Gayesiz insan, istikametsiz cemiyet, mazisiz tefekkür, dünyayı öyle bir hale soktu ki, neredeyse hiçbir şey parasız telaffuz edilmemekte; kıyasıya bir mücadele, tekamüle doğru olacak yerde, basiretsizliğe, sufliliğe, sefalete ve rezalete doğru olabildiğince merhale katetmektedir.İçinde bulunduğumuz asır için ne övgüler döşenmedi; ne nutuklar atılmadı; ne ahkamlar kesilmedi; atom çağı, bilgi çağı, uzay (feza) veya füze çağı, modern çağ... hep bu asır için söylendi.Sanki bilginin aranmadığı çağ varmış gibi, bir böbürlenme, bir kibirlenme aldı yürüdü. Halbuki, hiç kimse "Fazilet çağındayız" diyemiyor. Halbuki, hiç kimse "fazilet çağına koşmalıyız" demiyor. Aranan şey, sadece "maddi refah" olunca; zihinler, tarihi dahi hatırlamaz oluyor. Sevgili Peygamberimiz bundan asırlarca önce şöyle buyurmuşlar: "Dünyayı isteyen ilme sarılsın, ahireti isteyen ilme sarılsın, ikisini birlikte isteyen ilme sarılsın."Maalesef ilmin bulunması gereken yerlerde dahi ilmi bulmakta zorluk çekiyoruz. İlmin hedefsiz zemininde istikamet aradığını sananlar, işte böyle meseleyi laf kalabalığıyla geçiştiriyorlar. İlim bir yana terbiyenin yerini doldurmaya çalışan terbiyesizlik temeli, insanlığa rota tayin ediyor.İyilikseverlik, dürüstlük, hakşinaslık, dostluk, sevgi, adalet gibi mefhumların yerine ikame edilmek istenen riya, fuhuş, cinayet, hırsızlık, gasp, soygun, yalan gibi menfi temayüller ister istemez insana "Hangi modern çağ? Hangi bilgi çağı? Hangi uzay çağı?" gibi soruları sordurtmaktadır.Halbuki bu çağ kadar insan katleden çağ yoktur. Hiçbir sosyolog veya psikolog çıkıp da bunun ilmi sebeplerini araştırmıyor; belki de araştıramıyor. Ferdi veya içtimai bünyedeki bu vahşetin sebeplerini ve neticelerini ve geleceğe yönelik hareket tarzlarını niçin ortaya dökemiyor bugünün bilgi çağının ilim adamı? Asr-ı Saadetin faziletlerini, ilahiyat sahasında çalışma yapanların haricinde hangi sosyolog ilim adamımız ele almıştır ve ne derecede bütün insanlık için bu asrın faziletini ifadeye muktedir olmuştur? Bilmek isteriz.Dünya; muhteşem Osmanlı-Türk İmparatorluğu'nun adil himayesinden çıktıktan sonra, bilhassa son ikiyüz senedir -üzüntüyle ifade edeyim ki- "Vahşet Çağını" yaşamaktadır. Halbuki biz, fazilet çağını arıyoruz. Faziletin bulunmadığı yerde "bilgi" olmuş ne mana ifade eder.Eğer bilgiyi fazilet adına kullanırsan işte o zaman o bilgide hayır vardır. Bugün bu durum böyle midir? Rengi ne olursa olsun, en acımasız sömürgecilik bu asırda yaşanmadı mı? Kızıl moskof ve kızıl Çin zulmü bu asrın kara lekesi değil midir? Dünya tarihinin en kan dökücülerinden olan Stalin ve Hitler bu asrın vahşet nümuneleri olarak tarihe geçmedi mi? Mao'nun döktüğü masum kanları unutuldu mu?Fransız'ın, İngiliz'in, Yunan'ın... Anadolu'da ne ne işleri vardı? Bosna'da, Çeçenistan'da, Keşmir'de, Azerbaycan'da, Irak'ta, Filistin'de, akıtılan kanları tebessümle seyredenler hangi "bilgi çağının", hangi atom çağının, hangi modern çağın" insanları(!)dırlar?Sosyologlar faaliyete geçiniz! Tarihçiler vak'aları iyi tahlil ediniz! Aceleci olmayınız! Çağın adını iyi koyunuz! Teşhisinizi iyi yapınız! Bu çağ; beşeriyetin yüz karası bir çağdır.Bosna'da; önce elindeki çocuğunu, sonra da çocuğunun ölümünü görmesi için hamile annesini karnından kurşunlayan Sırp keskin nişancılarına seyirci kalanların çağına yakıştıracağınız isim çağa layık olsun.Yüzlerce insanı, koyun sürülerine reva görülemeyecek tarzda katleden canilerin çağını lütfen iyi tanıyınız ve iyi tahlil ediniz.Bizim altın çağımız olan ve Batılıların karaçağı olan Ortaçağ, bugünkü çağdan hiç de kötü değildi. Bunları lütfen mukayese ediniz. Onların yalanlarına kanmadan çağımızın adını iyi tesbit edelim.Vahşet çağında, yine gaflet çağını yaşamayalım!
M. Halistin KUKUL
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012