Okan Buruk en son Ankaragücü maçından sonra ve hafta içi şöyle bir açıklama yapmıştı.
"Fenerbahçe maçı için psikolojik olarak çok şey yapmamıza gerek yok. Futbolcular zaten uzun zamandır bu maça hazır."
Öte yandan Jorge Jesus ise "Galatasaray'ı yenersek sadece 3 puan alacağız" demişti.
Ben bu açıklamalardan şu sonucu çıkarıyorum. Jorge Jesus Galatasaray maçını sıradan bir maç gibi düşünüp bu derbinin önemi ve anlamını hafife almış.
Bunun doğal sonucu olarak takımını Galatasaray derbisine psikolojik olarak doğru hazırlamamış.
Kısacası Fenerbahçe, Galatasaray maçını sıradan bir lig maçı gibi düşünmüş.
Her şeyden önce Fenerbahçe öyle bir futbol oynadı ki kendi bacağına kurşun sıktı.
Yani bir bakıma Fenerbahçe, Galatasaray gibi bir takıma karşı hiçbir savunma tedbiri alma gereksinimi duymamış.
Bu kadar boş alan nasıl bırakılır anlamak mümkün değil.
Galatasaray herhangi bir takım değil. Bu kadar boş alan bırakıp sadece hücumu düşünen bir oyun anlayışı ile Fenerbahçe adeta intihar etti.
Fenerbahçe kendi hızlı oynamaya çalıştı ama sonuçta kendi kendini dağıttı. Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi dağıtmak için çok şey yapmasına gerek kalmadı.
Daha maçın başında 13 ve 16'da savunmanın arkasına atılan paslarla gelişen 2 hücumda Fenerbahçe topu kalesinde gördü.
Fenerbahçe'nin şansına filelere giden bu toplar ofsayt gerekçesiyle gol değeri kazanmadı.
Bu derbi gösterdi ki Galatasaray takım olarak Fenerbahçe'den çok daha üstün. Bir kere derbi boyunca Fenerbahçe sadece bireysel performanslar ile etkili olabildi.
Maçın başında Rossi ve Osayi parlar gibi oldular. Ondan sonra ise Ferdi birşeyler yapmaya çalıştı. Fakat hepsi o kadar.
Buna karşılık Galatasaray'ın derbi boyunca daha derli toplu ve ne yaptığını bilen bir hali vardı.
Fenerbahçe savunma olarak çok kötüydü. Örneğin 46'da Barış Alper Yılmaz'ın şutundan önce Szalai ikili mücadeleyi kaybediyor.
Üçüncü golden önce Serdar Dursun topu rastgele geriye yolluyor. Yolladığı top İcardi'ye asist oluyor.
Fenerbahçe oyun olarak dağıldıktan sonra futbolcular da kafa olarak da darmadağın oldular.
86'da İrfan Can Kahveci karete yapar gibi rakibine girdi. Haliyle kırmızı kart gördü.
Maçın son anlarında Ferdi kendini attırmak için elinden geleni yaptı fakat Halil Umut Meler onu oyunda tuttu.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Ferdi kendine kızan hocasına bağardı. El kol hareketleri yaptı. Yani Futbolcular bu derece dağıldılar.
Bu derbiden sonra Galatasaray çok büyük bir avantaj yakaladı.
Fenerbahçe'yi yine bir dağılma süreci bekliyor. Bu böyle çünkü Fenerbahçe camiası böyle şeylere tolerans gösteremiyor.
Geçen sene de Trabzon maçından sonra Fenerbahçe dağılmış ve bütün bir sezon heba olmuştu.
Yeniden böyle bir süreç yaşanacağından hiç şüphem yok. Fenerbahçe'yi zor günler bekliyor.
Fenerbahçe için tek ümit Jorge Jesus'un bu süreçte göstereceği liderlik olabilir.
Öte yandan Galatasaray bu galibiyetle arkasına bir rüzgar alacaktır. Bakalım Galatasaray bu rüzgarı nasıl değerlendirecek.
"Fenerbahçe maçı için psikolojik olarak çok şey yapmamıza gerek yok. Futbolcular zaten uzun zamandır bu maça hazır."
Öte yandan Jorge Jesus ise "Galatasaray'ı yenersek sadece 3 puan alacağız" demişti.
Ben bu açıklamalardan şu sonucu çıkarıyorum. Jorge Jesus Galatasaray maçını sıradan bir maç gibi düşünüp bu derbinin önemi ve anlamını hafife almış.
Bunun doğal sonucu olarak takımını Galatasaray derbisine psikolojik olarak doğru hazırlamamış.
Kısacası Fenerbahçe, Galatasaray maçını sıradan bir lig maçı gibi düşünmüş.
Her şeyden önce Fenerbahçe öyle bir futbol oynadı ki kendi bacağına kurşun sıktı.
Yani bir bakıma Fenerbahçe, Galatasaray gibi bir takıma karşı hiçbir savunma tedbiri alma gereksinimi duymamış.
Bu kadar boş alan nasıl bırakılır anlamak mümkün değil.
Galatasaray herhangi bir takım değil. Bu kadar boş alan bırakıp sadece hücumu düşünen bir oyun anlayışı ile Fenerbahçe adeta intihar etti.
Fenerbahçe kendi hızlı oynamaya çalıştı ama sonuçta kendi kendini dağıttı. Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi dağıtmak için çok şey yapmasına gerek kalmadı.
Daha maçın başında 13 ve 16'da savunmanın arkasına atılan paslarla gelişen 2 hücumda Fenerbahçe topu kalesinde gördü.
Fenerbahçe'nin şansına filelere giden bu toplar ofsayt gerekçesiyle gol değeri kazanmadı.
Bu derbi gösterdi ki Galatasaray takım olarak Fenerbahçe'den çok daha üstün. Bir kere derbi boyunca Fenerbahçe sadece bireysel performanslar ile etkili olabildi.
Maçın başında Rossi ve Osayi parlar gibi oldular. Ondan sonra ise Ferdi birşeyler yapmaya çalıştı. Fakat hepsi o kadar.
Buna karşılık Galatasaray'ın derbi boyunca daha derli toplu ve ne yaptığını bilen bir hali vardı.
Fenerbahçe savunma olarak çok kötüydü. Örneğin 46'da Barış Alper Yılmaz'ın şutundan önce Szalai ikili mücadeleyi kaybediyor.
Üçüncü golden önce Serdar Dursun topu rastgele geriye yolluyor. Yolladığı top İcardi'ye asist oluyor.
Fenerbahçe oyun olarak dağıldıktan sonra futbolcular da kafa olarak da darmadağın oldular.
86'da İrfan Can Kahveci karete yapar gibi rakibine girdi. Haliyle kırmızı kart gördü.
Maçın son anlarında Ferdi kendini attırmak için elinden geleni yaptı fakat Halil Umut Meler onu oyunda tuttu.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Ferdi kendine kızan hocasına bağardı. El kol hareketleri yaptı. Yani Futbolcular bu derece dağıldılar.
Bu derbiden sonra Galatasaray çok büyük bir avantaj yakaladı.
Fenerbahçe'yi yine bir dağılma süreci bekliyor. Bu böyle çünkü Fenerbahçe camiası böyle şeylere tolerans gösteremiyor.
Geçen sene de Trabzon maçından sonra Fenerbahçe dağılmış ve bütün bir sezon heba olmuştu.
Yeniden böyle bir süreç yaşanacağından hiç şüphem yok. Fenerbahçe'yi zor günler bekliyor.
Fenerbahçe için tek ümit Jorge Jesus'un bu süreçte göstereceği liderlik olabilir.
Öte yandan Galatasaray bu galibiyetle arkasına bir rüzgar alacaktır. Bakalım Galatasaray bu rüzgarı nasıl değerlendirecek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025