Namazlar nasıl kılınırMescidlere ait hükümler
(Malikilere göre, mescidlerin en faziletlisi önce "Mescid-i Nebevî"dir. Sonra "Mescid-i Haram", sonra "Mescid-i Aksa" dır. Bunlardan sonra bütün mescidler eşittir. Ancak insanın evine yakın olan mescidde namaz kılması, komşuluk hakkını gözetme bakımından daha faziletlidir.) Bir kimsenin, kendi mahalle veya kabilesi mescidinde namaz kılması diğer mescidlerde namaz kılmasından daha faziletlidir, diğer mescidlerin cemaatı ister daha çok ve ister daha az olsun. Yalnız bir mescidin imamı daha salih ve alim olursa, orada namaz kılmak daha faziletlidir. Bu konuda Mescid-i Haram ile Mescid-i Nebevî'de kendilerine has bir özellik ve üstünlük vardır. Bunlarda kılınan namazların sevapları kat kat ziyadedir. Bir mescid insanlara dar gelecek olsa, yanındaki yer sahibinden kıymeti ile arsa satın alınarak mescide katılır. Arsa sahibi razı olmasa bile bu işlem yapılır; çünkü buna bütün insanların ihtiyacı vardır. Böyle bir mescid veya cami, sonradan binaların durumundan anlayan yetkili kimselerin görüşlerine göre çok genişlemiş ise, içinde cuma ve bayram namazları kılınması gibi en büyük idareciden tekrar izin alınması gerekir. Bir kimse, Yüce Allah'ın rızası için yaptırmış olduğu mescidin idaresine, tamirine, döşeme ve aydınlatılmasına, ehil ise müezzinliğine ve imamlığına başkalarından daha çok hak sahibidir. Kendisinden sonra da evlâdı ve aşireti, diğer insanlardan evlâdır. Bunlar müezzinliğe ve imamlığa ehil değiller ise, diledikleri uygun kimseleri müezzin ve imam tayin edebilirler. Ancak yapılan bu tayin işinde vakıf ile mahalle halkı arasında bir ayrılık olursa, bakılır: Eğer vakıfın seçtiği kimseler daha iyi veya halkın seçtiği şahıslara eşit ise, vakıfın seçtiği tercih edilir. Değilse, halkın isteği geçerli olur.
BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ÖMER NASUHİ BİLMEN
(Malikilere göre, mescidlerin en faziletlisi önce "Mescid-i Nebevî"dir. Sonra "Mescid-i Haram", sonra "Mescid-i Aksa" dır. Bunlardan sonra bütün mescidler eşittir. Ancak insanın evine yakın olan mescidde namaz kılması, komşuluk hakkını gözetme bakımından daha faziletlidir.) Bir kimsenin, kendi mahalle veya kabilesi mescidinde namaz kılması diğer mescidlerde namaz kılmasından daha faziletlidir, diğer mescidlerin cemaatı ister daha çok ve ister daha az olsun. Yalnız bir mescidin imamı daha salih ve alim olursa, orada namaz kılmak daha faziletlidir. Bu konuda Mescid-i Haram ile Mescid-i Nebevî'de kendilerine has bir özellik ve üstünlük vardır. Bunlarda kılınan namazların sevapları kat kat ziyadedir. Bir mescid insanlara dar gelecek olsa, yanındaki yer sahibinden kıymeti ile arsa satın alınarak mescide katılır. Arsa sahibi razı olmasa bile bu işlem yapılır; çünkü buna bütün insanların ihtiyacı vardır. Böyle bir mescid veya cami, sonradan binaların durumundan anlayan yetkili kimselerin görüşlerine göre çok genişlemiş ise, içinde cuma ve bayram namazları kılınması gibi en büyük idareciden tekrar izin alınması gerekir. Bir kimse, Yüce Allah'ın rızası için yaptırmış olduğu mescidin idaresine, tamirine, döşeme ve aydınlatılmasına, ehil ise müezzinliğine ve imamlığına başkalarından daha çok hak sahibidir. Kendisinden sonra da evlâdı ve aşireti, diğer insanlardan evlâdır. Bunlar müezzinliğe ve imamlığa ehil değiller ise, diledikleri uygun kimseleri müezzin ve imam tayin edebilirler. Ancak yapılan bu tayin işinde vakıf ile mahalle halkı arasında bir ayrılık olursa, bakılır: Eğer vakıfın seçtiği kimseler daha iyi veya halkın seçtiği şahıslara eşit ise, vakıfın seçtiği tercih edilir. Değilse, halkın isteği geçerli olur.
BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ÖMER NASUHİ BİLMEN
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.