, arpa, çavdar ve bir dereceye kadar da yulafta bulunan bir protein olan glütene karşı hassasiyet gösterdiklerini belirten Gümürdülü, şöyle devam etti: "Hastalar glüten içeren besinleri tükettiklerinde, ince bağırsakların iç yüzeyini örten hücrelerden oluşmuş olan ve mukoza diye adlandırılan kısımda bulunan emici hücrelerde reaksiyon meydana geliyor. Bu reaksiyon sonrasında sindirim ve emilim bozulduğundan, zamanla bağırsaklardan emilemeyen maddelerin eksikliği yani demir eksikliği, kansızlık gibi şikayetlere neden oluyor." Çölyak hastalığında tedavinin temelini sıkı bir glütensiz diyetin oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, "Hastalar glüten içeren tahıl ürünleri buğday, arpa ve çavdar kullanılarak yapılan gıda maddelerini kesinlikle tüketmemeli. Pirinç, mısır, patates ve soya unundan yapılmış besinler tüketilebilir. Meyve, sebze, yumurta ve et ürünlerinin tüketilmesinde hiçbir sakınca yoktur. Glütensiz bir diyetin, kesin teşhis konulmadan uygulanmasını da tavsiye etmiyoruz" ifadelerini kullandı. İHA
'Çölyak da olabilir'
Genetik bir sindirim rahatsızlığı olan "çölyak" hastalarının da kesinlikle glüten içeren gıdalar tüketmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, "Çölyak hastalığı tıbbi testlerle tespit edilebiliyor. Ancak glüten hassasiyetinin ve buğday alerjisinin tespiti zor. Bunun için mutlaka uzman kontrolünde belirli testlerin yapılması gerekiyor" diye konuştu.
Prof. Dr. Gümürdülü, çölyak hastalığının ise glütenli gıdalardan uzak durmanın yanında daha farklı bir tedavi gerektirdiğini vurguladı.
Sindirilmiş gıdalardaki besin maddelerinin bağırsakta emiliminin bozulmasına yol açan çölyak hastalığının her yaşta ortaya çıkabileceği gibi, en çok 8-12 aylık çocuklarda ve 30-40 yaş aralığındaki bireylerde daha sık görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Gümürdülü, bu hastalığın çocuklarda ishal ve gelişim geriliği belirtileriyle kendini gösterdiğini vurguladı. Gümürdülü, "Hastalar karın ağrısı, kansızlık, demir eksikliği, kabızlık, ishal gibi şikayetlerle karşımıza geliyor. Bu belirtiler genellikle önemsenmiyor ve atlanıyor. Çölyaktan şüphelenilen durumlarda, hastanın ince bağırsağının ilk iki kısmından parça alınıp test yapılarak, tanının konulması gerekiyor" dedi.
Şişkinlik ortak şikayet
Çölyak hastalarının; buğday, arpa, çavdar ve bir dereceye kadar da yulafta bulunan bir protein olan glütene karşı hassasiyet gösterdiklerini belirten Gümürdülü, şöyle devam etti: "Hastalar glüten içeren besinleri tükettiklerinde, ince bağırsakların iç yüzeyini örten hücrelerden oluşmuş olan ve mukoza diye adlandırılan kısımda bulunan emici hücrelerde reaksiyon meydana geliyor. Bu reaksiyon sonrasında sindirim ve emilim bozulduğundan, zamanla bağırsaklardan emilemeyen maddelerin eksikliği yani demir eksikliği, kansızlık gibi şikayetlere neden oluyor." Çölyak hastalığında tedavinin temelini sıkı bir glütensiz diyetin oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, "Hastalar glüten içeren tahıl ürünleri buğday, arpa ve çavdar kullanılarak yapılan gıda maddelerini kesinlikle tüketmemeli. Pirinç, mısır, patates ve soya unundan yapılmış besinler tüketilebilir. Meyve, sebze, yumurta ve et ürünlerinin tüketilmesinde hiçbir sakınca yoktur. Glütensiz bir diyetin, kesin teşhis konulmadan uygulanmasını da tavsiye etmiyoruz" ifadelerini kullandı. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.