Gelir dağılımda bozukluk liberal görüşün "bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler" ilkesinin kapitalizm adı altında ekonomik bir sistem olarak kendisine hayat imkanı bulmasıyla başlamıştır. Kapitalistler devlete ve paraya getirdikleri tarifler ve yükledikleri görevlerle beraber gelir dağılımının bozulmasına neden olmuşlardır.
Liberal anlayışa göre devlet; güvenlik, asayiş, altyapı yatırımlar gibi işlerle uğraşmalı, ekonomiye ve ticarete kesinlikle müdahale etmemelidir. Devlete bu rol biçilince kamu harcamalarının hacmi artmış, harcamaların finansmanı için hükümetler, yüksek faizlerle iç ve dış borç alma yoluna gitmişlerdir. Zaman içerisinde alınan borçların faizlerini bile ödemeyen devletler halktan yüksek vergiler alarak bu gelirleri borç aldığı sermaye gruplarına aktarmasına rağmen girdiği bu borç batağından kurtulamamıştır. Faizle satın alınan paralar vergilerle karşılanmaya başlayınca toplumun büyük bir kesimine ait gelirler, azdan da az bir gruba aktarılmaya başlamıştır.
Global sermaye grupları bu mantıkla ülkeleri adeta haraca bağlayarak, ülkelerin kaynak ve gelirlerini faizle birlikte kendilerine aktarmaktadır. Diğer taraftan Merkez Bankaları, bağımsızlıkları savunularak, devletlerin kontrolünden çıkartılmış global sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir kurum haline getirilmiştir.
Gelişmekte olan devletler senyoraj gelirinden vazgeçerken, başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkeler kendi paraları ile bu emisyon açığını kapatarak, gelişmekte olan ülkelerin emeğini ve üretimini kendilerine aktarmaktadırlar. Senyoraj hakkını kullanan kendi parasının kullanım alanını dünyada genişleten ülkelerin başında ABD gelmektedir.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Hermann Knoflacher Avusturya Viyana Üniversitesi:MEM insanı koruyorBurada Milli Ekonomi Modeli'nin matematik modellemesi ortaya konuldu. Hakikaten hem modelin kendisi, hem de matematik modeli etkileyiciydi. Şunu da vurgulamayı borç kabul ediyorum; bu modelden etkilendiğimi ifade etmek isterim. Dolayısıyla modelin etkinliği de burada net bir şekilde gözükmektedir. Viyana kulübünün ortaya koymuş olduğu bir görüş var; Milli Ekonomi Modeli orijinal bir sistemdir. İnsanı koruyan bir denge istiyorsanız; o zaman bu sistemi iyice incelemeniz ve hesaba katmanız gerekiyor.Kapitalizm yapısal dengeyi yok ediyorSon yıllarla yeni sistemler devreye girdi. Kapitalist modellere baktığımızda hep paraya yönelmişlerdir, insana değil? Ve para, hep önde? Kapitalist modellere baktığımızda, hep yapısal dengenin yok olduğunu görüyoruz. Kapitalist modellerde bir yerlerde bir şeylerin eksik olduğunu hep hissediyoruz. Hep kurumlar yaratıldı ve kurumlarla sistemler ayakta tutulmaya çalışıldı. Benim analizime göre, ki ben de sayın Prof. Dr. Haydar Baş'la aynı fikirdeyim insan, paraya ve paranın serbestliğine aslında engel değildir. Bu modeldeki formüller, parayı da çok sağlıklı mecraya oturtacaktır.
Liberal anlayışa göre devlet; güvenlik, asayiş, altyapı yatırımlar gibi işlerle uğraşmalı, ekonomiye ve ticarete kesinlikle müdahale etmemelidir. Devlete bu rol biçilince kamu harcamalarının hacmi artmış, harcamaların finansmanı için hükümetler, yüksek faizlerle iç ve dış borç alma yoluna gitmişlerdir. Zaman içerisinde alınan borçların faizlerini bile ödemeyen devletler halktan yüksek vergiler alarak bu gelirleri borç aldığı sermaye gruplarına aktarmasına rağmen girdiği bu borç batağından kurtulamamıştır. Faizle satın alınan paralar vergilerle karşılanmaya başlayınca toplumun büyük bir kesimine ait gelirler, azdan da az bir gruba aktarılmaya başlamıştır.
Global sermaye grupları bu mantıkla ülkeleri adeta haraca bağlayarak, ülkelerin kaynak ve gelirlerini faizle birlikte kendilerine aktarmaktadır. Diğer taraftan Merkez Bankaları, bağımsızlıkları savunularak, devletlerin kontrolünden çıkartılmış global sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir kurum haline getirilmiştir.
Gelişmekte olan devletler senyoraj gelirinden vazgeçerken, başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkeler kendi paraları ile bu emisyon açığını kapatarak, gelişmekte olan ülkelerin emeğini ve üretimini kendilerine aktarmaktadırlar. Senyoraj hakkını kullanan kendi parasının kullanım alanını dünyada genişleten ülkelerin başında ABD gelmektedir.
Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi /BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş
MİLLİ EKONOMİ MODELİ İÇİN NE DEDİLER:Prof.Dr. Hermann Knoflacher Avusturya Viyana Üniversitesi:MEM insanı koruyorBurada Milli Ekonomi Modeli'nin matematik modellemesi ortaya konuldu. Hakikaten hem modelin kendisi, hem de matematik modeli etkileyiciydi. Şunu da vurgulamayı borç kabul ediyorum; bu modelden etkilendiğimi ifade etmek isterim. Dolayısıyla modelin etkinliği de burada net bir şekilde gözükmektedir. Viyana kulübünün ortaya koymuş olduğu bir görüş var; Milli Ekonomi Modeli orijinal bir sistemdir. İnsanı koruyan bir denge istiyorsanız; o zaman bu sistemi iyice incelemeniz ve hesaba katmanız gerekiyor.Kapitalizm yapısal dengeyi yok ediyorSon yıllarla yeni sistemler devreye girdi. Kapitalist modellere baktığımızda hep paraya yönelmişlerdir, insana değil? Ve para, hep önde? Kapitalist modellere baktığımızda, hep yapısal dengenin yok olduğunu görüyoruz. Kapitalist modellerde bir yerlerde bir şeylerin eksik olduğunu hep hissediyoruz. Hep kurumlar yaratıldı ve kurumlarla sistemler ayakta tutulmaya çalışıldı. Benim analizime göre, ki ben de sayın Prof. Dr. Haydar Baş'la aynı fikirdeyim insan, paraya ve paranın serbestliğine aslında engel değildir. Bu modeldeki formüller, parayı da çok sağlıklı mecraya oturtacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.