Dünkü yazımızda bitme noktasında olan bölücü terör örgütünün ve onun lideri Apo’nun uygulanan AKP politikaları ile nasıl 2,5 milyona hükmeden bir güç haline geldiğini anlattık. Terörist başı Apo’nun ve PKK’nın bu güce ulaştığının somut örneklerinden biri İmralı’ya giden BDP’li heyetin belirleme sürecidir. Günlerdir Türkiye’nin gündemini meşgul eden “İmralı’ya kim gidecek” sorusu nasıl cevap buldu hatırlayalım:
Abdullah Öcalan kişileri belirledi, BDP o isimleri Adalet Bakanlığı’na bildirdi. Adalet Bakanlığı da onayladı. Yani Apo belirledi, 2,5 milyon oy alan BDP yasal prosedürü yerine getirdi. İktidar onayladı. İşte bu fotoğraf terörle mücadelede ülkenin geldiği acı tablodur. Ancak bu yaşanan olay, şimdiden sonra yaşanacakların başlangıç noktasıdır.
Yine son zamanlarda basına yansıyan bir diğer haber var; “Apo hükümete yol haritası verdi.” Ve bir diğer haber açılım sürecini yöneten Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın, “Biz yeni Anayasa için bu tavizleri veriyoruz” açıklaması.
Peki, Apo’yu bu kadar önemli bir güç haline getiren AKP, yeni Anayasanın hazırlanmasında da Apo’yu belirleyici bir konuma niçin getiriyor? Ve en önemlisi hükümetten adeta itiraf niteliğinde “yeni Anayasa için bu tavizleri veriyoruz” açıklaması niçin geliyor?
2010 Anayasa değişikliğinde hiçbir partinin desteğine ihtiyacım yok diyerek dilediği değişiklikleri yapan AKP, Meclisteki Anayasa Komisyonu belirlenen süre içerisinde uzlaşıp anayasa metnini oluşturmazsa bizim anayasamız hazır biz yolumuza devam ederiz diyen başbakan yeni anaysa için BDP’nin ve Apo’nun desteğine niçin ihtiyaç duyuyor ve onların desteğini niçin bu kadar önemsiyor?
BDP’den çok daha fazla oy alan CHP’nin ve MHP’nin desteği çok önemli değilken özellikle Apo’nun desteği neden çok önemli.
Bu sorulara vereceğimiz cevaplar fotoğrafın tamamını görmemizi sağlayacak.
Hükümete yakın bazı çevrelerinden, yeni Anayasa ile Türkiye’de parlamenter sistemden vazgeçilerek başkanlık sisteminin uygulanacağını ve üniter devlet yapısından vazgeçilerek federasyona geçileceğini duyuyoruz. Özellikle Federasyon kelimesini biraz daha alakasız kişiler tarafından seslendirildiğini izliyoruz. Ve BDP heyetinin İmralı’da Apo ile yaptıkları görüşmelerin tutanakları güya sızdırıldı.
Bu tutanaklardan anlaşıldığına göre, yeni anayasa ile;
- Mevcut rejimin tasfiyesi ve yeni bir cumhuriyet hedefi var,
- Başkanlık sistemi gelecek ve Apo Erdoğan’ın başkanlığını destekliyor,
- PKK’lılar meclis kararı ile (yani yasal bir koruma ile) çekilecek,
- Apo zamanla özgür kalacak.
Hükümet ve BDP kayıkçı kavgasındalar. “Bu planı kim sızdırdı” sorusuna cevap arıyorlar Oslo sürecinde olduğu gibi.
Bu başlıkların hiçbiri bana ve Yeni Mesaj okurlarına sürpriz değil. Çünkü, AKP, federasyon ve başkanlık sistemini çoktan kabul etmiş ve ABD’ye bunun sözünü vermiştir. 2003 yılında Adullah Gül ile ABD Dışişleri Bakanı Powel arasında yapılan gizli anlaşmayı sağır sultan bile duymuştur. Bu geçiş yeni anayasa ile yapılacak bu da belli.
Ancak asıl sorun, bu durum halka nasıl hazmettirilecek? Bu geçiş esnasında iktidar koltuğu nasıl korunacak?
İşte bu soruna hükümetin bulduğu çözüm; terörü bitirmek için İmralı ile müzakere sürecidir.
Terör milyonlara hükmeden bir güç haline geldikten ve sorun içinden çıkılmaz bir hal aldıktan sonra, mücadele ile olmuyor müzakere ile çözeceğiz diyorlar. Analar ağlamasın, kan akmasın, bu terör belası bitsin için çalışıyoruz diyorlar. Bu sorunu çözmek için bazı bedeller ödememiz gerekiyor, bazı tavizler vermemiz gerekiyor diyorlar. Ve terörün çözümünü yeni anayasaya düğümledirler. Yani terör yeni anayasa ile birlikte çözülecek. Ve yeni Anayasanın hazırlanmasında belirleyici isim Apo. Bölücü terör örgütü başının belirleyici olduğu anayasa ister istemez bölünme anayasası olacak. Hükümet ne yapsın! Terörü bitirmek için bu tavizleri vermek zorunda kaldı! Böyle yapmasa idi de bir 30 yıl daha terör devam etse daha mı iyi! Hem federasyon çok da kötü bir şey değil. Kuzey Suriye ve Kuzey Irak da Türkiye’ye bağlanacak.
Dikkat edin BDP’li vekillerin İmralı görüşmelerindeki tutanağın kimin sızdırıldığı tartışılıyor, esası millete çoktan hazmettirmeye bile başladılar.
Önümüzdeki süreçte bu sözleri çok duyacağımız aşikar. Millet bunu yer mi? Bu oyunu bozacak Haydar Baş ve kadrosu olmamış olsa yerdi. Ama şimdi AKP’nin ve Apo’nun işi zor. Milli Kahramanlar Programları ile milli birlik ve beraberlik duygusu dalga dalga ülkenin dört bir yanına yayılmaya başladı.
Abdullah Öcalan kişileri belirledi, BDP o isimleri Adalet Bakanlığı’na bildirdi. Adalet Bakanlığı da onayladı. Yani Apo belirledi, 2,5 milyon oy alan BDP yasal prosedürü yerine getirdi. İktidar onayladı. İşte bu fotoğraf terörle mücadelede ülkenin geldiği acı tablodur. Ancak bu yaşanan olay, şimdiden sonra yaşanacakların başlangıç noktasıdır.
Yine son zamanlarda basına yansıyan bir diğer haber var; “Apo hükümete yol haritası verdi.” Ve bir diğer haber açılım sürecini yöneten Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın, “Biz yeni Anayasa için bu tavizleri veriyoruz” açıklaması.
Peki, Apo’yu bu kadar önemli bir güç haline getiren AKP, yeni Anayasanın hazırlanmasında da Apo’yu belirleyici bir konuma niçin getiriyor? Ve en önemlisi hükümetten adeta itiraf niteliğinde “yeni Anayasa için bu tavizleri veriyoruz” açıklaması niçin geliyor?
2010 Anayasa değişikliğinde hiçbir partinin desteğine ihtiyacım yok diyerek dilediği değişiklikleri yapan AKP, Meclisteki Anayasa Komisyonu belirlenen süre içerisinde uzlaşıp anayasa metnini oluşturmazsa bizim anayasamız hazır biz yolumuza devam ederiz diyen başbakan yeni anaysa için BDP’nin ve Apo’nun desteğine niçin ihtiyaç duyuyor ve onların desteğini niçin bu kadar önemsiyor?
BDP’den çok daha fazla oy alan CHP’nin ve MHP’nin desteği çok önemli değilken özellikle Apo’nun desteği neden çok önemli.
Bu sorulara vereceğimiz cevaplar fotoğrafın tamamını görmemizi sağlayacak.
Hükümete yakın bazı çevrelerinden, yeni Anayasa ile Türkiye’de parlamenter sistemden vazgeçilerek başkanlık sisteminin uygulanacağını ve üniter devlet yapısından vazgeçilerek federasyona geçileceğini duyuyoruz. Özellikle Federasyon kelimesini biraz daha alakasız kişiler tarafından seslendirildiğini izliyoruz. Ve BDP heyetinin İmralı’da Apo ile yaptıkları görüşmelerin tutanakları güya sızdırıldı.
Bu tutanaklardan anlaşıldığına göre, yeni anayasa ile;
- Mevcut rejimin tasfiyesi ve yeni bir cumhuriyet hedefi var,
- Başkanlık sistemi gelecek ve Apo Erdoğan’ın başkanlığını destekliyor,
- PKK’lılar meclis kararı ile (yani yasal bir koruma ile) çekilecek,
- Apo zamanla özgür kalacak.
Hükümet ve BDP kayıkçı kavgasındalar. “Bu planı kim sızdırdı” sorusuna cevap arıyorlar Oslo sürecinde olduğu gibi.
Bu başlıkların hiçbiri bana ve Yeni Mesaj okurlarına sürpriz değil. Çünkü, AKP, federasyon ve başkanlık sistemini çoktan kabul etmiş ve ABD’ye bunun sözünü vermiştir. 2003 yılında Adullah Gül ile ABD Dışişleri Bakanı Powel arasında yapılan gizli anlaşmayı sağır sultan bile duymuştur. Bu geçiş yeni anayasa ile yapılacak bu da belli.
Ancak asıl sorun, bu durum halka nasıl hazmettirilecek? Bu geçiş esnasında iktidar koltuğu nasıl korunacak?
İşte bu soruna hükümetin bulduğu çözüm; terörü bitirmek için İmralı ile müzakere sürecidir.
Terör milyonlara hükmeden bir güç haline geldikten ve sorun içinden çıkılmaz bir hal aldıktan sonra, mücadele ile olmuyor müzakere ile çözeceğiz diyorlar. Analar ağlamasın, kan akmasın, bu terör belası bitsin için çalışıyoruz diyorlar. Bu sorunu çözmek için bazı bedeller ödememiz gerekiyor, bazı tavizler vermemiz gerekiyor diyorlar. Ve terörün çözümünü yeni anayasaya düğümledirler. Yani terör yeni anayasa ile birlikte çözülecek. Ve yeni Anayasanın hazırlanmasında belirleyici isim Apo. Bölücü terör örgütü başının belirleyici olduğu anayasa ister istemez bölünme anayasası olacak. Hükümet ne yapsın! Terörü bitirmek için bu tavizleri vermek zorunda kaldı! Böyle yapmasa idi de bir 30 yıl daha terör devam etse daha mı iyi! Hem federasyon çok da kötü bir şey değil. Kuzey Suriye ve Kuzey Irak da Türkiye’ye bağlanacak.
Dikkat edin BDP’li vekillerin İmralı görüşmelerindeki tutanağın kimin sızdırıldığı tartışılıyor, esası millete çoktan hazmettirmeye bile başladılar.
Önümüzdeki süreçte bu sözleri çok duyacağımız aşikar. Millet bunu yer mi? Bu oyunu bozacak Haydar Baş ve kadrosu olmamış olsa yerdi. Ama şimdi AKP’nin ve Apo’nun işi zor. Milli Kahramanlar Programları ile milli birlik ve beraberlik duygusu dalga dalga ülkenin dört bir yanına yayılmaya başladı.
Lütfullah Önder / diğer yazıları
- Sararan sendikalar / 23.03.2023
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021
- Toplumsal barış projesi üzerine bir analiz – 2 / 10.03.2023
- Toplumsal Barış Projesi üzerine bir analiz - 1 / 09.03.2023
- Doğuştan imtiyazlı muhalefet / 14.01.2023
- AKP gömleğini çıkarmamış muhalefet / 13.01.2023
- Paraya hükmetme çağı / 26.07.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -5- / 10.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı -3- / 08.01.2022
- Ekonomik kurtuluş savaşı / 06.01.2022
- Ekonomide ağır faturalar ödemeye hazır mısınız? / 18.11.2021