Mezopotamya, Suriye Filistin ve Arap Yarımadası Sami ırkının anavatanıdır. Mezopotamya'ya yerleşen Sümerler Sami ırkından değildir. Birde Filistler, Deniz yolu ile ve kıyıları takip ederek Kuzeyden gelmiş bir kavimdir ama Sami kültürünü benimseyerek Araplaşmıştır. Toros Dağlarının Doğuda çizdiği yayın güneyinde kalan Güneydoğu Anadolu ile Suriye Filistin. Ve Sina Yarımadasına kadar uzanan topraklar Yahudilerin ana vatanıdır. Tevrat'ta dahi bu bölge "Yahudilere Vaat edilmiş Topraklar" olarak tanınır. Bu bölgenin ilk merkezi İlkçağ Kültür merkezlerinin en eskilerinden birisi olan Urfa ve Harran Ovasıdır. Yahudiler için ikinci dini ve kültür merkezi Filistin'deki Kudüs'tür. Kudüs Yehuda yaylasında Akdeniz ile Lut Gölü arasında kurulmuştur. M.Ö. 1400'lü yıllarda İbraniler tarafından fethedilir. M.Ö. 1000 yıllarında Hazreti Davut tarafından fethedilerek İbranilerin başkenti olur. M.Ö. 587 yılında Babil Krallığı tarafından işgal edilir. Yahudiler Babil'e köle olarak sürgün edilir. Bu tarihi olaylar nendi ile Kudüs Yahudiler için çok kutsal bir yerdir.İngiltere, 6 Nisan 1916 tarihli Osmanlı Asya'sının taksimi ile ilgili antlaşma gereğince Irak ve Arap Yarımadasını kendisine ayırmıştı. Zaten bu bölgelerde 18178 antlaşmasından sonra bu bölgenin yer altı zenginlikleri ilgili yaptığı araştırmalar sonucunda yatırım yapmaya başlamış ve yapılan gizli taksim antlaşmalarında da bu bölgelere daima sahip çıkmıştır. 1916 tarihinde de Mekke Emiri Şerif Hüseyin'i ve Arap toplumunu Osmanlı'ya karşı haince isyan ettirterek kendisine bağımlı bir sömürge devleti kurma hazırlıklarını yürütmekteydi. 1916 Gizli antlaşmalarına göre Suriye Bölgesini de Fransızlar sahiplenerek Araplarla siyasi ilişkileri devam ettiriyordu. Fakat Filistin toprakları gizli antlaşmalarla kimseye verilmiş durumda değildi. Almanlar Çanakkale Savaşlarında Gelibolu'dan çekilen İngiliz birliklerinin Mısır ve Süveyş Kanalına çekilmesi için, Sina cephesine yeni askeri birlikler gönderilerek aktif hale getirilmesini ister. Bu hareketin amacı Çanakkale'den çekilen kuvvetlerin Batı cephesine gönderilmesinin önlenmesidir. Yani Almanlar Türk Ordusunu kendi amaçları için kullanmak istiyorlar. Bu nedenle IV. Orduda görevli olan Alman Subaylar, 1916 Temmuzunda Romani'ye yaptırdıkları saldırı ağır asker kayıbı ile beraber ağır bir yenilgi almıştık. Romani'deki başarısızlığın en büyük nedeni, Alman subaylarının farklı bir kültüre sahip olmalarından kaynaklanan bir yönetim anlayışıdır.Yeni İngiliz Başbakanı Loyd Corc zaferi Orta Avrupa cephelerinde değil merkeze uzak cephelerde kazanılacağından emindir. Bunun için Mısır'daki askeri birlikleri Arap dünyası içerisine sokarak Osmanlı'nın ezilmesiyle zafere gidebileceğini görür. Bu düşünceye göre Sina Çölünde ordunun çölde bütün ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile Süveyş kıyılarından itibaren demiryolu ve su borusu döşeyerek Sina çölünde ilerlemeye başlar. Bu durum karşısında Cemal Paşa yanlış ve hatalı bir planla Tih Çölünü boşaltmaya çalışır. 21 Aralıkta El Ariş'te, 9 Ocak1917 de Refah'ta ağır asker kayıpları vererek 26 Ocakta önce Yunus-Şelale hattına oradan da Gazze Birüssebi Sonra'da GAZZE - BİRÜSSEBİ hattına çekilerek sağlam bir savunma hattı kurmaya çalışırlar. Ayni günlerde Fransız'lar da Filistin'in tamamını İngilizlere kaptırmamak amacı ile bir kısım Filistin toprağına sahip olabilmek için Doğu Akdeniz Limanlarına asker çıkarır. İngilizler 26 Mart'ta Gazze-Birüssebi Türk savunmasına karşı 50000 askerle saldırırlar. Türk birlileri ise 18000 askerden ibaretti Türk askeri bir üç olmasına rağmen tarihten gelen savaşçılık ruhu ve kültürünün kendisine verdiği cesaret ve duygularla ölümüne saldırır. Üç gün iki gece devam eden Türk saldırısı karşısına İngilizler ricat kararı alarak er meydanından çekilir. Birinci Gazze vuruşması sonucunda İngilizler Türk ordusunu Kanaldan ve Mısırdan isteklerine uygun bir şekilde uzaklaştıramazlar. Yalnız birici Gazze Vuruşmasından sonra İngiliz karargâhında savaş planlarında büyük değişiklikler başlar. Batı cephesindeki Alman Savunmasına karşı İngilizlerin 9-10 Nisan, Fransızların 16-17-18 tarihlerinde yapılan saldırılarda netice alınamayınca zaferi Suriye ve Filistin cephelerinde görürler. Bilhassa İngilizler Filistin bölgesinde egemenlik kurmak için İngiltere ve dünyanın diğer bölgelerindeki Yahudileri de Kıbrıs adsında toplayarak Kudüs ve Filistin'e yerleştirmeyi düşünerek Yahudi desteği ile bu bölgeleri kendilerine mal etmeye çalışırlar. İngilizler Irak cephesinden ve Hindistan'dan getirdikleri yeni kuvvetlerle beraber 17 Nisan'da saldırıya geçerler. 20 Nisana kadar devam eden saldırı ile netice alamayan İngilizler 20 Nisan da geri çekilirler. Mareşal Robertson bu başarısızlığı şu bildiri ile yayınlar: Doğu Anadolu'da Rus'ların işini kolaylaştırmak ve Bağdat'ı geri almak için Halep'te toplanan Türk birliklerini Filistin cephesine almak için ikinci Gazze saldırısını yaptık diyerek ikinci Gazze vuruşmasındaki başarısızlıklarını örtmek ister. Aslında en büyük Amaç Kudüs'ü alarak Yahudileri yerleştirerek Filistin ve Kudüs'e egemen olmaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011