Savaşın bu kadar yakınımızda bütün şiddeti ile devam etmesi, ölümün kardeşlerimizce bu kadar yakından hissedilmesi ve yaşanması, bizi her zamankinden farklı üzüntülere sevk etti
Özellikle Felluce'de gerçekleştirilen katliam ve soykırım, aklımıza değişik türden düşünceler getiriyor. Daha önce eğitim amacıyla kadavralar ile haşır neşir olmuş, onların yüzlerine gözlerine bakarken irkilmiştik ama, sokakların şişmiş cesetler ile dolu olup cesetlerin köpekler tarafından parçalandığı ve yenildiği haberi bizi derinden etkiledi. Üzüntümüz, içimizde tarifi imkansız hisler uyandırdı. Nasıl olur, nasıl yapılır, nasıl reva görülür!..
Biz daha çocukken bir söz vardı, arkadaşlar arasında söylenirdi: "İnsanlık öldü dediler, hayır ölmedi, komada"... İşgal güçleri Felluce'de hem insan öldürdüler hem de "insanlığı" öldürdüler. Kendi insanlıkları (!) için... Artık ne desek ne söylesek; gidenler gitti, Allah rahmet eylesin, kalanların bazıları sakatlandı, kolunu bacağını kaybetti. Peki yıkılanlar yapılana kadar, yaralar sarılana kadar ne kadar zaman geçecek?..
* * *
Savaşın içindeki insanlar günlük tutsalar, sonraki günlerde savaşın anısının yaşatılması adına iyi olurdu fakat, insan, başına bombalar yağarken, kıpırdayan herşeye ateş edilirken, açken, susuzken ölümle burun burunayken nasıl olur da yazı yazabilir...
Herşeye rağmen eğer birşeyler karalayanlar olduysa şüphesiz bunlar çok değerli birer anı ve belge olacaktır. Tahmin ediyoruz ki, bunları düşünenler mutlaka olmuştur.
Savaşın içinde her an ölümle karşı karşıya olan bir insanın ruh halini düşünebiliyor musunuz?.. Allah (cc) imandan ayırmasın.
Özellikle Felluce'de gerçekleştirilen katliam ve soykırım, aklımıza değişik türden düşünceler getiriyor. Daha önce eğitim amacıyla kadavralar ile haşır neşir olmuş, onların yüzlerine gözlerine bakarken irkilmiştik ama, sokakların şişmiş cesetler ile dolu olup cesetlerin köpekler tarafından parçalandığı ve yenildiği haberi bizi derinden etkiledi. Üzüntümüz, içimizde tarifi imkansız hisler uyandırdı. Nasıl olur, nasıl yapılır, nasıl reva görülür!..
Biz daha çocukken bir söz vardı, arkadaşlar arasında söylenirdi: "İnsanlık öldü dediler, hayır ölmedi, komada"... İşgal güçleri Felluce'de hem insan öldürdüler hem de "insanlığı" öldürdüler. Kendi insanlıkları (!) için... Artık ne desek ne söylesek; gidenler gitti, Allah rahmet eylesin, kalanların bazıları sakatlandı, kolunu bacağını kaybetti. Peki yıkılanlar yapılana kadar, yaralar sarılana kadar ne kadar zaman geçecek?..
* * *
Savaşın içindeki insanlar günlük tutsalar, sonraki günlerde savaşın anısının yaşatılması adına iyi olurdu fakat, insan, başına bombalar yağarken, kıpırdayan herşeye ateş edilirken, açken, susuzken ölümle burun burunayken nasıl olur da yazı yazabilir...
Herşeye rağmen eğer birşeyler karalayanlar olduysa şüphesiz bunlar çok değerli birer anı ve belge olacaktır. Tahmin ediyoruz ki, bunları düşünenler mutlaka olmuştur.
Savaşın içinde her an ölümle karşı karşıya olan bir insanın ruh halini düşünebiliyor musunuz?.. Allah (cc) imandan ayırmasın.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022