Turnaların divan durduğu, kalbin kalbimde yürüdüğüm, ab-ı revan'dan inciler toplanan bir vakitte, firakın kırkını çıkarıyoruz yine.
Yaralı kuşların uçmayı unuttuğu, boynu eğik serçelerin sesinin kısıldığı, ümid'in yer, adres bildirmeden belirsiz bir yolculuğa çıktığı demlerdeyiz.
Heyhat! Ömür hep hazan mıdır, yoksa gözümdeki tuzlu su yanakta konak mıdır?
Menekşe tebessümlerinle hazin çığlığımızı sarmalarken, katar katar gelmek arzusu dolar içimize herdem... O'na gelmek, oraya gelmek, onunla ilgili her ne varsa, ona gelmek...
Dirilir ebleh divanelerin gönlümde hep "iyi". Yanlış ve yanlışın kardeşleri, batıl ve onun akrabaları muradın semtinin yolunu bilmez. Bir sarsılışki, arz zerresine kadar titremekte ve ses kulaklarda bir ninni gibi... Ilık ılık huzur, gayret ve mücahede.
Ciğerin her paresi erim erim erirken, bir cihan küllenmiş figanımızın keşif dualarına meydan okurken, tek dost'a sığınmışlığın everest'indeyiz. Kurşuni sabahlarda yağan yağmura inat, alınan her nefesi damlalara değdirmeden ve hem de caddelerde yürüyerek geri verme azmindeyiz.
Bir'e inanmak derdi sinelere düştüğünden beri her tan yerine "erguvani bir seher" demir atmıştır. İlahi son yolcuların ardından ilk "erbain"imiz bu yorgun sabahta bitti. Duyguları kontrol edebilmek haylice zahmet vermekte. Ancak son böyle murad ettin ve senin istediğin gibi oldu lakin, yavrucuğu İbrahim'ine ağlayan ve "Sen de mi ey Allah'ın elçisi?" sorusuna, "göz ağlar" diyen sevgilinin aşıklarıyız biz. Ondan tam binbeşyüz sene sonra onun derdini taşıyan divaneleriz. Ya Rahman! Bizi hor görme ve bizi sevgilinin aşkına yarlığa. Yalnız senin için çarpan sinelere mahzunluk koyma. Herşeyi bir anda çevirip alt üst eder dost! Hicran ve gariplik bu mübarek seherde boğazımıza düğümlendi. Haşre az bir zaman kalsa da dirilişimizi görüp, seni dört bucakta milyarlarla anmak dileriz. Öyle olsaki semada daim zikredenler, arzda devrana duranların çokluğuna gıpta etseler.
Ey yegane olan, vefalı Hayy! Yeryüzünde dolaşan mümin sinelere sen yeniden silkiniş lütfet. Gayr-ı tahammül tükenmektedir. Vesselam...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Emin Bektaş / diğer yazıları
- Sancaktar / 11.05.2020
- Ve yemneunel maun... / 15.07.2013
- Gerçek hayat başlar / 12.07.2013
- İçini söyle! / 11.07.2013
- Yaz'da Ramazan / 09.07.2013
- Sabah ezanları / 04.07.2013
- Kimin adamısın? / 03.07.2013
- Akiller / 01.07.2013
- Kapanmayan yara / 28.06.2013
- Zor olan... / 27.06.2013
- Ve yemneunel maun... / 15.07.2013
- Gerçek hayat başlar / 12.07.2013
- İçini söyle! / 11.07.2013
- Yaz'da Ramazan / 09.07.2013
- Sabah ezanları / 04.07.2013
- Kimin adamısın? / 03.07.2013
- Akiller / 01.07.2013
- Kapanmayan yara / 28.06.2013
- Zor olan... / 27.06.2013