Trabzonspor sahasında Galatasaray'a 1-5 kaybetti. Maçın genelini düşündüğümüzde Galatasaray taktik olarak, yetenek olarak olsun Trabzonspor'dan çok üstün idi.
Galatasaray maç boyunca savunmasını kalabalık tuttu. Buna rağmen topu rakibe bırakmadı. Yani hem iyi savunma yaptı hem de topun kontrolünü rakibe vermedi.
Üstelik sıklıkla baskı kurarak Trabzonspor'un hücumlar geliştirmesine engel oldu.
İyi savunma ve rakibe baskı. Galatasaray'ın Trabzonspor karşısındaki oyununu özetleyen kelimeler bence.
Gerek Torreira gerekse Kerem Demirbay çok fazla hücuma çıkmadılar. Yine de Kerem Demirbay hücumcu özelliklerini sergiledi.
Trabzonspor maç boyunca kalabalık Galatasaray savunmasına çözüm üretemedi. Sezona iyi giriş yapan Enis Destan çok kötü bir günündeydi.
Örneğin uzatmaların son dakikasında bir pozisyonda şut atmak yerine müsait olamayan Berat'a pas verdi. Trabzonspor'un santrforu böyle bir tercih hatası yapıyorsa bir yanlışlık var demektir.
Aynı Enis yine son anlarda öyle kötü bir vuruş yaptı ki top Galatasaray savunmasına çarpıp kornere çıktı. Bu pozisyonda Enis topu dağlara taşlara gönderdi. İşin açıkçası Trabzon bu maçta santrforsuz oynadı denebilir.
Trabzon'da gayret gösteren bir futbolcu var ise o da Edin Visca idi. Fakat o da daha ziyade karşılaşmanın ilk anlarında kendini gösterdi. Onun dışında o da sahada pek görünmedi.
Galatasaray takım olarak iyiydi. Her ne kadar Galatasaray'ın kaydettiği goller çok fazla organize hücum sonucu gerçekleşmemiş olsa da organizasyon anlamında Galatasaray'a başarısız denemez.
Yani Galatasaray organize hücumlar da gerçekleştirdi. Barış Alper Yılmaz her zamanki gibi fizik güç açısından üst düzeydeydi.
Zaha, Icardi'nin yokluğunda santrfor oynadı ve iyi bir performans ortaya koydu.
Trabzonspor karşısındaki Kerem Aktürkoğlu oyunu çok iyi takip etti. Takım arkadaşlarının ikili mücadelelerini yakından takip etti. Bu mücadelelerden boşa çıkan topları hep kaptı ve hücumlar hazırladı.
Nelsson bu maçta kesiciliği yanında savunmadan uzun toplar ile oyun kurucu paslar dağıttı.
Futbol günümüzde dar alanda oynanıyor. Alanı başarıyla daraltan takımlar daima daha avantajlı.
Fakat şöyle bir şey de var. Bir bölgede alanı daralttığınızda bir başka bölgede boş alan yaratmış oluyorsunuz. Top ayağında olan takım bu boş bölgelere topu iletebilmeli.
Galatasaray, Trabzon karşısında bunu çok iyi uyguladı. Trabzonspor'un eline de böyle fırsatlar geçmedi değil ama bunlardan yararlanamadı.
Bu sonuçtan sonra Galatasaray yeniden Fenerbahçe ile puanları eşitledi. Tabii daha çok karşılaşma var. Bu dönemi en az kayıp ile tamamlamak önemli. Bakalım bu süreçten kim avantajlı çıkacak.
Galatasaray maç boyunca savunmasını kalabalık tuttu. Buna rağmen topu rakibe bırakmadı. Yani hem iyi savunma yaptı hem de topun kontrolünü rakibe vermedi.
Üstelik sıklıkla baskı kurarak Trabzonspor'un hücumlar geliştirmesine engel oldu.
İyi savunma ve rakibe baskı. Galatasaray'ın Trabzonspor karşısındaki oyununu özetleyen kelimeler bence.
Gerek Torreira gerekse Kerem Demirbay çok fazla hücuma çıkmadılar. Yine de Kerem Demirbay hücumcu özelliklerini sergiledi.
Trabzonspor maç boyunca kalabalık Galatasaray savunmasına çözüm üretemedi. Sezona iyi giriş yapan Enis Destan çok kötü bir günündeydi.
Örneğin uzatmaların son dakikasında bir pozisyonda şut atmak yerine müsait olamayan Berat'a pas verdi. Trabzonspor'un santrforu böyle bir tercih hatası yapıyorsa bir yanlışlık var demektir.
Aynı Enis yine son anlarda öyle kötü bir vuruş yaptı ki top Galatasaray savunmasına çarpıp kornere çıktı. Bu pozisyonda Enis topu dağlara taşlara gönderdi. İşin açıkçası Trabzon bu maçta santrforsuz oynadı denebilir.
Trabzon'da gayret gösteren bir futbolcu var ise o da Edin Visca idi. Fakat o da daha ziyade karşılaşmanın ilk anlarında kendini gösterdi. Onun dışında o da sahada pek görünmedi.
Galatasaray takım olarak iyiydi. Her ne kadar Galatasaray'ın kaydettiği goller çok fazla organize hücum sonucu gerçekleşmemiş olsa da organizasyon anlamında Galatasaray'a başarısız denemez.
Yani Galatasaray organize hücumlar da gerçekleştirdi. Barış Alper Yılmaz her zamanki gibi fizik güç açısından üst düzeydeydi.
Zaha, Icardi'nin yokluğunda santrfor oynadı ve iyi bir performans ortaya koydu.
Trabzonspor karşısındaki Kerem Aktürkoğlu oyunu çok iyi takip etti. Takım arkadaşlarının ikili mücadelelerini yakından takip etti. Bu mücadelelerden boşa çıkan topları hep kaptı ve hücumlar hazırladı.
Nelsson bu maçta kesiciliği yanında savunmadan uzun toplar ile oyun kurucu paslar dağıttı.
Futbol günümüzde dar alanda oynanıyor. Alanı başarıyla daraltan takımlar daima daha avantajlı.
Fakat şöyle bir şey de var. Bir bölgede alanı daralttığınızda bir başka bölgede boş alan yaratmış oluyorsunuz. Top ayağında olan takım bu boş bölgelere topu iletebilmeli.
Galatasaray, Trabzon karşısında bunu çok iyi uyguladı. Trabzonspor'un eline de böyle fırsatlar geçmedi değil ama bunlardan yararlanamadı.
Bu sonuçtan sonra Galatasaray yeniden Fenerbahçe ile puanları eşitledi. Tabii daha çok karşılaşma var. Bu dönemi en az kayıp ile tamamlamak önemli. Bakalım bu süreçten kim avantajlı çıkacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Elveda şampiyonluk / 17.03.2025