Her sözü, sohbeti ve bakışı ile insanları alt üst eden, dar, sınırlı bir ahlaktan Allah'ın ahlakı anlayışına çeken Şems, kendisi için şunları söylüyor :"Ben bir tarafta, dünyanın insanla şenelmiş dörtte bir kısmının halkı da bir tarafta olsa, beni sorguya çekse onlara cevap vermekten kaçınmam ve daldan sıçramam. Ne kadar zor şey sorsalar cevap üstüne cevap veririm. Benim bir sözüm, onlardan her birisi için on cevap ve hüccet olur."Bir gün Baba Kemal'in, kendisine Fahreddin Iraki'ye açılan sırlardan ve hakikâtlerden yana bir keşif gelip gelmediğini, sorması üzerine Tebrizi:"Ondan daha çok müşahade gelir! Ancak onun bildiği bazı ıstılahlar vardır,onun için gördüğünü en sevimli şekilde sunar. Bana gelince, bende öyle güç yoktur." diye cevap verir. Baba Kemal de"Allah ü Teala, sana günlük bir arkadaş versin ki, evvellerin ahirlerin bilgilerini hakikâtlerini senin adına izhar etsin. Hikmet ırmakları onun kalbinden diline aksın, harf ve ses kıyafetine girsin, o kıyafetin rütbesi de senin adına olsun" der.Makalat adlı eserindeki ifadelerinden onun Tebriz'de Ebubekir adlı hocasından feyz aldığı anlaşılır, ancak yine kendisinin bildirdiğine göre, hocası onda olan bir şeyi görememiş, başka kimsenin de göremediği bu farkı, sadece Hüdavendigârı Mevlana anlayabilmiştir.Zaten hocası onu daha fazla olgunlaştırmanın kendi gücünü aştığını anladığı zaman seyahate çıkmasına izin verir. O da diyar diyar gezip Sohbetine dayanabilecek bir dost, bir hoca arar. Fakat aradığını bir türlü bulamaz, hiç kimse onu tatmin edemez. Konuştuğu kişileri imtihan eder, istediği cevabı alamayınca oradan ayrılır. Kendisini olgunlaştıracak bir hoca aradığını söyler; ama bütün hocaları kendine talebe yapıp arayışına devam eder.Memleketi olan Tebriz'de kendisine manevi kemalinden dolayı "Kamili Tebrizi", durmadan gezdiği, yolları tayy ettiği için "Şemseddini Perende" (uçan Şemseddin) derler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.