Fransa, 1917 ilkbaharında iyi bir hazırlık yaparak Batı cephesinden Düşmana karşı 16- 19 Nisan tarihleri arasında saldırıya geçer. Amaç bir yarma hareketi ile alman ordusunu dağıtmak ve zafere ulaşmaktı. Ama Fransa ordusu bu yarma hareketini zaferle sonuçlandıramaz. Bu başarısızlık karşısında halkın morali çok bozulur. 8 Nisan 1917 günü Rusya'da başlayan Devrim Hareketleri ve KATMASIZ VE ÖDEMESİZ BARIŞ sloganları sonucunda Çarlık rejiminin ve hükümetinin yıkılması da halkın moralini aksi yönde çok etkilemişti. Bu olaylar karşısında Fransız halkının tek zafer umudu Amerikan Ordusunu başarısına bağlanmıştı. Fransız Başbakanı Ribot, Rusya'daki gelişmeleri öğrenmek amacı ile bakanlarından ALBER TOMA'yı Petrograd'a gönderir. Alber Toma'da bir sosyalisttir. Petrograd'da devrimcilerle yakın ilişkiler kurarak, amaçlarını öğrenir. 4-5 Mayıs gösterileri sonrasında Başbakan Lvov'un düşüncelerini öğrenir ve Hükümet kurma çalışmalarını yakından görür. Lvov'un 9 Mayıs tarihli bildirgesini,19 Mayıs'da Dışişleri Bakanı Tereççenkov'un basın toplantısındaki düşüncelerini çok olumlu bulur. Kısacası yeni hükümetin bağlaşıkları ile ilgili antlaşmalara bağlılığın ve bilhassa Dışişleri Bakanı Tereççenkov'un düşünceleri ile savaşa devam mesajını alarak geri döner. Önce İngiltere'ye Uğrar. Loyd Corc Ondan Rusya'nın durumunu öğrenince şu düşüncelerini açıklamaktan hiç çekinmez: (KATMASIZ VE ÖDENEKSİZ BARIŞ İLKESİNİ) şu koşullarla kabul edeceğini; ALSAS-LOREN Fransa'ya verilsin, Türk, Alman sömürgeciliğinden kurtarılmış olan IRAK VE AFRİKA ULUSLARI yeniden onların sömürmelerine bırakılmasın. Yani İngiltere, 24 Nisan 1916 tarihli Anadolu'nun paylaşımı ile ilgili antlaşmanın uygulanması ile Anadolu, Irak Suriye, Arabistan, Filistin topraklarının Osmanlı ve Alman sömürüsünden kurtarılması olarak görüyor. Türk düşmanı Loyd Corc bu düşüncesi ile yine büyük çamlar devirmektedir. Zira Osmanlı Devleti Irak Arabistan ve Suriye'de halkı sömürmemekte, o bölgedeki insanların güvenliği için ordu besleyerek masrafa girerken, çöl Araplarını beslemek içinde Anadolu'da kurduğu vakfiyelerden kaldırdığı hububatı kervanlarla oralara gönderiyordu. Mesela Antalya sancağının Korkuteli (Istanos) kasabasından Bozova bölgesini Hicaz vakfı yaparak her yıl kalkan hububatın 2000 deve yüküyle Mekke'ye gönderiyordu. Araplarda Anadolu ırgatlarının ürettiği buğdayı ekmek yaparak yerken onlar Türkleri sömürüyordu. Savaştan sonra bu araziler Cumhuriyet Hükümeti tarafından Kara Cehennem İbrahim ve İsmail Beylerin yakınlarına dağıtılmıştır. İngiliz Başbakanı Loyd Corc Osmanlı ve Alman sömürüsünde bulunan Irak'a ve Arabistan'la Mısır'daki topraklar üzerinde yönetimi ele almak koşulu ile yerleşerek ÜLKE KATMA ilkesinden vazgeçtiğini bildirir. Loyd Corc'un bu düşüncesi Fransa Halkı'nın karamsarlıklarını biraz olsun siler. Fransa Başbakanı Ribot, Bakanı Alber Toma'nın verdiği bilgilerden, bilhassa Rusya Başbakanı Lvov'un 9 Mayıs tarihli bildirgesine ve Rusya Dışişleri Bakanı Tereççenko'nun Basın demeçlerine bağlı kalarak halkını bilgilendirmek için bir konuşma metni hazırlar. 22 Mayıs 1917'de Meclis Kürsüsüne gelerek şu konuşmayı yapar: Katmasız Barış, ülke fethetmeden ve kuvveti kötüye kullanmadan yapılan barış anlamında mıdır? Fransız Hükümeti zaten bunlar dışında olacak bir barışı tepmiştir. Bu Fransa'nın kendisinden koparılmış ve hala Hakka ve ahalisinin isteğine göre Fransız kalmış o illerin geri verilmesini istemekten vazgeçmesi mi demektir? Ancak Almanya'dır ki her türlü hak dışında Alsas ve Loren'i kendi ülkesine katmakla bu gün var olan ve adilane bir barışın ortadan kaldıracağı şiddet durumunu ortaya çıkarmıştır. Bay Dö Bismark, Avrupa'nın kırk yıl boyunca altında yaşadığı rejimin büyük sorumlusudur. Ödeneksiz barışa gelince bu ancak B. Wilson'un ona verdiği anlamda anlaşılabilir. Yani yenilmiş olan Devlete keyfi bir para cezası yüklememek yönü. Yoksa bize karşı açılan haksız bir savaş yüzünden verdirilen bütün zararların ödenmemesi demek olmaz. Dünyada insanlar için olduğu gibi uluslar içinde bir adalet olmalıdır. Savaşı çıkaran ve zararını gördüğümüz zulümleri işleyen ulus yaptığı kötülükleri ödemelidir. Bizim istediğimiz adalet ve ulusların hakları üzerine kurulmuş bir barıştır, Bütün Acun için çok ağır bir yük olmuş olan asker istipdatınca ta baştan hiçe indirilmemiş bir barıştır. Kendisine herhangi bir ulus gibi gelişmek hakkını tanıdığımız Alman Ulusu bu yönü bir anlasa, barış daha kolaylıkla elde edilir. İşte Waşington'da olduğu gibi Petrograd'da da söylenen budur. İşte Fransız demokrasisinin yüreğinde bulunan da budur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011