En düşük mertebe onlara ‘öf’ demektir
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurdu: “Baba ve anneye karşı gelmenin en düşük mertebesi onlara ‘öf’ demektir. Eğer bundan daha düşük bir mertebe olsaydı Allah-u Teâlâ kitabında o mertebeyi zikrederdi”
03.01.2024 09:29:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





Şeyh Saduk, Uyun-u Ahbari'r-Rıza (a.s.) isimli eserinde şöyle anlatıyor:
Ali b. Hüseyin (a.s)'ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
Umeys kızı Esma dedi ki: "Ben Hz. Fâtıma'nın yanındaydım ki Peygamber (s.a.a) onun yanına geldi - bu arada Hz. Fâtıma'nın boynunda Ali (a.s)'ın savaş ganimetlerinden hakkına düşen bir altın gerdanlık vardı- ve ona şöyle buyurdu: 'Ey Fatıma! Giyinmene dikkat et ki halk, Muhammed'in kızı zorba yöneticilerin kızları gibi giyiniyor, demesinler.'
İmam Sâdık (a.s)'ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Baba ve anneye karşı gelmenin en düşük mertebesi onlara 'öf' demektir. Eğer bundan daha düşük bir mertebe olsaydı Allah-u Teâlâ kitabında o mertebeyi zikrederdi."
Hz. Fâtıma (a.s) hemen gerdanlığı boynundan çıkarıp sattı ve o parayla bir köle alıp azad etti. Resul-i Ekrem (s.a.a) bunu görünce mutlu oldu."
Ali b. Hüseyin (a.s)'ın, "Eğer Rab- binin delilini görmeseydi" ayeti hakkında şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Aziz'in hanımı Züleyha ayağa kalkarak putun üzerini bir bez parçasıyla örttü. Hz. Yûsuf (a.s) ona, 'Bu işi niçin yaptın?' diye sordu. O, 'Putun bizi görmesinden utanıyorum' dedi. Yûsuf (a.s), 'Sen duymayan, görmeyen, yemeyen ve içmeyen bir puttan çekiniyorsun da ben insanı yaratan ve bilmediğini ona öğreten Allah'tan çekinmeyeyim mi?' buyurdu. Allah-u Teâlâ'nın, 'Eğer Rabbinin burhanını görmeseydi' ayetindeki burhandan kasıt bu olaydır."
Aynı senetle şöyle naklediliyor: İmam Zeynu'l-Abidin (a.s) iyileşmiş bir hasta gördüğünde şöyle buyuruyordu: "Günahlardan temizlenmek sana kutlu olsun."
İmam Seccad (a.s)'ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "İnsanlar üç şeyi üç kişiden öğrenmişlerdir: Sabrı Eyyub (a.s)'dan, şükrü Nuh (a.s)'dan ve kıskançlığı Hz. Yakub'un oğullarından."
İmam Sâdık (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakledilmiştir: "Babam Muhammed b. Ali'den yolculukta kılınan namazı sorduklarında şöyle buyurdu: Babam yolculukta namazı seferî kılıyordu."
İmam Hüseyin (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakledilmiştir: "Allah'ın Resulünü gördüm ki, şehitlerin efendisi Hz. Hamza'ya cenaze namazı kılarken beş tekbir söyledi ve Hamza'dan sonra diğer şehitlere de beşer tekbir söyledi. Böylece Hamza'ya getirilen tekbirlerin sayısı yetmişe çıktı." (Çünkü Peygamber Efendimiz her şehide namaz kıldıkça Hz. Hamza'ya da onunla birlikte namaz kılıyordu).
Ali b. Hüseyin (a.s)'ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
Umeys kızı Esma dedi ki: "Ben Hz. Fâtıma'nın yanındaydım ki Peygamber (s.a.a) onun yanına geldi - bu arada Hz. Fâtıma'nın boynunda Ali (a.s)'ın savaş ganimetlerinden hakkına düşen bir altın gerdanlık vardı- ve ona şöyle buyurdu: 'Ey Fatıma! Giyinmene dikkat et ki halk, Muhammed'in kızı zorba yöneticilerin kızları gibi giyiniyor, demesinler.'
İmam Sâdık (a.s)'ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Baba ve anneye karşı gelmenin en düşük mertebesi onlara 'öf' demektir. Eğer bundan daha düşük bir mertebe olsaydı Allah-u Teâlâ kitabında o mertebeyi zikrederdi."
Hz. Fâtıma (a.s) hemen gerdanlığı boynundan çıkarıp sattı ve o parayla bir köle alıp azad etti. Resul-i Ekrem (s.a.a) bunu görünce mutlu oldu."
Ali b. Hüseyin (a.s)'ın, "Eğer Rab- binin delilini görmeseydi" ayeti hakkında şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Aziz'in hanımı Züleyha ayağa kalkarak putun üzerini bir bez parçasıyla örttü. Hz. Yûsuf (a.s) ona, 'Bu işi niçin yaptın?' diye sordu. O, 'Putun bizi görmesinden utanıyorum' dedi. Yûsuf (a.s), 'Sen duymayan, görmeyen, yemeyen ve içmeyen bir puttan çekiniyorsun da ben insanı yaratan ve bilmediğini ona öğreten Allah'tan çekinmeyeyim mi?' buyurdu. Allah-u Teâlâ'nın, 'Eğer Rabbinin burhanını görmeseydi' ayetindeki burhandan kasıt bu olaydır."
Aynı senetle şöyle naklediliyor: İmam Zeynu'l-Abidin (a.s) iyileşmiş bir hasta gördüğünde şöyle buyuruyordu: "Günahlardan temizlenmek sana kutlu olsun."
İmam Seccad (a.s)'ın şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "İnsanlar üç şeyi üç kişiden öğrenmişlerdir: Sabrı Eyyub (a.s)'dan, şükrü Nuh (a.s)'dan ve kıskançlığı Hz. Yakub'un oğullarından."
İmam Sâdık (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakledilmiştir: "Babam Muhammed b. Ali'den yolculukta kılınan namazı sorduklarında şöyle buyurdu: Babam yolculukta namazı seferî kılıyordu."
İmam Hüseyin (a.s)'ın şöyle buyurduğunu nakledilmiştir: "Allah'ın Resulünü gördüm ki, şehitlerin efendisi Hz. Hamza'ya cenaze namazı kılarken beş tekbir söyledi ve Hamza'dan sonra diğer şehitlere de beşer tekbir söyledi. Böylece Hamza'ya getirilen tekbirlerin sayısı yetmişe çıktı." (Çünkü Peygamber Efendimiz her şehide namaz kıldıkça Hz. Hamza'ya da onunla birlikte namaz kılıyordu).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.