Bir seçim dönemini daha geride bıraktık.
Fakat vatandaş 'geçim' derdiyle yine baş başa kaldı.
Domates yine pahalı, soğan yine yok…
İşsizlik yine en önemli sorunumuz, yine 300 kişilik geçici işe 4 bin kişi başvuruyor, emeklilikte yaşa takılanlar yine haklarını alamadı.
Elektrik, su, doğalgaz faturaları yine aile bütçesinin belini büküyor.
Gençler yine geleceklerinden umutsuz. Pırıl pırıl zekâları yurt dışına nasıl kapağı atacağı için çalışıyor. Oysa o zeki gençlere ne kadar da ihtiyacımız var bu ülkede.
Seçim bitti ama bankaların icra takipleri bitmedi. Enflasyon düşmedi. Vatandaşın geliri artmadı. Borçlar ödenmedi…
Hülasa seçim bitti ama vatandaşın derdi bitmedi, devam ediyor…
Zaten ne bekliyorduk ki!
Yıllarca kendi elimizle seçtiklerimizin yukarıda özetlemeye çalıştığımız sorunları yaratması karşısında yine aynı kişilerden çözüm üretmesini mi?
Evet, seçim bitmiştir fakat sorunlar bitmediği gibi tartışmalar da devam etmektedir. Seçim öncesinde söylediğimiz, milleti iki seçenekten birine zorluyorlar, bu bir oyundur, bu oyuna gelmeyin ikazımız; göz ardı edilmiş ve tespitimizin doğru olduğu da ortaya çıkmıştır.
40 sene önceki tüp gaz ve yağ kuyruklarını eleştirenler, 40 sene sonra patates, soğan kuyruğuna girdiler. Girdikleri kuyruğa da varlık kuyruğu dediler!
Güler misin, ağlar mısın?
Ekonominin birinci kuralıdır; bir yerde mala talep fazlaysa, hele hele o mal için kuyruklar oluşmuşsa yani mal bulunmuyor ve insanlar o malı çok istiyorsa fiyatlar artar. Bu mal bir de temel gıda maddeleri ise artan fiyatlar karşısında fakir daha da fakirleşir. Tenceresini kaynatamaz, evine ekmek götüremez…
Yani vasat bir zekâ bile sebze kuyruğuna 'varlık kuyruğu' demez. Ama diyorlar işte!
Çarşı pazarın pahalılığından, faturaların yüksekliğinden yakınanlar gittiler yine pahalılığı getirenlere oy verdiler…
Vatandaşa soruyorlar, köprüyü kim yaptı; "Tayyip yaptı."
Yolları kim yaptı; "Tayyip yaptı."
Pahalılığı kim yaptı; "Ne yani Tayyip mi yaptı!.."
Pes yani… İnsanımızın bu akıl tutulmasından artık acilen kurtulması lazım. Türkiye'ye zarar veriyor. Geleceğimize zarar veriyor. Çocuklarımıza, torunlarımıza zarar veriyor.
Oysa köprü de vatandaşın paralarıyla yapıldı, yollar da vatandaşın paralarıyla yapıldı. Hatta beceriksiz yöneticiler yüzünden 20 kat daha pahalıya yapıldı.
Hayat pahalılığına gelince, onu işte bizzat vatandaşın kendisi yaptı. Vatandaş kendi suçunun cezasını çekiyor şimdi.
"Türkiye'yi kim düzeltecek, sanki öbürleri gelse daha mı iyi olacak?" dediğinizi duyar gibiyim.
Evet, dünyada ekonomiyi değiştiren, batan ülkelere hayat kaynağı olan o kişiyi ve onun modelini seçmediğiniz müddetçe Türkiye'yi kimse düzeltemez. Sizi yönlendirdikleri çaresizlikten öbür çaresizliğe sürüklenir durursunuz. Tıpkı yıllardır o duvardan öbür duvara kafanızı çarpıp durduğunuz gibi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022