Flaş haber! Başbakan 'satış'ın bilançosunu açıkladı
Kamuoyunda 14 şeker fabrikasının 'kimin için özelleştirildiği' hararetle tartışılırken, Başbakan Yıldırım, AK Parti dönemindeki 'satış'ın bilançosunu açıkladı. Buna göre 17 yılda 11 liman, 90 elektrik santrali, 41 dev işletme, 4085 gayrimenkul özelleştirildi. Satış tutarı 60 milyar doları aştı
23.02.2018 00:00:00
RECEP BAHAR/DETAY HABER
Özelleştirme tartışmaları, 14 şeker fabrikasının satışıyla yeniden kamuoyunun gündeminde baş köşeye oturdu. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Perşembe akşamı TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen 'torba kanun'un görüşmelerinde, 14 şeker fabrikasıyla ilgili özelleştirme sürecinin sürdüğünü, diğer 11 fabrikanın ise kamu eliyle çalıştırılmaya devam edileceğini söyledi.
Arslan, "Bu özelleştirme kapsamında, şartnamede, fabrikadaki hiçbir çalışanın mağdur edilmemesi ve haklarının devam etmesi konusunda madde var. Kotalar çerçevesinde çiftçilerin üretimlerine devam etmesi ve bu işle uğraşan şeker pancarı üreten çiftçilerin haklarına herhangi bir halel gelmemesi adına da bir madde var. Bu da önemli" şeklinde konuştu.
Bu arada 'torba kanun' uayrınca şeker üretimi kotalarının belirlenmesi yetkisi Bakanlar Kuruluna tevdi edildi.
Özelleştirmeler başarısız
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cuma günü yaptığı açıklamada, "Şeker sanayisinin ülke ekonomisine, tarımsal üretime, istihdama ve sosyal hayata katkısı dikkate alınarak Türkşeker fabrikaları özelleştirme kapsamından çıkarılmalıdır" değerlendirmesini yaptı.
Atalay, Türkşeker kapsamındaki 14 fabrikanın özelleştirilmesi için ihale sürecinin başlatılmasının, geçmiş özelleştirme uygulamalarının sonuçları da dikkate alındığında doğru bir çözüm olmayacağını belirtti.
CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz da, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, şeker pancarının Türkiye için kıymetli bir ürün olduğunu vurgulayarak, "Şeker fabrikalarının özelleşmemesi lazım. Eğer özelleşecekse mutlaka üretici birliklerine verilmeli" şeklinde konuştu.
Özelleştirme talebi ABD'den geldi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ise Perşembe günü Şeker-İş Sendikası Genel Merkezi'nde Genel Başkan İsa Gök'ü ziyaretinde yaptığı açıklamada, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine dair, "Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, Cumhuriyet değerlerini yok etmektir. Milli ve yerli olmayan taleplerle gerçekleştirilmektedir bu satış. Türkiye'de hiç kimse, şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ilgili bir talepte bulunmamıştır. Bu talep, bugün savaş halinde olduğumuz ABD'nin şirketlerinden gelmektedir. Afrin'de meydan okuyoruz. Meydan okuyacaksan gel, bu teklifi geri çek. Milli ve yerli olduğundan hiç kuşku duymadığımız şeker fabrikalarına dokunma" şeklinde konuştu.
ABD bile özelleştirmiyor
Şeker-İş Genel Başkanı İsa Gök de kapitalizmin merkezi ABD'de bile bir tane özel şeker fabrikasının bulunmadığına, Avrupa Birliği'nde ise şeker konusunda çalışanların ve üreticilerin hakim olduğu bir yapının olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'de şeker konusunun şahıslara ihalesinin yanlış olacağını ifade etti.
Şeker fabrikalarının, nişasta bazlı şekere karşı mücadele ettiğine dikkati çeken Gök, nişasta bazlı şeker üreticilerinin yüzde 70'inden fazlasının yabancı şirketlere ait olduğunu ve bunun sağlığa etkilerini, Türkiye'nin gündeminde tutmaya gayret gösterdiklerini söyledi.
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör de, hükümetin 14 şeker fabrikasının satışından vazgeçmesi gerektiğini belirterek, "Özelleştirme durumunda yarın bu fabrikalarda üretim gerektiği gibi olmayacak. Birçok pancar üreticisi üretim yapmayacak ve 'nişasta bazlı şeker' (NBŞ) üreten firmaların önünü açacak" dedi.
60.3 milyar dolarlık satış
Özelleştirme tartışmalarının yeniden tavan yaptığı bir dönemde Başbakan Binali Yıldırım, 17 yıllık özelleştirme bilançosunu açıkladı. Bu 17 yıl 1 aylık dönemin 15 yıl 11 aylık dönemi özelleştirme çalışmalarının zirve yaptığı Ak Parti iktidarını kapsıyor.
Yıldırım'ın CHP Denizli Milletvekili Melike Basmacı'nın sorusuna verdiği cevaba göre, 01 Ocak 2001-31 Ocak 2018 tarihleri arasındaki dönemde gerçekleştirilen uygulamalar kapsamında 121 kuruluşta bulunan kamu payları ile 11 liman, 90 elektrik santrali, 41 işletme, 11 otel/sosyal tesis, 4.085 taşınmaz, 37 maden sahası, 4 gemi, 6 bin 808 kalem makine-teçhizat, 155 adet isim hakkı/marka ve araç muayene hizmetleri özelleştirildi. Özelleştirmeden elde edilen toplam tutarı ise 60.3 milyar ABD dolar...
14 fabrikada 4100 kişi çalışıyor
Özelleştirilecek Bor, Çorum, Kırşehir, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş'taki şeker fabrikalarında 4 bin 410 kişi çalışıyor.
Bu 14 fabrikada geçen yıl 47 bin 758 çiftçi tarafından üretilen 7 milyon 6 bin 100 ton şeker pancarı işlendi ve 946 bin 758 ton şeker, 322 bin 370 ton melas ile 2 milyon 74 bin 129 ton yaş küspe üretildi.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca 2008'de özelleştirme kapsamında alınan Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'nin Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba'daki şeker fabrikaları 2009'da yapılan ihaleyle 606 milyon dolara Ak-Can Şeker'e satılmış ancak itiraz üzerine ihale Danıştay tarafından iptal edilmişti.
Satıştan vazgeçmeyen Özelleştirme İdaresi'nce 2 yıl sonra 10 şeker fabrikası, 2 ayrı portföyde satışa çıkarıldı. 2011'de yapılan ihalelerde Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba'daki şeker fabrikalarının yer aldığı portföyü 656 milyon dolarla Ak-Can Şeker, diğer portföyde yer alan Elbistan, Malatya, Erzincan ve Elazığ'daki şeker fabrikalarını ise 266 milyon dolarla Kolin-Limak Ortak Girişim Grubu almış ancak toplam 922 milyon dolarlık satış, 2012'de başkanlığını dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından iptal edilmişti.
Özelleştirme tartışmaları, 14 şeker fabrikasının satışıyla yeniden kamuoyunun gündeminde baş köşeye oturdu. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Perşembe akşamı TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen 'torba kanun'un görüşmelerinde, 14 şeker fabrikasıyla ilgili özelleştirme sürecinin sürdüğünü, diğer 11 fabrikanın ise kamu eliyle çalıştırılmaya devam edileceğini söyledi.
Arslan, "Bu özelleştirme kapsamında, şartnamede, fabrikadaki hiçbir çalışanın mağdur edilmemesi ve haklarının devam etmesi konusunda madde var. Kotalar çerçevesinde çiftçilerin üretimlerine devam etmesi ve bu işle uğraşan şeker pancarı üreten çiftçilerin haklarına herhangi bir halel gelmemesi adına da bir madde var. Bu da önemli" şeklinde konuştu.
Bu arada 'torba kanun' uayrınca şeker üretimi kotalarının belirlenmesi yetkisi Bakanlar Kuruluna tevdi edildi.
Özelleştirmeler başarısız
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cuma günü yaptığı açıklamada, "Şeker sanayisinin ülke ekonomisine, tarımsal üretime, istihdama ve sosyal hayata katkısı dikkate alınarak Türkşeker fabrikaları özelleştirme kapsamından çıkarılmalıdır" değerlendirmesini yaptı.
Atalay, Türkşeker kapsamındaki 14 fabrikanın özelleştirilmesi için ihale sürecinin başlatılmasının, geçmiş özelleştirme uygulamalarının sonuçları da dikkate alındığında doğru bir çözüm olmayacağını belirtti.
CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz da, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, şeker pancarının Türkiye için kıymetli bir ürün olduğunu vurgulayarak, "Şeker fabrikalarının özelleşmemesi lazım. Eğer özelleşecekse mutlaka üretici birliklerine verilmeli" şeklinde konuştu.
Özelleştirme talebi ABD'den geldi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ise Perşembe günü Şeker-İş Sendikası Genel Merkezi'nde Genel Başkan İsa Gök'ü ziyaretinde yaptığı açıklamada, şeker fabrikalarının özelleştirilmesine dair, "Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, Cumhuriyet değerlerini yok etmektir. Milli ve yerli olmayan taleplerle gerçekleştirilmektedir bu satış. Türkiye'de hiç kimse, şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle ilgili bir talepte bulunmamıştır. Bu talep, bugün savaş halinde olduğumuz ABD'nin şirketlerinden gelmektedir. Afrin'de meydan okuyoruz. Meydan okuyacaksan gel, bu teklifi geri çek. Milli ve yerli olduğundan hiç kuşku duymadığımız şeker fabrikalarına dokunma" şeklinde konuştu.
ABD bile özelleştirmiyor
Şeker-İş Genel Başkanı İsa Gök de kapitalizmin merkezi ABD'de bile bir tane özel şeker fabrikasının bulunmadığına, Avrupa Birliği'nde ise şeker konusunda çalışanların ve üreticilerin hakim olduğu bir yapının olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'de şeker konusunun şahıslara ihalesinin yanlış olacağını ifade etti.
Şeker fabrikalarının, nişasta bazlı şekere karşı mücadele ettiğine dikkati çeken Gök, nişasta bazlı şeker üreticilerinin yüzde 70'inden fazlasının yabancı şirketlere ait olduğunu ve bunun sağlığa etkilerini, Türkiye'nin gündeminde tutmaya gayret gösterdiklerini söyledi.
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Genel Başkanı Özden Güngör de, hükümetin 14 şeker fabrikasının satışından vazgeçmesi gerektiğini belirterek, "Özelleştirme durumunda yarın bu fabrikalarda üretim gerektiği gibi olmayacak. Birçok pancar üreticisi üretim yapmayacak ve 'nişasta bazlı şeker' (NBŞ) üreten firmaların önünü açacak" dedi.
60.3 milyar dolarlık satış
Özelleştirme tartışmalarının yeniden tavan yaptığı bir dönemde Başbakan Binali Yıldırım, 17 yıllık özelleştirme bilançosunu açıkladı. Bu 17 yıl 1 aylık dönemin 15 yıl 11 aylık dönemi özelleştirme çalışmalarının zirve yaptığı Ak Parti iktidarını kapsıyor.
Yıldırım'ın CHP Denizli Milletvekili Melike Basmacı'nın sorusuna verdiği cevaba göre, 01 Ocak 2001-31 Ocak 2018 tarihleri arasındaki dönemde gerçekleştirilen uygulamalar kapsamında 121 kuruluşta bulunan kamu payları ile 11 liman, 90 elektrik santrali, 41 işletme, 11 otel/sosyal tesis, 4.085 taşınmaz, 37 maden sahası, 4 gemi, 6 bin 808 kalem makine-teçhizat, 155 adet isim hakkı/marka ve araç muayene hizmetleri özelleştirildi. Özelleştirmeden elde edilen toplam tutarı ise 60.3 milyar ABD dolar...
14 fabrikada 4100 kişi çalışıyor
Özelleştirilecek Bor, Çorum, Kırşehir, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Turhal, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş'taki şeker fabrikalarında 4 bin 410 kişi çalışıyor.
Bu 14 fabrikada geçen yıl 47 bin 758 çiftçi tarafından üretilen 7 milyon 6 bin 100 ton şeker pancarı işlendi ve 946 bin 758 ton şeker, 322 bin 370 ton melas ile 2 milyon 74 bin 129 ton yaş küspe üretildi.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca 2008'de özelleştirme kapsamında alınan Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'nin Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba'daki şeker fabrikaları 2009'da yapılan ihaleyle 606 milyon dolara Ak-Can Şeker'e satılmış ancak itiraz üzerine ihale Danıştay tarafından iptal edilmişti.
Satıştan vazgeçmeyen Özelleştirme İdaresi'nce 2 yıl sonra 10 şeker fabrikası, 2 ayrı portföyde satışa çıkarıldı. 2011'de yapılan ihalelerde Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba'daki şeker fabrikalarının yer aldığı portföyü 656 milyon dolarla Ak-Can Şeker, diğer portföyde yer alan Elbistan, Malatya, Erzincan ve Elazığ'daki şeker fabrikalarını ise 266 milyon dolarla Kolin-Limak Ortak Girişim Grubu almış ancak toplam 922 milyon dolarlık satış, 2012'de başkanlığını dönemin başbakanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından iptal edilmişti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.