Namazlar nasıl kılınırSehiv (yanılma) secdeleri ile ilgili meseleler:
Dört rekâtlı, bir farz namazın son oturuşunda selâm vermeden yanılarak ayağa kalkılsa, hemen oturuşa dönülüp selâm verilir ve sehiv secdesi yapılır. Fakat beşinci rekât için secdeye varılmış olunca, buna bir rekât daha ilâve edilir. Bu durumda önceki dört rekât ile farz tamamlanmış olur. Diğer iki rekât da nafile sayılır. İstihsan olarak da sehiv secdesi yapılır.
Akşam namazında ikinci oturuştan sonra bir dördüncü rekâta, sabah namazında da oturuştan sonra bir üçüncü rekâta kalkılması da bu hükümdedir. Onun için bunlara eklenen ikişer rekât da, nafile olmuş olur. Bu hareketler kasıtlı olarak yapılmadığı için mekruh sayılmaz. Tercih edilen görüş budur.
Dört veya üç rekâtlı farz ve vitir namazlarında birinci oturuştan sonra yanılarak: "Allahümme Salli alâ Muhammedin ve alâ ali Muhammed" denilmesi, İmam Azam'dan bir rivayete göre de, bu teşehhüdden sonra bir harf bile ziyade edilmesi sehiv secdelerini gerektirir. Fakat son oturuşlarda teşehhüdden sonra Kur'an okunması, dua edilmesi ise sehiv secdelerini gerektirmez. Çünkü bu oturuş dua ve hamd yeridir. Kur'an ise hem duayı hem de hamdi kendisinde toplar. Namazda zikirlerin, duaların ve teşehhüdün (Tahiyyat'ın) aşikâre okunması da sehiv secdelerini gerektirmez.
Farz namazların son üçüncü ve dördüncü rekâtlarında kasten susarak Fatiha veya diğer bir süre okunmaması bir hatadır; fakat sehiv secdelerini gerektirmez. Yanılarak sükût edilip, Fatiha veya başka bir sure okunmaması sehiv secdelerini gerektirir. İmam Ebu Yusuf'a göre, her iki halde de sehiv secdeleri gerekir.
BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ÖMER NASUHİ BİLMEN
Dört rekâtlı, bir farz namazın son oturuşunda selâm vermeden yanılarak ayağa kalkılsa, hemen oturuşa dönülüp selâm verilir ve sehiv secdesi yapılır. Fakat beşinci rekât için secdeye varılmış olunca, buna bir rekât daha ilâve edilir. Bu durumda önceki dört rekât ile farz tamamlanmış olur. Diğer iki rekât da nafile sayılır. İstihsan olarak da sehiv secdesi yapılır.
Akşam namazında ikinci oturuştan sonra bir dördüncü rekâta, sabah namazında da oturuştan sonra bir üçüncü rekâta kalkılması da bu hükümdedir. Onun için bunlara eklenen ikişer rekât da, nafile olmuş olur. Bu hareketler kasıtlı olarak yapılmadığı için mekruh sayılmaz. Tercih edilen görüş budur.
Dört veya üç rekâtlı farz ve vitir namazlarında birinci oturuştan sonra yanılarak: "Allahümme Salli alâ Muhammedin ve alâ ali Muhammed" denilmesi, İmam Azam'dan bir rivayete göre de, bu teşehhüdden sonra bir harf bile ziyade edilmesi sehiv secdelerini gerektirir. Fakat son oturuşlarda teşehhüdden sonra Kur'an okunması, dua edilmesi ise sehiv secdelerini gerektirmez. Çünkü bu oturuş dua ve hamd yeridir. Kur'an ise hem duayı hem de hamdi kendisinde toplar. Namazda zikirlerin, duaların ve teşehhüdün (Tahiyyat'ın) aşikâre okunması da sehiv secdelerini gerektirmez.
Farz namazların son üçüncü ve dördüncü rekâtlarında kasten susarak Fatiha veya diğer bir süre okunmaması bir hatadır; fakat sehiv secdelerini gerektirmez. Yanılarak sükût edilip, Fatiha veya başka bir sure okunmaması sehiv secdelerini gerektirir. İmam Ebu Yusuf'a göre, her iki halde de sehiv secdeleri gerekir.
BÜYÜK İSLAM İLMİHALİ ÖMER NASUHİ BİLMEN
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.