"Eşya" meselâ "sandalye"!Bir masanın yanına çeker "yemek yemek" için üzerine oturursun, sonra tutar, yüksek bir yerden bir şey almak için üzerine çıkarsın..İşte "eşya" böyle bir şey ve Erdoğan AKP tabanını adeta eşyalaştırmış durumda. Taban, ruhsuz gibi, cansız gibi hangi konuma getirilirse getirilsin itiraz edemiyor, hizmete amade? Tamam, haramlık-selâmlık oluştururken dinine diyanetine uyduğu için "evet" diyorsun, onu anladık, peki domuz eti ve zinayı serbest bırakırken niye "hayır" değil de "evet" diyorsun?Çünkü "eşya"lık böyle bir şey..Yazmıştım? Erdoğan'ın söyledikleri artık ne tansiyonumuzu ne şekerimizi etkilemiyor. Çünkü onu çözdük. Bizim üzüntümüz, hâlâ onu çözemeyen "eşyalaşan" AKP'li taban için. Erdoğan seçim meydanlarında, grup toplantılarında, açılış törenlerinde kendini o makama çıkaran ve o makamda tutan tabanını resmen aşağılıyor. Adeta, "Siz" diyor, "Ben ne dersem ona inanın." Yani, "muhakeme etmek sizin işiniz değil". Böylece kendi tabanını "iyiyi kötüden-hayrı şerden ayıramayanlar" olarak gördüğünü yüzlerine karşı söylüyor. Tekrar hatırlatayım, AKP tabanını üzecek şeyler söylüyoruz, farkındayız. Amma doğru ise biz ne yapabiliriz. Hem, "Muhalefet kaostan ve gerilimden medet umuyor" diyen Erdoğan'ı alkışlamak hem "Öfke hitabet sanatıdır" diyen Erdoğan'ı alkışlamak başka türlü nasıl izah edilebilir?Diyarbakır'da indirilen Türk Bayrağı için, "Gereği o anda yapılmalı, haddi bildirilmeli" diyen muhalefeti, "Siz barış sürecini bozmak isteyen kaos ve gerilim üreticilerisiniz" diye suçlayan Erdoğan değil miydi, bayrağın indiği gün, "O bayrağı indiren indirilir, Ankara'dan gelip ben mi indireceğim" diye direğe tırmananı hedef gösterten? AKP'liler işte bu "İki birbirine zıt Erdoğan'ı avuçları patlarcasına" alkışladı."Eşyalaşmış taban" dememiz bu yüzden. Yahu dün ne diyordun şimdi ne diyorsun diyemez olmuşlar. İşte bir örnek daha?Karadeniz gezisi boyunca "Gerilimden medet umuyorsunuz" diye muhalefeti yerden yere vuran Erdoğan, Bayrağın indirilmesini protesto eden vatansever Tokat halkını kendilerini tahrik eden bir PKK'lıyı linçe kalkışmasını, "Halka bir çağrıda bulunmak istiyorum, Tokat'taki vatandaşın ortaya koyduğu tavrı aynı şekilde herkesin ortaya koymasını istiyorum" diyen de Erdoğan değil miydi?Ve bu AKP tabanı değil mi, her iki Erdoğan'ı da alkışlayan? Halk Erdoğan'ın dediğini yapsa ve her PKK sempatizanını linç etmeye kalksa Türkiye iyi bir Türkiye mi olur? AKP'liler "eşyalaşmamış" olsa böyle bir talebi alkışlayabilirler mi?Gezi olayları sonrası "Halkın yüzde 50'sini evlerinde zor tutuyorum" tehdidi savuran ve "Her işi bizden beklemeyin, bizi protesto eden komşularınız hakkında suç duyurusunda bulunun" diyen Erdoğan, "Kaostan ve gerilimden medet uman" olmuyor da, AKP'liler tarafından alkışlanıyor, indirilen Türk Bayrağı için endişe duyanlar, hesap verilmesi gerektiğini söyleyenler kaos ve gerilimden medet umanlar oluyor, AKP'liler tarafından yuhalanıyor, çünkü Erdoğan öyle istiyor!Particilik ve lider sevgisi basireti bu kadar da bağlamamalı. AKP tabanı kendini bu kadar oyuncak haline getirtmemeli. Hem, "PKK'yla masaya oturduğumuzu iddia edenler şerefsizdir" derken alkışlayacaksınız hem "PKK ile masaya oturduk, Öcalan'la barış süreci başlattık" dediğinde de alkışlayacaksınız! İşte "eşyalaşmak" dediğimiz bu. Ve bu Erdoğan'a da, kendinize de, Türkiye'ye de iyilik değil, asla değil..Geçenlerde Erdoğan tuttu Kılıçtaroğlu'na "Bu halk senin yüzüne tükürür" dedi. AKP tabanı da, bu üslubu, bu, bir Başbakana asla yakışmayacak üslubu avuçları patlarcasına alkışladı. Kimsenin avukatı değiliz amma biz de sormadan edemedik:"-Kılıçtaroğlu ne yaptı da bu halk onun yüzüne tükürsün? Çocukları çelik kasalar dolusu rüşvet mi yedi, yönettiği banka genel müdürlerinin evinde ayakkabı kutuları dolusu Dolar ve Euro'lar mı bulundu, para sıfırlama tapeleri Kılıçtaroğlu'nun tapeleri mi? Her şey montaj, tamam. Çelik kasalar, ayakkabı kutuları da mı montaj?"Dün "ak" dediğine bugün "kara" diyen Erdoğan'ı "ak" dediğinde de "kara" dediğinde de alkışlayan ve Avrupa Birliği bahsinden Suriye bahsine kadar bir gün olsun, "Yahu senin hiçbir dediğin niye doğru çıkmıyor?" diye sormayan, soramayan AKP tabanından millet huzuruna çıktığı günden beri "ak" dediği "ak" ve "kara" dediği "kara" çıkan, üstelik zamanın her dediğini doğruladığı Haydar Baş'ı görmesini en azından "şimdilik" kaydıyla bekleyemiyoruz amma, kendilerini "eşya" olmaktan kurtarmalarını beklemek millet olarak hakkımız ve onları buna zorlamak yine millet olarak görevimiz. Çünkü bu gidişle bu "eşyalığın" millete faturası çok ama çok ağır olacak!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015