Hamas lideri Şeyh Ahmed Yasin'in şehid edilmesi Filistin'deki muhalefeti tek yumruk yaptı. Yumruklar İsrail'e karşı sıkılmış vaziyette. Şaron ve kan içici tayfası sıkılan yumruğun kendilerine ne zaman ve nasıl ineceğini tartışmaya başladılar.
İsrail'de Filistin tarafından gelmesi muhtemel şiddet tartışılırken yöneticilerin mevcut durumu kaşıması mevcut tehditi kavrayamadıklarını gösteriyor.
Şiddetle beslenen bir toplumdan da beklenen bu olsa gerek. Şiddeti başlatan, karşılığına razı olmak durumunda. İsrail bunu yapıyor.
İsrail Genelkurmay Başkanı Moşe Yaalon, Filistin lideri Yaser Arafat ve Hizbullah örgütünün lideri Hasan Nasrallah'ın da sonunda İsrail suikastiyle öldürülebileceğini söyleyerek bölgeyi
kaşıyor.
Tehditler savrulurken güvenlik önlemleri de artırılıyor.
Hizbullah saldırısına karşı Lübnan sınırında ve yakın kent merkezlerinde güvenlik önlemleri arttırıldı.
Dış ülkelerdeki İsrail büyükelçiliklerinde güvenlik önlemleri de sıkılaştırıldı.
İsrail istihbaratının yahudi vatandaşlara İstanbul seyahati uyarısında bulunması da bu eksende alınmış bir karar.
Filistin'in acıları ayyuka çıkarken duvarın arkasındaki komşu İsrail halkının ,Şeyh Ahmed Yasin'in hava saldırısıyla öldürülmesini desteklemesi İsrail halkının da şiddete kaydığını gösteriyor.
Şaron'un bölgedeki kanlı politikalarına askeri kesimlerin sert tepki vermeye başlamasına rağmen sivillerin onu destekler bir pozisyon takınması dikkat çekici.
Avrupa'da antisemitik saldırıların her geçen gün tırmanıyor.
Şaron'un saldırgan tutumu bu saldırıları tırmandıracak.
Şaron kasıtlı olarak mı bunu yapıyor?
Yahudi diyasporayı dışarıda huzursuz ederek bölgeye göçmen mi çekilmek isteniyor?
İsrail'deki şiddetten kaçıp başka ülkelere yerleşen yahudi diyaspora için geri dönüş zemini oluşturuluyor.
İsrailli siyonist örgütler daha önceki yıllarda bunu yaptılar.
Hitler Almanyası'ndan beri tırmanış gösteren antisemitik eylemler, İsrail'in bölgede daha da güçlenmesine neden olmuştu.
Yakın zamanda Arjantin'deki ekonomik kriz esnasında yoksul yahudiler gemilerle İsrail'e taşındı, eriyen ülke nüfusu diriltilmeye çalışılarak yerleşke alanlarının sınırları genişletildi. Siyonizmin gizli eli Türkiye'den Polonya ve Rusya'ya kadar uzanıyor. Ama Şeyh Yasin'in vurulması ters tepki verecek.
İçte ve dışta yaşanan huzursuzluklarla Filistinli İsrail karşıtı örgütler ve El Kaide daha da büyümeye devam ederken, İsrail ve Şaron yanlıları erimeye başlayacak.
Aznar'ın silinip gitmesi, Blair'in kan kaybetmeye başlaması ve Bush'un seçim hezimetine uğrayacak olması gibi.
Şaron ve ekibi yakın zamanda silinecek.
Pasif kalsa da, dünya kamuoyu bunu böyle istiyor ve öyle de olacak.
İsrail'de Filistin tarafından gelmesi muhtemel şiddet tartışılırken yöneticilerin mevcut durumu kaşıması mevcut tehditi kavrayamadıklarını gösteriyor.
Şiddetle beslenen bir toplumdan da beklenen bu olsa gerek. Şiddeti başlatan, karşılığına razı olmak durumunda. İsrail bunu yapıyor.
İsrail Genelkurmay Başkanı Moşe Yaalon, Filistin lideri Yaser Arafat ve Hizbullah örgütünün lideri Hasan Nasrallah'ın da sonunda İsrail suikastiyle öldürülebileceğini söyleyerek bölgeyi
kaşıyor.
Tehditler savrulurken güvenlik önlemleri de artırılıyor.
Hizbullah saldırısına karşı Lübnan sınırında ve yakın kent merkezlerinde güvenlik önlemleri arttırıldı.
Dış ülkelerdeki İsrail büyükelçiliklerinde güvenlik önlemleri de sıkılaştırıldı.
İsrail istihbaratının yahudi vatandaşlara İstanbul seyahati uyarısında bulunması da bu eksende alınmış bir karar.
Filistin'in acıları ayyuka çıkarken duvarın arkasındaki komşu İsrail halkının ,Şeyh Ahmed Yasin'in hava saldırısıyla öldürülmesini desteklemesi İsrail halkının da şiddete kaydığını gösteriyor.
Şaron'un bölgedeki kanlı politikalarına askeri kesimlerin sert tepki vermeye başlamasına rağmen sivillerin onu destekler bir pozisyon takınması dikkat çekici.
Avrupa'da antisemitik saldırıların her geçen gün tırmanıyor.
Şaron'un saldırgan tutumu bu saldırıları tırmandıracak.
Şaron kasıtlı olarak mı bunu yapıyor?
Yahudi diyasporayı dışarıda huzursuz ederek bölgeye göçmen mi çekilmek isteniyor?
İsrail'deki şiddetten kaçıp başka ülkelere yerleşen yahudi diyaspora için geri dönüş zemini oluşturuluyor.
İsrailli siyonist örgütler daha önceki yıllarda bunu yaptılar.
Hitler Almanyası'ndan beri tırmanış gösteren antisemitik eylemler, İsrail'in bölgede daha da güçlenmesine neden olmuştu.
Yakın zamanda Arjantin'deki ekonomik kriz esnasında yoksul yahudiler gemilerle İsrail'e taşındı, eriyen ülke nüfusu diriltilmeye çalışılarak yerleşke alanlarının sınırları genişletildi. Siyonizmin gizli eli Türkiye'den Polonya ve Rusya'ya kadar uzanıyor. Ama Şeyh Yasin'in vurulması ters tepki verecek.
İçte ve dışta yaşanan huzursuzluklarla Filistinli İsrail karşıtı örgütler ve El Kaide daha da büyümeye devam ederken, İsrail ve Şaron yanlıları erimeye başlayacak.
Aznar'ın silinip gitmesi, Blair'in kan kaybetmeye başlaması ve Bush'un seçim hezimetine uğrayacak olması gibi.
Şaron ve ekibi yakın zamanda silinecek.
Pasif kalsa da, dünya kamuoyu bunu böyle istiyor ve öyle de olacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005