Evrensel yalanlar veya Deccalizm

Piyasalarda dolaşan bir yalanı duymuşsunuzdur; Batı dünyası/Hıristiyan alemi İslam'dan habersizdir. İslam'ın evrensel mesajı bu insanlara ulaşmamıştır. Ulaşmadığı için de Müslüman olmaları şart değildir. Bir yandan bu yalanı meccanen (belki de yüklü pahaya) dilden dile, şahıstan şahsa taşıyanlar diğer yandan da içinde ve en başta Katolik dünyasının ruhani lider "Papa cenaplarının" da bulunduğu yığınla papaz, haham ve kardinal "aslında birer 'gizli Müslüman' ama konjektürel olarak açıklamıyorlar gizli tutuyorlar, zamanı gelince ilan edecekler" türü yalanları yayıyorlar.İslam'dan bihaber ama Müslüman.Hem de gizlisinden.Bir şeyi öğrenmek kadar onu gizlemek de zaman alır. Kurtuluş için Hıristiyan olmayı bile yeterli bulmayıp, ille de Katolik olmayı şart koşan Papa, meğer gizli Müslüman da berimiz yok.Dahası "evlerde" ve "yurtlarda" ikamete hamkum edilen çocuklara bir de şöyle bir masal anlatılıyor; Kiliseyi ziyarete gittik, tam o esnada ezan okundu, namaz kılmak istedik, papaz bizi bir odaya götürdü, bir de ne görelim, yerde serili bir seccade, hem de kenarında 99'luk tespih.Bir başka masal da şöyle; Kiliseye gitmiştik, o esnada ezan okundu, papaz ayını bırakıp gitti. On dakika sonra dönünce bir de ne görelim, papazın kolları, alnı, elbisesi ıslak. Abdest ıslaklığı.Tarih böylesi yalanları bu çağda duyuyor.Tabi bu arada "gizli Hıristiyanlar" da var demek. İletişim çağını yaşadığımız bir dönemde İslam'dan 7 asır önce gelmiş bir dini ve o dinin öğretilerini hiçbir tartışmaya müsaade etmeyecek boyutta bilenler o dinden 7 asır bu zamana daha yakın olan bir dinden, o dinin peygamberinden ve öğretilerinden habersiz oluyorlar. Birilerinin papaz aşkı bu iddialarla masum gösterilmeye çalışıldı ülkemizde. Fakat ne ilginç, bilmedikleri şeyi onlara öğretmek yerine meğer Müslümanları şikayet için gidilmiş yanlarına: "İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak Müslümanlardır". (Malum mektuptan) Şu ifadelere bir bakar mısınız?: "...Hocaefendi bu değerlendirmeden yola çıkarak şu endişesini de dile getirir. " Mahşerde Rabbim onlara (kitap ehline) sorduğunda; "Neden Hz Muhammed'i kabul etmediniz? Neden o güneşe kapalı kaldınız? ....dediğinde, ya onlar da şöyle derse; "Rabbimiz; Yer yüzünde Müslüman olduğunu söyleyen insanlar vardı, Ama o insanlar bize Hz Muhammed'e ait güzellik ve özellikleri layık olduğu şekilde yansıtmadılar. Biz o güneşi görseydik ona koşacaktık, ama o güneşi birileri bize mum gibi gösterdi ve onların şahsında o güneşi mum sandık ve koşmadık derse," der Hocaefendi ve hüzünlü ve kederli bir ses tonuyla şöyle iç yakan şu sözleri ilave eder: "O gün bizim halimiz nasıl olacak" (Mehmet Emin Erdoğan, Yeni Ufuk) Şunu sormak gerekmez mi bu durumda, şu ana kadar onursal başkanı olduğunuz kurum ve kuruluşların organize ettiği ve sizin de "müzmin hastalığınız sebebiyle katılmayıp" gönderdiğiniz tebrik mesajlarınızda niye bir kelimelik bile olsa Hz. Muhammed'den (as) bahsetmiyorsunuz?Asıl ağlanacak ve hesabı sorulacak durum bu değil mi?Ya mahşer günü size niye Muhammed'i anlatmadınız diye sorulursa, sahi, "haliniz nice olacak?"Tarafımdan kaleme alınan "Şartlara Uydurulmuş Misyonerlik; DİNLERARASI DİYALOG" isimli kitapta var, Gülen'in Urfa Sepozyumuna gönderdiği tebrik mektubu, bir okuyun bakın, var mı bir kelimelik ifade Hz. Muhammed (as) hakkında.Yok. Çünkü Dinlerarası Diyalog adı altında yapılan bütün etkinliklerde ana gayesi Hz. Muhammed'i (as) devre dışı bırakmaktır. Monsenyör'ün Hz. Muhammed hakkında yaptığı göstermelik ve "izhar-ü ma leyse filbatın" türü açıklamadan iki gün sonra Papalığın dergisinin Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürleri yayınlamasını birlikte düşünün.   Şunu da asla unutmayın ki, ehl-i kitabın/Hıristiyan dünyanın Hz. Muhammed düşmanlığı 14 asırdır aynı şiddette, hatta artarak sürmektedir.Çünü bu dinin temeli Hz. Muhammed düşmanlığı üzerine kurulmuştur. En az bunun kadar bir başka yalan daha var. O da top yekun Batı dünyasında 11 Eylül sonrası İslam'a karşı uyanan merak. İkincisi birincisinin tamamlayıcısı. İlginç.Hemen her fırsatta bir kaşık suda boğmaya çalıştıkları İslam'ın ne olduğuna merak sarmış Batı dünyası. Neden sonra? İslam'ın ve Müslümanların zerre bir dahli olmadığı 11 Eylül saldırısından sonra. Aslında bu manevra, bu saldırının İslam'a maledilme gayretlerinin bir sonucu. Siz her ne kadar yok derseniz deyin, bu sizin işiniz. Size bu denli büyük bir saldırıyı yaptıran inancı biz merak ettik ve araştırmaya karar verdik. İşte söylenmek istenen bu. Bundan böyle İslam'ı, söz ve hal ile "tebliğ" şeklinde anlatmayacak Müslümanlar. Bombalama şeklinde olacak İslam'ın insanlığa ulaştırılması. Bir ülkeye İslamî hakikatleri mi götürmeyi düşünüyorsunuz? Öyle Horasan erenleri göndermek yok artık. Yollayacaksınız oraya iki terörist, bombalayacaklar önemli bir iki yeri. Oranın insanı hemen merak salacak dine, ve toptan Müslüman olacaklar. Ah Deccalizm.