Erdoğan’a ‘Dostum Trump’ cevabı
Atıcı, “Amerika Birleşik Devletleri ile eşit koşulda masaya oturmamız lazım, iki ayrı devlet ve burada bu ilişkileri iç siyasete malzeme yapmamak lazım. ‘Trump'a böyle söyledim, Trump benim dostum’ filan bunların hepsi hikayedir” dedi.
10.11.2024 12:03:00
Bülent Tapıcı
Bülent Tapıcı
ABD Başkanlığına yeniden seçilen Donald Trump'ın yeni döneminde Türkiye'ye yaklaşımının nasıl olacağı tartışılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ardı ardına yaptığı açıklamalarla Trump'a sıcak mesajlar gönderiyor.
Akıllarda ise Trump'ın ilk döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gönderdiği hakaret ve tehdit dolu mektup, Rahip Brunson olayı ve Halkbank davası gibi olaylar var.
Konuyla ilgili değerlendirme yapan CHP Eski Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı Türkiye'nin ABD ile dengeli bir politika yürütmesi gerektiğini söyledi.
Atıcı şu değerlendirmeleri yaptı;
"Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını ve dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet ve milletini aşağılayan, hakir gören üslupta bir mektup vardı. Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza, 'İşler iyi olmazsa tarih seni şeytan olarak görür' diyecek kadar ileri giden, 'Aptallık etme, gel anlaşalım, sert adamı oynama' diye aşağılayan bir mektup göndermişti. Trump o mektubu niye göndermişti? Mektubu göndermesinin sebebi de Suriye'nin kuzeyinde yani bizim güneyimizde yaşanan gerginliklerden sonra, 'Çok fazla kan dökme' sanki biz kendileri gibi eli kanlıymış gibi, 'Gel işte bu kadar insanın ölümünden sorumlu olma' diyecek kadar ileri giden saçma sapan bir mektup.
Efendim bu mektup iade edildi ama neden sonra iade edildi, ne oldu iade edildi, hangi yollarla iade edildi? Bunların hepsi tartışılır. Peki iade edildi de ne oldu yani değişen bir şey oldu mu? Hayır olmadı ve burada çok önemli bir cümle daha vardı; Rahip Brunson olayına da örnek göstererek, 'Senin ekonomini mahvederim haberin olsun. daha önce Rahib Branson olayında bunu sana yapmıştım bir daha yaparım' diyecek kadar nezaketsiz bu adam tekrar ABD başkanı oldu. Biz bunları unutacak mıyız?
Rahip Brunson diye bir adam vardı Türkiye'de. Bu adamın askeri casus olduğu, PKK- FETÖ ilişkisi olduğu, pek çok sıkıntısı olduğu anlaşıldı ve tutuklandı. Trump bu adamı geri istedi, hadi Trump'ın öngörülemez olduğunu biliyoruz da benim cumhurbaşkanım 'ver papazı, al papazı' diyecek kadar seviyeyi düşürebilir mi? Yahu Tayyip Erdoğan 'ver papazı al papazı' diyecek kadar seviyeyi düşürdü sonra Trump bunu vermeyince, 'bu can bu bedende olduğu sürece Rahip Brunson'u kimse alamaz' dedi. Ondan sonra dolar o zaman 7 liraya filan çıktığında bunu derhal iade ettiler.
Benzer şekilde Halkbank davası, Halkbank davasında da Trump yine başroldeydi. İran'a olan yaptırımları Halkbank aracıyla deldiğimiz iddiasıyla Halkbank Genel Müdürümüzü tutukladı. Bakın seversiniz sevmezsiniz ayrı konudur ama Halkbank bir kamu bankasıdır yani devlettir. Senin devletinin bankasının genel müdür yardımcısını aldı, içeri attı. Kim için attı? Orada Rıza Zarrap denen bir adamın sözleriyle yaptı ve hala bu bizim başımıza Demokles'in kılıcı gibi duruyor. Bunlardan ders alacağız, bunları unutmayacağız, bunları tarihte okuyacağız ancak ABD'nin yeni başkanı Trump'ın öngörülemez olduğunu da bileceğiz.
Burada dengeli bir siyaset yapılmasını öneriyoruz. Amerika Birleşik Devletleri ile eşit koşulda masaya oturmamız lazım, iki ayrı devlet ve burada bu ilişkileri iç siyasete malzeme yapmamak lazım. 'Trump'a böyle söyledim, Trump benim dostum' filan bunların hepsi hikayedir, iç siyasete malzemedir. Bunları yapmamak lazım, dengeli bir ilişki kurulmasının doğru olacağını düşünüyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan ardı ardına yaptığı açıklamalarla Trump'a sıcak mesajlar gönderiyor.
Akıllarda ise Trump'ın ilk döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gönderdiği hakaret ve tehdit dolu mektup, Rahip Brunson olayı ve Halkbank davası gibi olaylar var.
Konuyla ilgili değerlendirme yapan CHP Eski Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı Türkiye'nin ABD ile dengeli bir politika yürütmesi gerektiğini söyledi.
Atıcı şu değerlendirmeleri yaptı;
"Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını ve dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet ve milletini aşağılayan, hakir gören üslupta bir mektup vardı. Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza, 'İşler iyi olmazsa tarih seni şeytan olarak görür' diyecek kadar ileri giden, 'Aptallık etme, gel anlaşalım, sert adamı oynama' diye aşağılayan bir mektup göndermişti. Trump o mektubu niye göndermişti? Mektubu göndermesinin sebebi de Suriye'nin kuzeyinde yani bizim güneyimizde yaşanan gerginliklerden sonra, 'Çok fazla kan dökme' sanki biz kendileri gibi eli kanlıymış gibi, 'Gel işte bu kadar insanın ölümünden sorumlu olma' diyecek kadar ileri giden saçma sapan bir mektup.
Efendim bu mektup iade edildi ama neden sonra iade edildi, ne oldu iade edildi, hangi yollarla iade edildi? Bunların hepsi tartışılır. Peki iade edildi de ne oldu yani değişen bir şey oldu mu? Hayır olmadı ve burada çok önemli bir cümle daha vardı; Rahip Brunson olayına da örnek göstererek, 'Senin ekonomini mahvederim haberin olsun. daha önce Rahib Branson olayında bunu sana yapmıştım bir daha yaparım' diyecek kadar nezaketsiz bu adam tekrar ABD başkanı oldu. Biz bunları unutacak mıyız?
Rahip Brunson diye bir adam vardı Türkiye'de. Bu adamın askeri casus olduğu, PKK- FETÖ ilişkisi olduğu, pek çok sıkıntısı olduğu anlaşıldı ve tutuklandı. Trump bu adamı geri istedi, hadi Trump'ın öngörülemez olduğunu biliyoruz da benim cumhurbaşkanım 'ver papazı, al papazı' diyecek kadar seviyeyi düşürebilir mi? Yahu Tayyip Erdoğan 'ver papazı al papazı' diyecek kadar seviyeyi düşürdü sonra Trump bunu vermeyince, 'bu can bu bedende olduğu sürece Rahip Brunson'u kimse alamaz' dedi. Ondan sonra dolar o zaman 7 liraya filan çıktığında bunu derhal iade ettiler.
Benzer şekilde Halkbank davası, Halkbank davasında da Trump yine başroldeydi. İran'a olan yaptırımları Halkbank aracıyla deldiğimiz iddiasıyla Halkbank Genel Müdürümüzü tutukladı. Bakın seversiniz sevmezsiniz ayrı konudur ama Halkbank bir kamu bankasıdır yani devlettir. Senin devletinin bankasının genel müdür yardımcısını aldı, içeri attı. Kim için attı? Orada Rıza Zarrap denen bir adamın sözleriyle yaptı ve hala bu bizim başımıza Demokles'in kılıcı gibi duruyor. Bunlardan ders alacağız, bunları unutmayacağız, bunları tarihte okuyacağız ancak ABD'nin yeni başkanı Trump'ın öngörülemez olduğunu da bileceğiz.
Burada dengeli bir siyaset yapılmasını öneriyoruz. Amerika Birleşik Devletleri ile eşit koşulda masaya oturmamız lazım, iki ayrı devlet ve burada bu ilişkileri iç siyasete malzeme yapmamak lazım. 'Trump'a böyle söyledim, Trump benim dostum' filan bunların hepsi hikayedir, iç siyasete malzemedir. Bunları yapmamak lazım, dengeli bir ilişki kurulmasının doğru olacağını düşünüyorum."