Siz çok şeyin doğru, faydalı olduğunu bilirsiniz. Ama uygulamaya geçiremezsiniz. Çok şeyin de yanlış olduğunu görürsünüz, aklen bunu bilirsiniz, ama o yanlışı yaparsınız. Mümkün mü ki bir insan işlediği bir suçun vebalini, zararını anlamasın. Mümkün değil, biliyor. Ama bildiği halde niçin bunu yapıyor? Onu, ona sürükleyen bir duygu var. İnsan bir duygu seli içinde. O duygu selini müspete tebdil etmesinin adı dindarlıktır. Yani insan o duygu selini ahlak-ı zemimeden kurtarıp ahlak-ı hamideye tebdil edecek, o duygular içerisinde aklını değerlendirecek, kullanacak. O zaman o insan, hakikaten akl-ı selim sahibi insan olur. Aklını kullanan insan olur. Gönlünü aklına hakim kılan, gönül ile akıl arasında ciddi bir irtibat kuran, o ahlak-ı zemimeyi ortadan çıkartıp ahlak-ı hamide ile aklına güzellikler gösteren insan olur. İşte erdemli, olgun insan olmak budur. Bugün hepimizin ihtiyacı bu modele, bu olgunluğa, bu kemaledir.Toplumun ihtiyacı, çevrenin ihtiyacı, cemiyetin ihtiyacı, hatta bütün dünyanın ihtiyacı bunadır. Bu erdemli insan, bu olgun insanın olmadığı yerlerde siz, asayişi hiç bir zaman bulamazsınız. Huzuru da bulamazsınız. Saadeti de bulamazsınız. Adaleti de bulamazsınız.Bugün dünyanın hemen hemen her yerinde, her toplulukta, insan haklarından bahsedilir. En çok insan haklarından bahsedilen topluluklarda bir de bakarsınız ki insan hakları en fazla o topluluklarda ihlal edilmiştir. Yani bu haklardan anlamadıkları, bilmedikleri için mi bu ihlaller vardır? Yok. Çok iyi bilmelerine rağmen, işin laf boyutunu çok iyi yapmalarına rağmen, o hakları hayata geçirecek özveri sahibi insan olamamışlardır. Yani işin hayvani boyutundan maalesef kurtulamamışlardır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.