logo
30 ARALIK 2024

Eski bir papazın itirafları...

24.04.2013 00:00:00
İbrâhîm Halîl Ahmed, Mısır'da Hıristiyan bir ailede doğup büyüdü. Kiliseye bağlı çeşitli okullarda okuduktan sonra, Hıristiyan İlâhiyat Fakültesi'ni bitirdi. Sonra bu fakültede mastır tahsili yaptı. Mastır tezi ise, "İslâm'ı Müslümanlar vasıtasıyla nasıl yıkarız?" başlığını taşıyordu.Sizlere, M. Ahmet Varol'un "Bilinmeyen İslâm Dünyasından Kesitler-2" isimli kitabının, "Misyoner Merkezleri Casus Yuvalarıdır" başlıklı yazısının giriş kısmını naklettik.(Seha Neşriyat, İstanbul).Varol bu kitabında, El-Mücteba dergisinin eski papaz İbrâhîm Halîl Ahmed'le yaptığı röportajı Türkçeye çevirmiş. Şimdi bu röportajdan bâzı kesitler aktaracağız: "Biz" diyor 1945 yılında Mısır'daki Hıristiyan İlahiyat Fakültesi'ne giren eski papaz, "İlk sekiz aylık dönemde teorik bilgiler okuyorduk. Üç dil öğrenmemiz mecburiydi. Yunanca, Aramice ve İbranice. Bunun yanı sıra Arapçayı birinci derecede, İngilizceyi de ikinci derecede eğitim dili olarak öğreniyorduk. Bunun arkasından Tevrat ve İncil'i açıklamalarıyla birlikte ve kilise tarihini okuyorduk. Arkasından misyonerlik tarihini ve Müslümanlarla ilişkileri öğreniyorduk. Burada Kur'ân-ı Kerîm'le ve Peygamber (s.a.v)'in hadisleriyle ilgili dersler başlar. İslâm ile ilgili derslerde İsmâîlîlik, Amevîlik, Kadiyanîlik, Bahailik gibi İslâm'dan çıkmış mezheplere ağırlık verilir. Öğrencilerin eğitimine büyük itina gösterildiğini de burada ifade edeyim. Meselâ o dönemde, biz fakültede toplam oniki öğrenci iken, on iki tane Amerikalı, sekiz tane Mısırlı öğretim görevlisi vardı."İslâm'la savaşmaya verilen önemi görüyorsunuz ki, 12 öğrenciye 20 öğretim görevlisi ders veriyor.Eski papazın anlattıklarını nakletmeyi sürdürelim:"Biz, gelecekte, Müslümanlarla kuracağımız ilişkileri ve oluşturacağımız diyalogları, bu derslerde öğrendiğimiz bilgiler üzerine oturtuyorduk. Aynı zamanda Kur'ân'a karşı Kur'ân'la, Müslümanların tarihindeki hoş olmayan olaylarla mücadele yolunu seçiyorduk. O zaman Ezher'de okuyanların kalbine fitne sokmak için, Kur'ân çevresinde münakaşalara giriyorduk. Âyetleri, bütün halindeki anlamına ters şekilde, yarım yarım alıyor ve böyle mugalata yaparak gayemize ulaşmaya çalışıyorduk. Bizde bu konuda yazılmış kitaplar da mevcuttur. Bunların en önemlisi el-Hidâye adlı kitap ile 'İslâm'ın Kaynakları' adlı kitaptır. Bunun yanı sıra, Müslümanlar arasından çıkmış olmakla birlikte, oryantalizme gönüllü hizmetçilik yapan birtakım yazarların yazmış olduğu kitaplardan da yararlanırdık. Tâhâ Hüseyin bunlardan biridir. Kilise onun 'Cahiliye Şiiri' adlı kitabından yüzde yüz oranında yararlanmıştır. Yine bu cihetten olmak üzere, benim de fakültedeki mastır tezim 'İslâm'ı Müslümanlar Vasıtasıyla Nasıl Yıkarız' başlığını taşıyordu. Bu tez üzerinde tam dört yıl çalıştım. Bu tez üzerinde çalışırken, bir yandan da Müslümanlar arasında misyonerlik çalışmalarımı sürdürüyordum."Benim diyor İbrâhîm Halîl Ahmed, "Amerikan misyonerlik hareketine bağlı olarak muhtelif gezilerim ve çeşitli yerlerle ilişkilerim oluyordu. İşte uzun süren bu çalışmalarım neticesinde bizzat müşahede ettim ki, misyonerler, insanlar arasında dini yaymak için değil, emperyalizme destek olmak ve onların adına casusluk yapmak için gelmişler." Şimdi gel de "Dini bütünlüğümüz millî bütünlüğümüzün, millî bütünlüğümüz de dini bütünlüğümüzün teminatıdır" diyen Prof. Dr. Haydar Baş'ı minnetle hatırlama…"Meselâ nasıl?" diye soruyor el-Mücteba dergisi.İşte eski papazın cevabı:"Bunun delilleri çoktur. Eğer halk zulme karşı ayaklanmaya hazırlanıyorsa, bundan ilk haberdar olan kilisedir. Çünkü Müslüman ile Kıptî Hıristiyan aynı toprak üzerinde yaşamaktadır. Müslümanlıkla ilgili gelişmeler hakkında bir haber sızdığı gün, Hıristiyan hemen onu duyar ve bu bilgileri bize ulaştırarak bizim tahlil etmemizi ve oynamamız gereken rolü tespit etmemizi ister. Diğer yandan Ordudaki kilise mensupları, askerî alandaki gelişmeleri ve gizlilikleri misyoner merkezleri ile doğrudan bağlantı kurarak, bunlar vasıtasıyla Amerika'ya ulaştırırlar. Ayrıca şuna da işaret edeyim ki; Mısır'da bir Hıristiyan, iki ayrı uyruğa sahiptir; birisi doğduğu yerle olan bağlantısı dolayısıyla sahip olduğu millî uyruk ki, bu uyruğu yönünden Mısırlı sayılmaktadır; diğeri de bundan daha güçlü olan dinî uyruk ki, buna da Hıristiyanlığı dolayısıyla sahip olmaktadır. Hıristiyanlar Mısır'da kendilerini garip hissederken, Avrupa ve Amerika'da daha çok emniyette olduklarını hissetmektedirler. Bunun için misyonerler ve kilise mensupları, Mısır'ı emperyalizmin atmosferinde dönen bir uydu haline sokmak ve bundan uzak yaşayamayacak bir ülke haline getirmek için planlar hazırlamaya koyuldular."Siz bu satırlardan "Mısır"ı çıkarın yerine "Türkiye"yi koyun ve Sayın Haydar Baş'ın misyonerlerle, onların yerli işbirlikçileri ile niye mücadele ettiğini ve Alevilere niçin sahip çıktığını bir kez daha düşünün… Ve yine Muhterem Haydar Baş'ın, casus yuvası haline gelmiş kilise ile misyonerlerin faaliyet gösterdikleri ülkeleri "emperyalizmin atmosferinde dönen bir uydu haline sokmak ve bundan uzak yaşayamayacak bir ülke haline getirmek için" ortaya koydukları hain çabalara, "Milli Ekonomi Modeli" ile indirdiği darbenin kıymetini bilin…
 
Hasan Demir / diğer yazıları
Açlık sınırı 21 bin 83 liraya çıktı
Yoksulluk sınırı 68 bin 675 lira
Gazze'de bebekler donarak ölüyor
Dünya İsrail vahşetini izliyor
HTŞ yönetimi Suriye'den kaçanların peşinde
İadeleri istenecek
İsrail Gazze'ye yerleşmeye hazırlanıyor!
Kuzeydeki birçok binayı havaya uçurdu
2024'te en çok gayrimenkul satışı yapılan iller açıklandı
İl İstanbul, ilçe Şehitkamil
"Sanki maliyetlerin tamamı işçilik ücreti"
Bakan Yumaklı ekonomiyi değerlendirdi
2 milyar liralık vurgun
Bungalov çetesi çökertildi
'Eski Türkiye'de' DEAŞ yoktu
Başkent'te DEAŞ operasyonu: 11 gözaltı
Demokrasi bekleyenlere kötü haber
'Suriye'de 4 yıldan önce seçim olmaz'
Erdoğan bu yıl 17 ülkeye gitti
İşte bu yıl Cumhurbaşkanı'nı davet eden tek AB ülkesi
Yakın gelecekte sık sık duyacağız
Hackerlar tekerlekli bilgisayarlara saldıracak!
Terör örgütü açık açık yardım istedi
PKK/YPG dümeni o ülkeye kırdı
Aliyev Rusya'dan uçak tazminatı istedi
'Kimsenin aklına gelmezdi'
İsrail'in saldırıları 450 gündür sürüyor
Can kaybı 45 bin 514'e yükseldi
Açlık sınırı 21 bin 83 liraya çıktı
Yoksulluk sınırı 68 bin 675 lira
Gazze'de bebekler donarak ölüyor
Dünya İsrail vahşetini izliyor
HTŞ yönetimi Suriye'den kaçanların peşinde
İadeleri istenecek
İsrail Gazze'ye yerleşmeye hazırlanıyor!
Kuzeydeki birçok binayı havaya uçurdu
2024'te en çok gayrimenkul satışı yapılan iller açıklandı
İl İstanbul, ilçe Şehitkamil
"Sanki maliyetlerin tamamı işçilik ücreti"
Bakan Yumaklı ekonomiyi değerlendirdi
2 milyar liralık vurgun
Bungalov çetesi çökertildi
'Eski Türkiye'de' DEAŞ yoktu
Başkent'te DEAŞ operasyonu: 11 gözaltı
Demokrasi bekleyenlere kötü haber
'Suriye'de 4 yıldan önce seçim olmaz'
Erdoğan bu yıl 17 ülkeye gitti
İşte bu yıl Cumhurbaşkanı'nı davet eden tek AB ülkesi
Yakın gelecekte sık sık duyacağız
Hackerlar tekerlekli bilgisayarlara saldıracak!
Terör örgütü açık açık yardım istedi
PKK/YPG dümeni o ülkeye kırdı
Aliyev Rusya'dan uçak tazminatı istedi
'Kimsenin aklına gelmezdi'
İsrail'in saldırıları 450 gündür sürüyor
Can kaybı 45 bin 514'e yükseldi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.