Türk sözlü halk edebiyatının en önemli unsurlarından fıkra geleneğimiz düzenlenen bir sempozyumda ele alınarak gelecek kuşaklara tanıtılıyor
Egeli Araştırmacı ve Yazarlar Birliği'nin (EGAY-DER) düzenlediği 3. uluslararası "Türk Medeniyetleri'nde Sözlü Kültür Geleneği Fıkralar" Sempozyumu başladı. Çatalçeşme Oda Tiyatrosu Salonu'ndaki sempozyumun açılışında konuşan Denizli Vali Yardımcısı İsmail Demirhan, Türk kültürünün bir derya olduğunu belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür. Fıkralar da kültürümüzün önemli bir parçasıdır. O nedenle kültürümüze sahip çıkmalıyız" dedi.
Gelecek kuşaklara iyi bir miras bırakabilmeli
Sempozyuma yerel kamu kurum ve kuruluşlarının ilgisiz kalmasını eleştiren EGAY-DER Genel Başkanı Şükrü Tekin Kaptan ise gelecek kuşaklara iyi bir miras bırakabilmek için çok araştırmak, çok yazmak ve bunun için sahaya inmek gerektiğini ifade etti. Çin Halk Cumhuriyeti'nden sempozyuma katılan Araştırmacı-Yazar Rukiye Haci, orada yaşayan Kırgız, Uygur, Kazak, Tatar ve Özbek Türklerinin Türkiye'yi çok sevdiğini söyledi. Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki Türklerin, Türkiye ile ilgili çok şey öğrenmek istediklerini ifade eden Haci, "Sarı Zeybek kitabını, Uygurca'ya çevirdim. Bu, Çin'de Atatürk ile ilgili basılan ilk kitap oldu. Basımı yapılan kitabın tamamı satılmış. Çin'deki Türkler, Atatürk'ün Sarı Zeybek kitabıyla tanıdı" dedi.
Bu dağın arkasında Türkiye var
Sempozyuma Azerbaycan'dan katılan Doç. Dr. Makbule Muharremkızı ise Türkiye sevgisini şöyle ifade etti:
"Yıllardır bu toprakların hasretini çektik. Yollar kapalıydı, gelemiyorduk. Nahcıvan'a geldiğimiz de Ağrı Dağı'na bakar ve 'bu dağın arkasında Türkiye var' diyerek, hasretimizi dile getirirdik. Türkiye'den bir kaset geldiğinde, kim olduğunu bilmeden dinler, çoğaltır ve birbirimize dağıtırdık. Artık o günler geride kaldı."
Türkiye, Azerbaycan, Bulgaristan, Çin Halk Cumhuriyeti, Kırgızistan, Macaristan, Makedonya ve Moldova'dan akademisyen, araştırmacı ve yazarların katıldığı sempozyumda sunulacak bildiriler, daha sonra kitap haline getirilecek.
Egeli Araştırmacı ve Yazarlar Birliği'nin (EGAY-DER) düzenlediği 3. uluslararası "Türk Medeniyetleri'nde Sözlü Kültür Geleneği Fıkralar" Sempozyumu başladı. Çatalçeşme Oda Tiyatrosu Salonu'ndaki sempozyumun açılışında konuşan Denizli Vali Yardımcısı İsmail Demirhan, Türk kültürünün bir derya olduğunu belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür. Fıkralar da kültürümüzün önemli bir parçasıdır. O nedenle kültürümüze sahip çıkmalıyız" dedi.
Gelecek kuşaklara iyi bir miras bırakabilmeli
Sempozyuma yerel kamu kurum ve kuruluşlarının ilgisiz kalmasını eleştiren EGAY-DER Genel Başkanı Şükrü Tekin Kaptan ise gelecek kuşaklara iyi bir miras bırakabilmek için çok araştırmak, çok yazmak ve bunun için sahaya inmek gerektiğini ifade etti. Çin Halk Cumhuriyeti'nden sempozyuma katılan Araştırmacı-Yazar Rukiye Haci, orada yaşayan Kırgız, Uygur, Kazak, Tatar ve Özbek Türklerinin Türkiye'yi çok sevdiğini söyledi. Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki Türklerin, Türkiye ile ilgili çok şey öğrenmek istediklerini ifade eden Haci, "Sarı Zeybek kitabını, Uygurca'ya çevirdim. Bu, Çin'de Atatürk ile ilgili basılan ilk kitap oldu. Basımı yapılan kitabın tamamı satılmış. Çin'deki Türkler, Atatürk'ün Sarı Zeybek kitabıyla tanıdı" dedi.
Bu dağın arkasında Türkiye var
Sempozyuma Azerbaycan'dan katılan Doç. Dr. Makbule Muharremkızı ise Türkiye sevgisini şöyle ifade etti:
"Yıllardır bu toprakların hasretini çektik. Yollar kapalıydı, gelemiyorduk. Nahcıvan'a geldiğimiz de Ağrı Dağı'na bakar ve 'bu dağın arkasında Türkiye var' diyerek, hasretimizi dile getirirdik. Türkiye'den bir kaset geldiğinde, kim olduğunu bilmeden dinler, çoğaltır ve birbirimize dağıtırdık. Artık o günler geride kaldı."
Türkiye, Azerbaycan, Bulgaristan, Çin Halk Cumhuriyeti, Kırgızistan, Macaristan, Makedonya ve Moldova'dan akademisyen, araştırmacı ve yazarların katıldığı sempozyumda sunulacak bildiriler, daha sonra kitap haline getirilecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.