Fenerbahçe ve Göztepe İzmir'de 2-2 berabere kaldı.
Fenerbahçe 0-2 öne geçmesine rağmen skoru koruyamadı ve maç berabere bitti.
Şimdi skora ve bu duruma bakıp adalet kimden yanaydı diye düşününce insanın kafası karışıyor.
Maçta iyi olan taraf Fenerbahçe değildi. İyi olan taraf Göztepe idi.
Fakat öne geçen taraf Fenerbahçe oldu. Göztepe'nin beraberliği kurtarması adaletin yerine gelmesi miydi?
Hayır çünkü ancak Göztepe galip gelseydi adalet yerine gelmiş olacaktı.
Fenerbahçe o derece kötüydü işin doğrusu. Her şeyden önce Fenerbahçe hangi formasyon ile oynadı belli değildi.
Fenerbahçe klasik bir 4-4-2 dağılımı ile başladı. Dzeko ve En-Nesyri çift santrafor başladılar.
Maç başladıktan bir süre sonra ise Tadiç sağ önden 10 numara pozisyonuna geçti. Bununla birlikte En-Nesyri de sağ öne geçti.
Fakat bu kötü futbolu açıklayan bir olgu değil aslında.
Çünkü Fenerbahçe'nin rakibi Göztepeli futbolcuların her biri Fenerbahçelilerden iki kat fazla koştular.
Bu da yetmedi Göztepeliler top ne zaman Fenerlilere geçse futbolculara rahat nefes aldırmadılar.
Göztepe 90 dakika boyunca muazzam bir baskı uyguladı.
Fenerbahçe adına sahada futbol dışında her şey vardı.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç devre arasında tribünlere giremeyen taraftarlara destek vermek için deplasman tribününe gitti.
İkinci devre başladıktan sonra saha kenarından protokol tribünündeki yerine giderken bir futbol holiganının saldırısına uğradı.
Bu olay Fenerbahçe'nin oynadığı oyunun önüne geçti.
Henüz sezonun başı ama takım içinde sanki havlu atmışlık duygusu var gibiydi.
Örneğin dakika 27'de Maximin taç atacaktı fakat atışı yapmak için gelen Oosterwolde'ye topu bıraktı.
Oosterwolde tacı kullanmak üzereyken Maximin arkasını dönüp gamsız bir şekilde yürüyerek kendi kalesi istikametine ilerledi.
İnsan bir rakip kaleye doğru hamle yapar, pas falan ister. Fakat Maximin'in umrunda değil öylece arkasını dönüp gerisin geri gitti.
Peki takımın iyileri kimdi. Gelin görün ki takımın iyisi Alan St-Maximin idi. Bir miktar da En-Nesryi kendini gösterdi.
Gerek Maximin gerekse de En-Nesyri süratli ve hızlı oyuncular. Fakat takımın geri kalanı dökülürken onların da yapacak fazla şeyleri yok.
Her şeyden önce onların süratine ayak uyduracak bir oyuncu yok.
Ayrıca Göztepe'nin nizami bir golü yine VAR müdahalesi ile verilmedi.
Bu pozisyonda golün öncesinde Kubilay Kanatsızkuş'un, İsmail Yüksek'e bence faul denebilecek bir müdahalesi yok.
Fenerbahçe'nin kazandığı penaltı pozisyonunda Osayi kendini kolay yere bırakıyor.
Daha çok dengesini kaybediyor gibi geldi bana. Fakat penaltı da olabilir tabii.
Fenerbahçe'nin bulduğu ikinci golde Göztepeliler Szymanski'yi bir an için rahat bıraktılar.
Hal böyle olunca Szymanski ince bir pas atabildi ve gol gerçekleşti.
İkinci yarı da Göztepe'nin üstünlüğü ile geçti.
59'da Fenerbahçe'nin iyilerinden En-Nesyri Tadiç'in kaleye paralel giden topunu takip etmeyince skor 0-3 olamadı.
Burada En-Nesyri oldukça hatalı çünkü hızlı davranıp topa müdahale etse kale bomboş. Gol olması işten değildi.
Dzeko bu karşılaşmada gol atmaya çalışmaktan çok hakem ile diyaloğa girmeyi tercih etti. Her kaybettiği ikili mücadelede faul bekledi.
Bu arada ikinci yarı Fenerbahçeli futbolcular neredeyse hiçbir ikili mücadeleyi kazanamadılar.
Evet sayın okurlar Fenerbahçe'nin Göztepe maçından bir puan alması işin açıkçası bir mucizeydi.
Bu senenin tamamı her halde böyle geçmez.
Aksi takdirde bu sene de şampiyonluk hayal olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025