Allahü teâlâ, Sevgili Peygamberine verdiği iyilikleri, ihsanları sayarak, O'nun mübarek kalbini okşarken, kendisine güzel huylar verdiğini de saymakta, mealen; "Sen, güzel huylu olarak yaratıldın" buyurmaktadır.
Hz. İkrime buyuruyor ki: "Abdullah ibni Abbas'dan işittim: Bu ayet-i kerimede, "Huluk-ı azim" yani güzel huylar, Kur'an-ı kerimin bildirdiği ahlaktır. Ayet-i kerimede mealen, "Sen Huluk-i azim üzersin" (Kalem suresi: 4) buyruldu. Huluk-ı azim; Allahü teâlâ ile sır, gizli şeyleri bulunmak, insanlar ile de güzel huylu olmak demektir. Çok kimselerin İslâm dinine girmesine, Resulullah'ın güzel ahlakı sebebi oldu.Çoğu, dinlerini bırakıp Müslüman oldu ve din-i İslâm yolunda, her şeylerini feda ettiler. O'nun uğrunda mallarını, yurtlarını feda edip, kanlarını akıttı. Halbuki böyle şeylere alışık değildiler. Güzel huyu, yumuşaklığı, affı, sabrı, ihsanı, ikramı o kadar çoktu ki, herkesi hayran bırakırdı. Görenler ve işitenler seve seve Müslüman olurdu. Ebu Sa'id-i Hudri hazretleri buyurdu ki: "Resulullah , hayvana ot verirdi. Deveyi bağlardı. Evini süpürürdü. Koyunun sütünü sağardı. Ayakkabısının söküğünü diker, çamaşırını yamardı. Hizmetçisi ile birlikte yerdi. Hizmetçisi el değirmeni çekerken yorulunca, ona yardım ederdi. Pazardan öte-beri alıp, torba içinde eve getirirdi. Fakirle, zenginle, büyükle, küçükle karşılaşınca, önce selam verirdi. Bunlarla müsafeha etmek için, mübarek elini önce uzatırdı. Köleyi, efendiyi, beyi, siyahı ve beyazı bir tutardı. Her kim olursa olsun, çağrılan yere giderdi. Önüne konulan şeyi, az olsa da, hafif, aşağı görmezdi. Akşamdan sabaha ve sabahtan akşama yemek bırakmazdı. Güzel huylu idi. İyilik etmesini sever, herkesle iyi geçinirdi. Güler yüzlü, tatlı sözlü olup, söylerken gülmezdi. Üzüntülü görünürdü. Fakat, çatık kaşlı değildi. Aşağı gönüllü idi. Fakat, kaba değildi. Nazik ve cömert idi. Fakat, israf etmez, faydasız yere bir şey vermez, herkese acırdı. Mübarek başı hep önüne eğik idi. Kimseden bir şey beklemezdi. Saadet, huzur isteyen, O'nun gibi olmalıdır."Hz. Enes bin Malik buyuruyor ki: "Resulullah'a on sene hizmet ettim, bir kere öf demedi. Şunu niçin böyle yaptın, bunu niçin yapmadın buyurmadı."
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Hz. İkrime buyuruyor ki: "Abdullah ibni Abbas'dan işittim: Bu ayet-i kerimede, "Huluk-ı azim" yani güzel huylar, Kur'an-ı kerimin bildirdiği ahlaktır. Ayet-i kerimede mealen, "Sen Huluk-i azim üzersin" (Kalem suresi: 4) buyruldu. Huluk-ı azim; Allahü teâlâ ile sır, gizli şeyleri bulunmak, insanlar ile de güzel huylu olmak demektir. Çok kimselerin İslâm dinine girmesine, Resulullah'ın güzel ahlakı sebebi oldu.Çoğu, dinlerini bırakıp Müslüman oldu ve din-i İslâm yolunda, her şeylerini feda ettiler. O'nun uğrunda mallarını, yurtlarını feda edip, kanlarını akıttı. Halbuki böyle şeylere alışık değildiler. Güzel huyu, yumuşaklığı, affı, sabrı, ihsanı, ikramı o kadar çoktu ki, herkesi hayran bırakırdı. Görenler ve işitenler seve seve Müslüman olurdu. Ebu Sa'id-i Hudri hazretleri buyurdu ki: "Resulullah , hayvana ot verirdi. Deveyi bağlardı. Evini süpürürdü. Koyunun sütünü sağardı. Ayakkabısının söküğünü diker, çamaşırını yamardı. Hizmetçisi ile birlikte yerdi. Hizmetçisi el değirmeni çekerken yorulunca, ona yardım ederdi. Pazardan öte-beri alıp, torba içinde eve getirirdi. Fakirle, zenginle, büyükle, küçükle karşılaşınca, önce selam verirdi. Bunlarla müsafeha etmek için, mübarek elini önce uzatırdı. Köleyi, efendiyi, beyi, siyahı ve beyazı bir tutardı. Her kim olursa olsun, çağrılan yere giderdi. Önüne konulan şeyi, az olsa da, hafif, aşağı görmezdi. Akşamdan sabaha ve sabahtan akşama yemek bırakmazdı. Güzel huylu idi. İyilik etmesini sever, herkesle iyi geçinirdi. Güler yüzlü, tatlı sözlü olup, söylerken gülmezdi. Üzüntülü görünürdü. Fakat, çatık kaşlı değildi. Aşağı gönüllü idi. Fakat, kaba değildi. Nazik ve cömert idi. Fakat, israf etmez, faydasız yere bir şey vermez, herkese acırdı. Mübarek başı hep önüne eğik idi. Kimseden bir şey beklemezdi. Saadet, huzur isteyen, O'nun gibi olmalıdır."Hz. Enes bin Malik buyuruyor ki: "Resulullah'a on sene hizmet ettim, bir kere öf demedi. Şunu niçin böyle yaptın, bunu niçin yapmadın buyurmadı."
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.