Erimhan: 'Nurculuk bir nevi Hristiyanlıktır'
Nurculuk hareketinin, adı İslam olan her şeye karşı savaş açtığını belirten hukukçu-yazar Ahmet Erimhan, "Hıristiyanları ise anladılar, anlayış gösterdiler, sevdiler, sevdirdiler! Çok açıktır ki Nurculuk bir nevi Hristiyanlıktır. Hristiyanlığın İslam dünyasındaki görünüş şeklidir" dedi.
22.10.2016 00:00:00
(dünden devam?)
Said Nursi'ye göre 2 tür Avrupa vardır. Birisi İsevilik dininden aldığı feyizle adalet ve hakkaniyetle hükmeden, fen ilimlerini takip eden Avrupa, diğeri beşeri sefahata dalmış Avrupa! (Lemalar, sh.203).
Buyurun size Said'in kimyasını açığa döken yeni cümleler:
"1- Hristiyanlık hak bir dindir
2- Hak olduğu için feyizlidir.
3- Bu feyizden istifade eden iyi kalpli Hıristiyanlar adalet ve hakkaniyetle hükmederler!"
Bu sözlerin sahibini Kur'an'a havale ediyoruz. Bakın Allah'ın son kitabı azimüşşan ne buyuruyor Said'in temize çıkardığı Hıristiyanlar hakkında:
"Allah indinde hak din yalnız İslam'dır." (Al-i İmran, 19).
"Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı beğendim." (Maide, 3).
"İslam'dan başka din arayanın bulacağı din, asla kabul edilmez." (Al-i İmran, 85).
Cenab-ı Hakkın ölçüsü ne kadar net değil mi?
Said Nursi'nin "Müslüman İseviler" tuzağı
Hıristiyanlığa hizmet yolunda Said Nursi "Müslüman İseviler" diye bir tuzak daha kurar Müslümanlara!
Türkçeleştirerek ve özetleyerek aktarıyorum:
"Şu anda da, Hz. İsa'nın Hıristiyanlığa dönüşerek bozulmamış gerçek dini esaslarını bilen ve böyle inanan ve bu Hıristiyanlıktan uzak gerçek(!) İsevilik inancına(!) sahip olup inanç esaslarını İslam'ın esasları ile birleştirmeye çalışan bir fedakâr ve kendilerine 'Müslüman İseviler' demeye layık topluluk var. İşte insanlığı bütün dinlerden ve Allah inancından uzaklaştırmaya çalışan Deccal ordularına karşı bu Müslüman İseviler(!) insanlığı, Allah'ı inkâr yanlışından kurtaracak, Hz. İsa ile beraber bu Müslüman İseviler Deccal ordularını yenecekler?" (Mektubat, 29. mektup, 7. Kısım).
Bu yalan makinesinin neresini düzelteceğiz bilmiyorum?
Bir kere hem Müslüman hem Hıristiyan olunmaz. Çift dinli olunmaz.
İkincisi, İsa aleyhisselam kaldırıldığı sema katından, ahir zamanda yeniden dünyaya indirilince, Hıristiyanların başına geçmeyecek, Hz. Mehdi (a.s) ve İslam'a tâbi olacak!
Üçüncüsü, Said'in iddia ettiği gibi, Hıristiyanların bir kısmının, başlarında hak bir peygamber olmadan, dinlerini düzeltip hak yolu bulması gibi bir şey olmayacak.
Ayrıca Said Nursi'nin hayal gördüğü gibi, İsa (a.s.) tekrardan yeryüzüne gelene kadar onun gelmesini bekleyen ve kendilerine "Müslüman İseviler" unvanı verilebilecek kimse de yok. İsa (a.s.)'ın getirdiği şekli ile İseviliğini koruyan kimse de yok? Olsaydı da onlar da İsa peygamberin gelmesini beklemeden derhal Hz. Muhammed'e (a.s.) tâbi olup, Müslüman olarak kurtulmak zorundaydılar?
Baştan sona uydurma ve tuzak bu sözlere karşı Cenab-ı Peygamberin iki hadis-i şerif mealini hatırlatıyorum:
"Allah'a yemin ederim ki, Meryem'in oğlu İsa, âdil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak (Hıristiyanlığı kaldıracak), domuzu öldürecek (domuz etini yasaklayacak), İslam'dan başka her şeyi yasak edecektir." (Buhari).
"İsa, inince İslamiyet'le hükmedecektir. O zaman Allah Teâlâ, Müslümanlardan başka herkesi helak edecektir." (Ebu Davud).
Kalbinde iman olan hakiki bir mü'minin ağzından ve kaleminden böyle bir söz çıkmaz! Ancak gizli bir kardinalin, gizli bir misyonerin ağzından ve kaleminden çıkabilecek bubi tuzakları bunlar!
Müslümanlarla savaşan Hıristiyanlara 'şehit' dedi
Soruyorum: 1. Dünya Savaşında bizimle harp eden, İslam'a ve Müslümanlara karşı canı pahasına mücadele eden Hıristiyanların şehit hükmünde olduklarını bir Müslüman söyleyebilir mi?
"Hristiyanların hakikî dindar ruhanîleri ile ittifak etmeliyiz" diyerek, dindar olmayan Hıristiyan yalanı üzerinden bir hak Hıristiyanlık dini inşa edenin Din-i İslam'da yeri olabilir mi?
"Şimdi fetret gibi karanlıkta kalan ve Hz İsa'ya mensup Hıristiyanların mazlumlarının çektikleri felaketler onlar hakkında bir nevi şehadettirler" diyen birinin Din-i İslam'da yeri olabilir mi?
"Bağdat Paktı 400 milyon Müslüman değil, 800 Milyon Hıristiyanın da dostluğunu kazandıracaktır" diyerek Hıristiyan sevgisi bir kez daha fışkıran birisinin Ilımlı İslam projesi haricinde, Allah'ın murad ettiği İslam'da yeri olabilir mi?
Said Nursî'nin Amerika ile ilgili şu ifadeleri, aklı ve imanı olanlar için herhalde gözlerimizi açmaya yeter:
"? Kürre?i Arz'ın şimdiki en büyük devleti Amerika'nın bütün kuvvetiyle din hakikatlerine taraftar çıkması ve İslamiyet'le Asya ve Afrika'nın saadet ve sükûnet ve müsalaha bulacağına (barış bulacağına) karar vermesi ve yeni doğan İslam devletlerini okşaması ve teşvik etmesi ve onlarla ittifaka çalışması, kırk beş sene evvel olan müddeayı isbat ediyor." (Tarihçe?i Hayat, sh.88).
Bu tarihi gerçekler, şifre kırmak ve kimin ne olduğunu tanımak için yeter de artar bile?
Said dün Amerika'nın bütün kuvveti ile İslam'a sahip çıktığını söylüyor. Bugün FETÖ "Amerika beni bağrına bastı" diyor!
Bu bahsi Said'in şu son cinayeti ile kapatmak istiyorum.
Said'in sözlerinden aynen naklediyorum:
"Kur'an size bütün bütün dininizi terk etmenizi emretmiyor. Ancak itikadınızı ikmal ve yanınızda bulunan dini (Hıristiyani) esaslar üzerine bina ediniz diye teklif ediyor. Zira Kur'an, tadil ve tekmil edicidir. Yalnız zaman ve mekânın tağayyür etmesi tesiri ile tahvvül (değişme) ve tebeddüle (başkalaşıma) maruz olan füruat kısmında müessistir."
Müslüman olmanıza, Hıristiyanlığı terk etmenize gerek yok diyor, Hıristiyanlıkta kalın orada kemale erersiniz diyor!
'Said Nursi bu çağın deccalidir'
Gerçekten bu coğrafya din külahlı insanlar tarafından teslim alındı. Said Nursi bunun en çarpıcı örneği ve fikirleri ile bu çağın deccalidir!
Ebu Davud, Sünen, İbn-i Mace ve Sünen'de yer alan hadisi okuyorum:
"Şu bir gerçek ki, ümmetim adına korktuğum en önemli şeylerden biri de, dalalete saplanmış yöneticiler ve önderlerdir. Ümmetimden bazı gruplar (Hak din olan İslam'dan saparak) müşriklere katılacaklardır. Kıyamete yakın zamanda deccallar türeyecektir. Bunların sayısı 30 (ilâ 70) civarında olacaktır. Bunların kimi kendisini peygamber, (kimi de Mesih) zannedecektir. Ve lakin ümmetimden bir grup sürekli olarak Hak üzere olacaktır. Onlar Allah'ın yardımını göreceklerdir. Allah'ın emri (olan kıyamet) gelinceye kadar, bu kendilerine ters düşerek Hak'tan ayrılanlar onlara asla zarar veremeyecektir." (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
İslam alimi sıfatıyla meydana çıkmış ve sözde yüzlerce İslami eser yazmış birinin, Hıristiyanlar ve Hıristiyanlık hakkında bu kadar vahim hatalar içinde bulunabilmesi mümkün olamaz. Ortada apaçık bir cinayet var hem de taammüden ve kasten işlenen bir cinayet! Said'in, kendisine inananları doğrudan küfre/ebedi cehenneme götürecek olan bu yazdıklarını hata ile yazmış olma ihtimali yoktur!
Ayan beyan ortada bu hareketin anası da babası da İngilizlerdir. Sonra kontrolü Amerika almıştır. Bu hareket "devir tarikat devri değil hakikat devri" diyerek, aslında İslam'ın yerine bir yüzyıl pozitivizmi anlattı. Allah'ı, bilimin mikyası ile ölçtüler. Maneviyattan-irfandan kopardıkları insanları ve medeniyetimizi bu meczubun hezeyanlarına boğdurdular.
Atatürk'e "deccal"dir diyerek toplumla devlet arasına büyük bir fay hattı tesis ettiler.
'Nurculuk bir nevi Hristiyanlıktır'
Her gizli niyetleri olan hareketlerde olduğu gibi çift dil kullandılar. Her yöne çekilebilecek ifadelerle kendilerini gizlediler.
Tasavvufla kavga ettiler, Alevilikle, Şiilikle kavga ettiler. Adı İslam olan her şeye karşı savaştılar! Hıristiyanları ise anladılar, anlayış gösterdiler, sevdiler, sevdirdiler! Çok açıktır ki Nurculuk bir nevi Hristiyanlıktır. Hristiyanlığın İslam dünyasındaki görünüş şeklidir.
Son olarak Said Nursi, Teali İslam Cemiyeti üyesi olarak İngilizlerin yanında yer almış ve Kuvva-yı Milliye'ye karşı cephe almıştır. İbret olsun diye bu cemiyetin yayınladığı bildiriden birkaç satırı dikkatlerinize sunuyorum:
"Biçare millet! Bu yankesicilerin hilelerini, desiselerini hâlâ tamamen anlayamamıştır. Yazık bin kere yazık ki, gerek harb içinde, gerek mütarekeden sonra memleket bunların fitne ve fesadı uğruna milyonlarca evladını telef ediyor da Enver, Cemal, Mustafa Kemal vesaire beş on eşkıyanın vücudunu ortadan kaldırmak için icab eden küçük fedakârlığı göze almıyor.
Millet (...) hâlâ kendisini aldatan bu heriflere niçin diyemiyor ki: 'Ey hainler, ey Allah'tan korkmayan ve Peygamberden hayâ etmeyen mahlûklar, muharebe ettiniz başımızı bin türlü belalara soktunuz, mağlup oldunuz, şimdi niye tekrar, gücünüz yetmediğini ikrar ve imza ettiğiniz devletleri yeniden kızdırarak üzerimize husumet ve gazaplarını davet ediyorsunuz?
İngilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlıları musallat ettiler. Harpte mağlup olduktan sonra uslu oturmak ve mağlubiyetin neticesine katlanarak telafisini sabr u sükûn ve akl u tedbir dairesinde izale etmekten başka çare var mıdır?"
Çok açık söylüyorum, bu metni ancak İngiliz İstihbaratı hazırlayabilir! O nedenledir ki bir İngiliz firması olan Shell Risale-i Nurları yıllarca bedava bastırmış ve dağıtmıştır!
Son söz: Said Nursi'nin mezarının nerede olduğunu bilmiyoruz. Evladı Fetullah Gülen'in devletin beynine girdiği bir ortamda hâlâ Said Nursi'nin mezarının nerede olduğunun bilinmemesi sizce normal midir? Fetullah Gülen "Vatikan'da ölmeyi düşledim" demişti. Babası Said Nursi acaba nerede gömülüdür? Vatikan'a gömülmek, Vatikan'ı düşlemek bu nevzuhur baba ve oğlu için bir ortak mekân mıdır acaba?
(Bu sunum, hukukçu-yazar Ahmet Erimhan tarafından Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler Sempozyumu'nda yapılmıştır).
Said Nursi'ye göre 2 tür Avrupa vardır. Birisi İsevilik dininden aldığı feyizle adalet ve hakkaniyetle hükmeden, fen ilimlerini takip eden Avrupa, diğeri beşeri sefahata dalmış Avrupa! (Lemalar, sh.203).
Buyurun size Said'in kimyasını açığa döken yeni cümleler:
"1- Hristiyanlık hak bir dindir
2- Hak olduğu için feyizlidir.
3- Bu feyizden istifade eden iyi kalpli Hıristiyanlar adalet ve hakkaniyetle hükmederler!"
Bu sözlerin sahibini Kur'an'a havale ediyoruz. Bakın Allah'ın son kitabı azimüşşan ne buyuruyor Said'in temize çıkardığı Hıristiyanlar hakkında:
"Allah indinde hak din yalnız İslam'dır." (Al-i İmran, 19).
"Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı beğendim." (Maide, 3).
"İslam'dan başka din arayanın bulacağı din, asla kabul edilmez." (Al-i İmran, 85).
Cenab-ı Hakkın ölçüsü ne kadar net değil mi?
Said Nursi'nin "Müslüman İseviler" tuzağı
Hıristiyanlığa hizmet yolunda Said Nursi "Müslüman İseviler" diye bir tuzak daha kurar Müslümanlara!
Türkçeleştirerek ve özetleyerek aktarıyorum:
"Şu anda da, Hz. İsa'nın Hıristiyanlığa dönüşerek bozulmamış gerçek dini esaslarını bilen ve böyle inanan ve bu Hıristiyanlıktan uzak gerçek(!) İsevilik inancına(!) sahip olup inanç esaslarını İslam'ın esasları ile birleştirmeye çalışan bir fedakâr ve kendilerine 'Müslüman İseviler' demeye layık topluluk var. İşte insanlığı bütün dinlerden ve Allah inancından uzaklaştırmaya çalışan Deccal ordularına karşı bu Müslüman İseviler(!) insanlığı, Allah'ı inkâr yanlışından kurtaracak, Hz. İsa ile beraber bu Müslüman İseviler Deccal ordularını yenecekler?" (Mektubat, 29. mektup, 7. Kısım).
Bu yalan makinesinin neresini düzelteceğiz bilmiyorum?
Bir kere hem Müslüman hem Hıristiyan olunmaz. Çift dinli olunmaz.
İkincisi, İsa aleyhisselam kaldırıldığı sema katından, ahir zamanda yeniden dünyaya indirilince, Hıristiyanların başına geçmeyecek, Hz. Mehdi (a.s) ve İslam'a tâbi olacak!
Üçüncüsü, Said'in iddia ettiği gibi, Hıristiyanların bir kısmının, başlarında hak bir peygamber olmadan, dinlerini düzeltip hak yolu bulması gibi bir şey olmayacak.
Ayrıca Said Nursi'nin hayal gördüğü gibi, İsa (a.s.) tekrardan yeryüzüne gelene kadar onun gelmesini bekleyen ve kendilerine "Müslüman İseviler" unvanı verilebilecek kimse de yok. İsa (a.s.)'ın getirdiği şekli ile İseviliğini koruyan kimse de yok? Olsaydı da onlar da İsa peygamberin gelmesini beklemeden derhal Hz. Muhammed'e (a.s.) tâbi olup, Müslüman olarak kurtulmak zorundaydılar?
Baştan sona uydurma ve tuzak bu sözlere karşı Cenab-ı Peygamberin iki hadis-i şerif mealini hatırlatıyorum:
"Allah'a yemin ederim ki, Meryem'in oğlu İsa, âdil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak (Hıristiyanlığı kaldıracak), domuzu öldürecek (domuz etini yasaklayacak), İslam'dan başka her şeyi yasak edecektir." (Buhari).
"İsa, inince İslamiyet'le hükmedecektir. O zaman Allah Teâlâ, Müslümanlardan başka herkesi helak edecektir." (Ebu Davud).
Kalbinde iman olan hakiki bir mü'minin ağzından ve kaleminden böyle bir söz çıkmaz! Ancak gizli bir kardinalin, gizli bir misyonerin ağzından ve kaleminden çıkabilecek bubi tuzakları bunlar!
Müslümanlarla savaşan Hıristiyanlara 'şehit' dedi
Soruyorum: 1. Dünya Savaşında bizimle harp eden, İslam'a ve Müslümanlara karşı canı pahasına mücadele eden Hıristiyanların şehit hükmünde olduklarını bir Müslüman söyleyebilir mi?
"Hristiyanların hakikî dindar ruhanîleri ile ittifak etmeliyiz" diyerek, dindar olmayan Hıristiyan yalanı üzerinden bir hak Hıristiyanlık dini inşa edenin Din-i İslam'da yeri olabilir mi?
"Şimdi fetret gibi karanlıkta kalan ve Hz İsa'ya mensup Hıristiyanların mazlumlarının çektikleri felaketler onlar hakkında bir nevi şehadettirler" diyen birinin Din-i İslam'da yeri olabilir mi?
"Bağdat Paktı 400 milyon Müslüman değil, 800 Milyon Hıristiyanın da dostluğunu kazandıracaktır" diyerek Hıristiyan sevgisi bir kez daha fışkıran birisinin Ilımlı İslam projesi haricinde, Allah'ın murad ettiği İslam'da yeri olabilir mi?
Said Nursî'nin Amerika ile ilgili şu ifadeleri, aklı ve imanı olanlar için herhalde gözlerimizi açmaya yeter:
"? Kürre?i Arz'ın şimdiki en büyük devleti Amerika'nın bütün kuvvetiyle din hakikatlerine taraftar çıkması ve İslamiyet'le Asya ve Afrika'nın saadet ve sükûnet ve müsalaha bulacağına (barış bulacağına) karar vermesi ve yeni doğan İslam devletlerini okşaması ve teşvik etmesi ve onlarla ittifaka çalışması, kırk beş sene evvel olan müddeayı isbat ediyor." (Tarihçe?i Hayat, sh.88).
Bu tarihi gerçekler, şifre kırmak ve kimin ne olduğunu tanımak için yeter de artar bile?
Said dün Amerika'nın bütün kuvveti ile İslam'a sahip çıktığını söylüyor. Bugün FETÖ "Amerika beni bağrına bastı" diyor!
Bu bahsi Said'in şu son cinayeti ile kapatmak istiyorum.
Said'in sözlerinden aynen naklediyorum:
"Kur'an size bütün bütün dininizi terk etmenizi emretmiyor. Ancak itikadınızı ikmal ve yanınızda bulunan dini (Hıristiyani) esaslar üzerine bina ediniz diye teklif ediyor. Zira Kur'an, tadil ve tekmil edicidir. Yalnız zaman ve mekânın tağayyür etmesi tesiri ile tahvvül (değişme) ve tebeddüle (başkalaşıma) maruz olan füruat kısmında müessistir."
Müslüman olmanıza, Hıristiyanlığı terk etmenize gerek yok diyor, Hıristiyanlıkta kalın orada kemale erersiniz diyor!
'Said Nursi bu çağın deccalidir'
Gerçekten bu coğrafya din külahlı insanlar tarafından teslim alındı. Said Nursi bunun en çarpıcı örneği ve fikirleri ile bu çağın deccalidir!
Ebu Davud, Sünen, İbn-i Mace ve Sünen'de yer alan hadisi okuyorum:
"Şu bir gerçek ki, ümmetim adına korktuğum en önemli şeylerden biri de, dalalete saplanmış yöneticiler ve önderlerdir. Ümmetimden bazı gruplar (Hak din olan İslam'dan saparak) müşriklere katılacaklardır. Kıyamete yakın zamanda deccallar türeyecektir. Bunların sayısı 30 (ilâ 70) civarında olacaktır. Bunların kimi kendisini peygamber, (kimi de Mesih) zannedecektir. Ve lakin ümmetimden bir grup sürekli olarak Hak üzere olacaktır. Onlar Allah'ın yardımını göreceklerdir. Allah'ın emri (olan kıyamet) gelinceye kadar, bu kendilerine ters düşerek Hak'tan ayrılanlar onlara asla zarar veremeyecektir." (Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9).
İslam alimi sıfatıyla meydana çıkmış ve sözde yüzlerce İslami eser yazmış birinin, Hıristiyanlar ve Hıristiyanlık hakkında bu kadar vahim hatalar içinde bulunabilmesi mümkün olamaz. Ortada apaçık bir cinayet var hem de taammüden ve kasten işlenen bir cinayet! Said'in, kendisine inananları doğrudan küfre/ebedi cehenneme götürecek olan bu yazdıklarını hata ile yazmış olma ihtimali yoktur!
Ayan beyan ortada bu hareketin anası da babası da İngilizlerdir. Sonra kontrolü Amerika almıştır. Bu hareket "devir tarikat devri değil hakikat devri" diyerek, aslında İslam'ın yerine bir yüzyıl pozitivizmi anlattı. Allah'ı, bilimin mikyası ile ölçtüler. Maneviyattan-irfandan kopardıkları insanları ve medeniyetimizi bu meczubun hezeyanlarına boğdurdular.
Atatürk'e "deccal"dir diyerek toplumla devlet arasına büyük bir fay hattı tesis ettiler.
'Nurculuk bir nevi Hristiyanlıktır'
Her gizli niyetleri olan hareketlerde olduğu gibi çift dil kullandılar. Her yöne çekilebilecek ifadelerle kendilerini gizlediler.
Tasavvufla kavga ettiler, Alevilikle, Şiilikle kavga ettiler. Adı İslam olan her şeye karşı savaştılar! Hıristiyanları ise anladılar, anlayış gösterdiler, sevdiler, sevdirdiler! Çok açıktır ki Nurculuk bir nevi Hristiyanlıktır. Hristiyanlığın İslam dünyasındaki görünüş şeklidir.
Son olarak Said Nursi, Teali İslam Cemiyeti üyesi olarak İngilizlerin yanında yer almış ve Kuvva-yı Milliye'ye karşı cephe almıştır. İbret olsun diye bu cemiyetin yayınladığı bildiriden birkaç satırı dikkatlerinize sunuyorum:
"Biçare millet! Bu yankesicilerin hilelerini, desiselerini hâlâ tamamen anlayamamıştır. Yazık bin kere yazık ki, gerek harb içinde, gerek mütarekeden sonra memleket bunların fitne ve fesadı uğruna milyonlarca evladını telef ediyor da Enver, Cemal, Mustafa Kemal vesaire beş on eşkıyanın vücudunu ortadan kaldırmak için icab eden küçük fedakârlığı göze almıyor.
Millet (...) hâlâ kendisini aldatan bu heriflere niçin diyemiyor ki: 'Ey hainler, ey Allah'tan korkmayan ve Peygamberden hayâ etmeyen mahlûklar, muharebe ettiniz başımızı bin türlü belalara soktunuz, mağlup oldunuz, şimdi niye tekrar, gücünüz yetmediğini ikrar ve imza ettiğiniz devletleri yeniden kızdırarak üzerimize husumet ve gazaplarını davet ediyorsunuz?
İngilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlıları musallat ettiler. Harpte mağlup olduktan sonra uslu oturmak ve mağlubiyetin neticesine katlanarak telafisini sabr u sükûn ve akl u tedbir dairesinde izale etmekten başka çare var mıdır?"
Çok açık söylüyorum, bu metni ancak İngiliz İstihbaratı hazırlayabilir! O nedenledir ki bir İngiliz firması olan Shell Risale-i Nurları yıllarca bedava bastırmış ve dağıtmıştır!
Son söz: Said Nursi'nin mezarının nerede olduğunu bilmiyoruz. Evladı Fetullah Gülen'in devletin beynine girdiği bir ortamda hâlâ Said Nursi'nin mezarının nerede olduğunun bilinmemesi sizce normal midir? Fetullah Gülen "Vatikan'da ölmeyi düşledim" demişti. Babası Said Nursi acaba nerede gömülüdür? Vatikan'a gömülmek, Vatikan'ı düşlemek bu nevzuhur baba ve oğlu için bir ortak mekân mıdır acaba?
(Bu sunum, hukukçu-yazar Ahmet Erimhan tarafından Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler Sempozyumu'nda yapılmıştır).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.