logo
21 NİSAN 2025

Enkaz altındaki 261 saati anlattı

Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan Antakya Akademi Hastanesinin enkazı altında kalanlardan 4 kişilik ailenin tamamı sağ olarak enkazdan kurtuldu. Depremden hemen sonra kurtulan Mehmet Boyraz ve 261 saat sonra enkazdan çıkarılan oğlu Mehmet Ali Şakiroğulları deprem anında ve sonrasında yaşadıkları dehşeti anlattı

24.02.2023 00:11:00
Enkaz altındaki 261 saati anlattı
Enkaz altındaki 261 saati anlattı
Gaziantep'in İslahiye ilçesinde yaşayan 57 yaşındaki Mehmet Boyraz, 26 yaşındaki oğlu Mehmet Ali Şakiroğulları ve 21 yaşındaki gelini Necla Nur Şakiroğulları ile birlikte 9 aylık torunu Aziz Yusuf'u Antakya Akademi Hastanesine götürdü. Aziz Yusuf, ilk müdahalenin ardından binanın 8. katındaki yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Anne Necla Nur ve bebeği Aziz Yusuf, depreme yoğun bakım ünitesinde yakalanırken, kantinde beklemeye başlayan Mehmet Boyraz ve oğlu Mehmet Ali Şakiroğulları ise hastane kantininde sallantıya yakalandı. Büyük panik yaşayan baba ve oğlu, diğer insanlar gibi kaçmaya çalışırken baba, depremden sonraki bir saat içerisinde kendi imkanları ile dışarı çıkmayı başardı. Oğlu Mehmet Ali Şakiroğulları ise enkazın arasında kaldı.

"Gözümü açtığımda göğsüme kadar hafriyatın içerisindeydim"

Deprem anında yaşadıklarını anlatan baba Mehmet Boyraz, "Antakya Akademi Hastanesine gittik, oğlum ve gelinimle birlikte torunumu götürdük. Onları yoğun bakıma aldılar. Bize 'Beklemenize gerek yok' deyince kantine indik. Kantinde otururken yer sallantısı oldu. Milletin hepsi kaçışmaya başladı. 20-25 kişi vardı. Biz de kaçmaya başladık. Oğlumla birlikte merdivenin başına beraber geldik. Çağırdım, 'Oğlum yanıma gel' dedim. Gelmedi. merdivenin ikinci basamağını indim. Orada kaldım. Korkuluğa tuttum, sallandı sallandı. Gözümü açtım baktım, baktım ki göğsüme kadar hafriyatın içerisindeyim. Ellerimle açtım, aşağıya indim. Baktım poliklinik yazan bir kapı vardı. Tekme attım, cam kırılmadı. Sonra hafriyat parçası aldım camı kırdım, dışarıya çıktım" dedi.

Dışarı çıkınca ikinci kez depreme yakalandı

Baba Mehmet Boyraz, elleriyle enkazı temizleyerek kurtulduğunu ve dışarı çıktıktan sonra ise ikinci depreme yakalandığını anlattı. Boyraz, "Dışarıya baktım, bizim arabanın olduğu yere koştum. Ama araba öbür binanın altında kalmış. Orada bir vatandaş duruyordu, hemen yanına koştum, arabanın içerisinde oturduk. Yeniden şiddetle sallanmaya başladı. 'Frene bassana, araba gidiyor' dedim. Arkadaş ise, 'El frenini de çekmişim frene de basmışım' dedi. Bir yağmur, fırtına. Hava aydınlanınca baktım, 7 katlı bina dümdüz olmuş. Binanın üzerine çıktık, 2 el gördük. Kendi çabalarımızla onları çıkarttık. 50-60 yaşlarında birini daha çıkardık ama o ölmüştü" şeklinde konuştu.

İlk müjdeli haberi gelini ve torunundan aldı

Enkaz başında beklerken ilk müjdeli haberin gelini ve torunundan geldiğini ifade eden Boyraz, depremden 8 saat sonra yoğun bakımdan gelini ve torunun sağ olarak kurtarıldığını kaydetti. Yoğun bakımdan ölü olarak da çıkarılanlar olduğunu belirten baba Boyraz, oğlunun halen enkaz altında olması nedeniyle buruk bir sevinç yaşadığını ifade etti.

Yıkılma anında büyük korku yaşadı

Baba Boyraz, "Bina büyük bir sesle yıkıldı. Öyle bir ses çıktı, sallantı vardı ki ben dünya takla atıyor zannettim. Merdivenin başındayken 'Dünya dönüyor' diye gözümü yummuştum. Baktım oğlum yok, o yana bu yana, baktım, bağırdım, çağırdım yoktu" ifadelerine yer verdi.

Ümidi kestiği anlarda müjdeli haberi aldı

Enkaz başında oğlunun canlı kurtulma umuduyla 11 gün beklediğini kaydeden Boyraz, ümidini yitirdiği anlarda ise oğlunun kurtarıldığı haberini aldığını ifade etti. Mehmet Boyraz, "11 gün enkaz başında bekledim, diğer oğlum Mustafa ile 11. gün eve geldik. Canlı çıkacağını hissediyorduk ama artık ümitlerimi yitirmeye başlamıştım. Sonra telefon geldi. Oğlumun sağ çıktığı haberini aldık. Biz de hemen yola çıktık, yanına gittik" diye konuştu.

Büyük panik yaşandı

Enkazdan 261 saat sonra kurtarılan Mehmet Ali Şakiroğulları, "Oğlum Aziz Yusuf'u tedavi ettirmek için eşim ve babamla birlikte Antakya'da hastaneye gittik. Eşim, oğlum Aziz Yusuf ile birlikte 8. katta yoğun bakımda kaldı. Biz de babamla birlikte kantinde oturuyorduk. Ben masaya kafamı koymuş uyuyordum. Sarsıntı anında bağırış ve çağırışlar duydum. Bir baktım, genç bir çocuk önümden atladı kaçıyordu. Ne olduğunu anlamadım. Ne uyuyordum ne de ayıktım. Uykulu bir haldeydim. Bir baktım babam karşımda. Direkt polikliniğe kaçtım" ifadelerini kullandı.

Kapı açılmadı, beton bloğun dibine çöktü

Hastaneden kaçamayacağını anlayınca beton bir ayağın dibine çöktüğünü anlatan Şakiroğulları, bu arada yanına gelen bir hastane personeli ile birlikte enkazın altında kaldıklarını kaydetti. Mehmet Ali Şakiroğulları, "Poliklinik kapısını zorladım, kilitli olduğu için açılmadı. O arada büyük bir beton ayak gördüm. Hemen ayağın dibinde çömeldim, çök kapan yaparak deprem pozisyonu aldım. Elimi kafama koydum, oraya Mustafa Avcı da geldi. El ele tuttuk, bir baktım betonlar üzerimize yığıldı. Gidip gidip geliyorduk. Yere düştüm, elimi kafama koydum üstüme betonlar düştü" dedi.

Sedye ve sandalye yaşam boşluğu oluşturdu

Kendisini ve yanındaki Mustafa Avcı'nın ölümcül yara almasını ise lobideki sandalye ve sedyenin koruduğunu anlatan Şakiroğulları, şöyle devam etti:
"Bulunduğumuz yerde lobi sandalyesi vardı. Yukarıdan sedye düşmüş. Sandalyesinin köşesine beton gelmişti, sedyenin köşesine beton gelmişti. O boşlukta yaşadık, yaşam mücadelesi verdik. Eşimden babamdan, çocuğumdan haberim yok. Ben sadece bizim olduğumuz yerde, bu sıkıntının yaşandığını zannettim."

Çiçekleri yediler, idrarlarını içtiler

Enkaz altında yaşam mücadelesi verdiklerini anlatan Şakiroğulları, lobide bulunan çiçekleri yediklerini, kendi idrarını içtiklerini kaydetti. Şakiroğulları, "Yanımdaki Mustafa Avcı laboratuvarda çalışıyormuş. Onunla birlikte yaşam mücadelesi verdik. Onun ayağı enkaz altında kalmıştı. Telefonumun şarjı vardı. Işıkla açtım, ayağına baktım. Ayağı bloğun altında kalmış, şişmişti ama kötü olduğunu söylemedim korkmasın diye. Ayağına bakarken, lobide duran canlı çiçekleri gördüm. Hemen elimi uzattım, ayağım ile kendime doğru çektim. Çiçekleri saksıdan, topraktan çıkardım. 'Bunu yeriz' dedim. Biz 2-3 güne kadar çıkarız diye tahmin ediyorduk. Kendi tahminimiz öyleydi. Sonra onları parmak uçları kadar küçük küçük yaptık. Onları yedik. Parmak ucu kadar ne bulsak yarısını Mustafa yarısını ben yiyordum. Sürekli idrarımızı içtik. Mustafa laboratuvarda hemşire olduğu için o söyledi" ifadelerini kullandı.

"4 gün boyunca günün değiştiğini anladık"

Şakiroğulları, cep telefonu alarmının ise sabahları işe gidiş saati olan 07.00'ye kurulu olması ve çalan alarm nedeniyle 4 gün boyunca günün değiştiğini anladıklarını ifade ederek, "Sabahları işe gittiğim için, sabah 7'ye alarm kurduğum için 4 gün boyunca alarm çaldı. Şarjım bitene kadar 4 gün boyunca günün değiştiğini anladım. Telefonumun ekranı gitti, inancımı hiçbir zaman kaybetmedim. Yaşamak için hırs yaptım. Arkadaşım telefonu betona yaklaştırmamı istedi. Şarjım az kalmıştı. Tekrar denedim 112'yi aradım, bir kadın açtı. Enkazda kaldığımızı söyledim. Telefon numarası istedi. Kendi numaramı verdim. Dönüş yapacaklarını söylediler. Ama bu sefer de şarjım bitti. Yanımdaki arkadaşım bana destek oldu, ben ona destek oldum" diye konuştu.

"Halüsinasyonlar görmeye başladım"

Son günlerde bilincini kaybetmeye başladığını ve halüsinasyonlar görmeye başladığını anlatan Şakiroğulları, şöyle devam etti:
"Son zamanlarda artık kendimi evimde hissediyordum. Beynim susuz kalınca halüsinasyonlar görmeye başladım. Ailemi, annemi, babamı yanımda görüyordum. 'İşteyim' diyordum. Zor zamanlar geçirdim ama inancımı kaybetmedim. Son dakika yine kepçe çalışmaya başlamıştı. Üstte olan seslerin hepsini duyuyordum. Sesimizi duyuramıyordum. Bağırıyorduk bir yerlere vurarak, ses çıkarmaya çalışıyorduk. Nabzımın biteceğini düşünüyordum. Nabzım duracak gibi oluyordu. Hemen soğuk olduğu için nabzıma toprak, fayans parçası basıyordum. Öyle kendime geliyordum. 1-2 gün boyunca hiç uyumadım, sürekli bayılıyordum. Bilincimi kaybetmek üzereydim."

Salladığı ayak hayatını kurtardı

Çıkarıldığı anlarda yaşadıklarını da anlatan Şakiroğulları, "Kepçenin bizim olduğumuz yere vurması ile sarsıldım, aklım yerine geldi. Hemen ayağımı sedyeye vurmaya başladım. Kepçe operatörü, 'Ayak gördüm' dedi. Öyle deyince ben sevindim. 'Buradayız, 2 kişiyiz, yaşıyoruz' dedim. Adam ise 'Ayağını görmeseydim sizi kepçeyle alıp atacaktım' dedi. Ve bizi çıkardı" ifadelerini kullandı.
Gördüğü tedavinin ardından taburcu edilen Mehmet Ali Şakiroğulları, günlerce yaşadığı dehşette özlediği ailesine yaşamanın sevincini ve kendisi kadar şanslı olmayan depremzedelerin hüznünü bir arada yaşadığını ifade etti.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
ABD'den büyük hata!
O ülkeye kara harekatına hazırlanıyor
Mehmet Şimşek ABD yolcusu
Reyting kuruluşlarıyla görüşecek
Cevdet Yılmaz'dan ekonomi mesajları
'Temel önceliğimiz enflasyonu düşürmek'
Ürünlerinde domuz derisi tespit edildi
Ayakkabı devine rekor ceza
ABD'den ülkelere Çin ile ticareti kısıtlama baskısı
Pekin yönetiminden tepki geldi
Trabzon'da biri öğrenci servisi 25 araç birbirine girdi
İlk belirlemelere göre 12 yaralı
Yağmurdan elektrik ürettiler
Damlalar temiz enerjiye dönüştürüldü
Trump, tarifelerin ciddiye alınmasından memnun
"Biz ciddiyiz"
Skandal mesaja tepki
Ersin Tatar'dan açıklama
Kadıköy’de önce sevinç sonra şok
Fenerbahçe iki kez geriye düştüğü maçta öne geçti ama…
Meteorolojiden çarşamba uyarısı
3 büyükşehirde hava durumu
Erdoğan'dan 'normal doğum' açıklaması
Sivasspor'un pankartına destek
İzmir'de şok cinayet!
Eski milletvekilinin oğlu annesini öldürdü
Bilecik’te facia ucuz atlatıldı
Öğrenci taşıyan otobüse arkadan tır çarptı: 18 kişi yaralandı
Ege'de korkutan deprem
Birçok şehirde hissedildi
ABD'den büyük hata!
O ülkeye kara harekatına hazırlanıyor
Mehmet Şimşek ABD yolcusu
Reyting kuruluşlarıyla görüşecek
Cevdet Yılmaz'dan ekonomi mesajları
'Temel önceliğimiz enflasyonu düşürmek'
Ürünlerinde domuz derisi tespit edildi
Ayakkabı devine rekor ceza
ABD'den ülkelere Çin ile ticareti kısıtlama baskısı
Pekin yönetiminden tepki geldi
Trabzon'da biri öğrenci servisi 25 araç birbirine girdi
İlk belirlemelere göre 12 yaralı
Yağmurdan elektrik ürettiler
Damlalar temiz enerjiye dönüştürüldü
Trump, tarifelerin ciddiye alınmasından memnun
"Biz ciddiyiz"
Skandal mesaja tepki
Ersin Tatar'dan açıklama
Kadıköy’de önce sevinç sonra şok
Fenerbahçe iki kez geriye düştüğü maçta öne geçti ama…
Meteorolojiden çarşamba uyarısı
3 büyükşehirde hava durumu
Erdoğan'dan 'normal doğum' açıklaması
Sivasspor'un pankartına destek
İzmir'de şok cinayet!
Eski milletvekilinin oğlu annesini öldürdü
Bilecik’te facia ucuz atlatıldı
Öğrenci taşıyan otobüse arkadan tır çarptı: 18 kişi yaralandı
Ege'de korkutan deprem
Birçok şehirde hissedildi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.