Prof. Dr. Haydar baş, 'Hz. Fatıma' eserinde şu bilgileri veriyor:
"Şerh-u Nehcü'l-Belağa'da, Hz. Peygamberin (s.a.v.) tüm sahabelerin de rızasını alarak Hz. Zeyneb'i memnun etmesi ile Hz. Fâtıma (a.s.)'ın gazaplanması karşılaştırılmaktadır: "Bedir Savaşı'nda Peygamberin damadı olan Ebu'l-As (Zeyneb'in kocası) esir oldu. Müslümanlar bu savaşta yetmiş kişi ile beraber onu da esir olarak yanlarında getirdiler. Sonra Peygamber (s.a.v.) tarafından şöyle bir duyuru yapıldı: 'Yakınları ve akrabaları esir olmuş kimseler, bir meblağ karşılığında bu yakınlarını geri alabilirler.'
Ebu'l-As şerif bir insandı ve Mekke'nin tüccarlarındandı. O cahiliye devrinde, Peygamber'in (s.a.v.) kızı olan Zeyneb ile evlenmişti. Fakat Ebu'l-As Bi'set'ten sonra eşinin aksine İslam'a tâbi olmadı ve Bedir Savaşı'nda Müslümanların karşısında savaşırken onlara esir oldu. O sırada Hz. Zeyneb Mekke'de yaşıyordu. Ve kocası Ebu'l-As'ı esaretten kurtarmak için düğün gecesinde annesi Hz. Hatice'nin kendisine verdiği kolyeyi fidye olarak Müslümanlara gönderdi. Peygamber (s.a.v.) bu kolyeyi görünce şiddetle ağladı. Zira bu kolyenin sahibi olan ve en zor günlerinde kendisine destek olup bütün malını İslam yolunda harcayan hanımı Hz. Hatice'yi hatırladı.
Peygamber (s.a.v.) kamu mallarının saygınlığına riayet etmek için ashabına dönerek şöyle buyurdu: 'Bu kolye sizlere ait fakat isterseniz onun bu kolyesini reddedip Ebu'l-As'ı fidye almadan azad edebilirsiniz.' Peygamberin ashabı O'nun bu önerisine muvafakat ettiler."
İbn-i Ebi'l-Hadid diyor ki: "Hz. Zeyneb'in olayını üstadım olan Ebu Câfer Basrî Alevî'ye beyan ettim. O, bunu tasdik edip şunu ekledi: 'Hz. Fâtıma (a.s.)'ın makamı Zeyneb'den daha yüce değil miydi? Halifelerin Fedek'i geri vererek Hz. Fâtıma (a.s.)'ı hoşnut etmeleri uygun olmaz mıydı? Her ne kadar Fedek kamu malı olsa dahi…" Ve İbn-i Ebi'l-Hadid şöyle devam ediyor: "Enbiyalar miras bırakmazlar… rivayeti uyarınca Fedek, Müslümanların malı idi. Peki nasıl oldu da Müslümanların malları, Hz. Peygamberin kızına verilir? Üstadım şöyle dedi: 'Zeyneb'in Ebu'l-As'ı esaretten kurtarmak için gönderdiği kolye Müslümanların malı değil miydi?' Ben: 'Peygamber (s.a.v.) şeriatın sahibi idi ve hükmün icrasında yöneticilik O'nun elinde idi. Fakat halifelerin öyle bir yetkileri yoktu' dedim. O cevaben şöyle dedi: 'Ben demiyorum ki halifeler zorla Fedek'i Müslümanların elinden alsalardı ve burayı Fâtıma'ya (a.s.) verselerdi. Ben diyorum ki, neden zamanın halifesi Fedek'i Hz. Fâtıma (a.s.)'a vermek için Müslümanların rızasını almadı? Ve neden Peygamber (s.a.v.) gibi kalkıp şöyle demedi: Ey Müslümanlar, Zehra (a.s.) sizin Peygamberinizin (s.a.v.) kızıdır. O, Peygamberin (s.a.v.) zamanında olduğu gibi Fedek'teki hurmalıklara sahip olmak istiyor. Siz gönül rızası ile Fedek'i O'na geri vermeye razı mısınız?' Ben üstadımın beyanatlarına verecek bir cevap bulamadım…" (Şerh-u Nehcü'l-Belağa, c. 14, s. 161)."
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020