Emekli ve asgari ücretli nasıl geçinecek?
Türk-İş tarafından açıklanan 'Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması' özellikle emekli ve asgari ücretlinin geçim sıkıntısının giderek arttığını gözler önüne serdi. Türk-İş'e göre Şubat 2024'te açlık sınırı 16 bin 257 TL'ye yükseldi. Bu durumda 10 bin TL alan bir emekli ve 17 bin 2 TL alan bir asgari ücretli ailesini nasıl geçindirecek?
29.02.2024 13:34:00 / Güncelleme: 29.02.2024 14:11:45
Mehmet Hakan Akkuş
Mehmet Hakan Akkuş
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) tarafından yapılan Şubat 2024 "Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması" sonuçlarına göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 16 bin 257 TL, yoksulluk sınırı ise 52 bin 954 TL olarak belirlendi. Bu rakamlar, Ocak ayına kıyasla önemli bir artış gösteriyor. Açlık sınırı bir önceki ay 15 bin 048 TL iken, yoksulluk sınırı 49 bin 19 TL idi.
Araştırma sonuçları, emekli ve asgari ücretli vatandaşların geçim sıkıntısının giderek arttığını gözler önüne seriyor. Özellikle asgari ücretin, açlık sınırına yaklaşan seviyelerde kalması, çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılamada zorlanacağını işaret ediyor. 2024 yılında belirlenen asgari ücretin 17 bin 2 TL olduğu düşünüldüğünde, açlık sınırının hemen altında bir gelirle geçinmek zorunda kalan vatandaşlar için durumun vahameti daha da netleşiyor.
Bu durum, emekli maaşları ve asgari ücret düzeylerinin, artan yaşam maliyetleri karşısında yetersiz kaldığını ve bu durumun sosyal güvenlik sistemlerinde reform ihtiyacını gündeme getirdiğini ortaya koyuyor. Emekliler ve asgari ücretliler için ekonomik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi ve gelir düzeylerinin iyileştirilmesi, bu zorlu ekonomik koşullarda hayati önem taşıyor.
Ayrıca, TÜRK-İŞ'in raporuna göre, mutfak enflasyonunun aylık yüzde 8,03, yıllık ortalama ise yüzde 77,20 arttığı belirtiliyor. Bu artış oranları, vatandaşların alım gücünün ne derece azaldığını ve temel gıda maddelerine erişimin zorlaştığını gösteriyor.
Kısacası, TÜRK-İŞ'in araştırması, Türkiye'deki emekli ve asgari ücretlilerin ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve bu durumun çözümü için acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye'de mutfak enflasyonunun yüksek olmasının birkaç nedeni bulunuyor. Şubat 2024'teki verilere göre, gıda enflasyonu son beş ayın en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Bu durumun temel sebepleri arasında, gıda ürünlerindeki arz-talep dengesizlikleri bulunuyor. Özellikle buğday, mısır ve ayçiçeği gibi temel gıda maddelerinde ithalata bağımlılık ve arzın yetersiz kalması fiyatları olumsuz etkiliyor.
Üretim maliyetlerindeki artış da bir diğer sebep. Çiğ süt ve süt ürünleri gibi bazı temel gıda maddelerinin üretim maliyetlerindeki artış, tüketici fiyatlarına direkt yansıyor.
Ayrıca kur dalgalanmaları da fiyatların artmasına neden oluyor. Döviz kurlarındaki değişimler, ithal edilen gıda maddelerinin maliyetini doğrudan etkiliyor ve bu da mutfak enflasyonunu arttırıyor.
Ulaşım ve lojistik sorunları da fiyat artışlarında önemli etken. Gıda sektöründe ulaşım ve dağıtım ağlarının etkin olmaması, ürünlerin tüketiciye ulaşma maliyetini yükseltiyor. Özellikle motorin fiyatlarının sürekli yükselmesi üretimden nakliyeye her alanda maliyetleri arttırıyor.
Bu faktörlerin birleşimi, mutfak enflasyonunun yükselmesine ve vatandaşların alım gücünün azalmasına yol açıyor. Bu durum, özellikle asgari ücret ve emekli maaşları gibi sabit gelirlerle geçinen kişiler için ekonomik baskıya neden oluyor.
Ülkemizin geldiği bu ekonomik tablonun sorumluluğu 22 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti hükümetlerine ait. Bu sebeple hükümetin ısrarla vatandaştan biraz daha sabır istemesi ve bu tablonun düzeleceğini vaat etmesi halk nezdinde pek inandırıcı bulunmuyor.
Nitekim geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Erdoğan 10 bin TL emekli maaşının az olduğunu kabul etmiş fakat bundan daha fazlasını verme imkanlarının olmadığını ifade etmişti.
Araştırma sonuçları, emekli ve asgari ücretli vatandaşların geçim sıkıntısının giderek arttığını gözler önüne seriyor. Özellikle asgari ücretin, açlık sınırına yaklaşan seviyelerde kalması, çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılamada zorlanacağını işaret ediyor. 2024 yılında belirlenen asgari ücretin 17 bin 2 TL olduğu düşünüldüğünde, açlık sınırının hemen altında bir gelirle geçinmek zorunda kalan vatandaşlar için durumun vahameti daha da netleşiyor.
Bu durum, emekli maaşları ve asgari ücret düzeylerinin, artan yaşam maliyetleri karşısında yetersiz kaldığını ve bu durumun sosyal güvenlik sistemlerinde reform ihtiyacını gündeme getirdiğini ortaya koyuyor. Emekliler ve asgari ücretliler için ekonomik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi ve gelir düzeylerinin iyileştirilmesi, bu zorlu ekonomik koşullarda hayati önem taşıyor.
Ayrıca, TÜRK-İŞ'in raporuna göre, mutfak enflasyonunun aylık yüzde 8,03, yıllık ortalama ise yüzde 77,20 arttığı belirtiliyor. Bu artış oranları, vatandaşların alım gücünün ne derece azaldığını ve temel gıda maddelerine erişimin zorlaştığını gösteriyor.
Kısacası, TÜRK-İŞ'in araştırması, Türkiye'deki emekli ve asgari ücretlilerin ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve bu durumun çözümü için acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye'de mutfak enflasyonunun yüksek olmasının birkaç nedeni bulunuyor. Şubat 2024'teki verilere göre, gıda enflasyonu son beş ayın en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Bu durumun temel sebepleri arasında, gıda ürünlerindeki arz-talep dengesizlikleri bulunuyor. Özellikle buğday, mısır ve ayçiçeği gibi temel gıda maddelerinde ithalata bağımlılık ve arzın yetersiz kalması fiyatları olumsuz etkiliyor.
Üretim maliyetlerindeki artış da bir diğer sebep. Çiğ süt ve süt ürünleri gibi bazı temel gıda maddelerinin üretim maliyetlerindeki artış, tüketici fiyatlarına direkt yansıyor.
Ayrıca kur dalgalanmaları da fiyatların artmasına neden oluyor. Döviz kurlarındaki değişimler, ithal edilen gıda maddelerinin maliyetini doğrudan etkiliyor ve bu da mutfak enflasyonunu arttırıyor.
Ulaşım ve lojistik sorunları da fiyat artışlarında önemli etken. Gıda sektöründe ulaşım ve dağıtım ağlarının etkin olmaması, ürünlerin tüketiciye ulaşma maliyetini yükseltiyor. Özellikle motorin fiyatlarının sürekli yükselmesi üretimden nakliyeye her alanda maliyetleri arttırıyor.
Bu faktörlerin birleşimi, mutfak enflasyonunun yükselmesine ve vatandaşların alım gücünün azalmasına yol açıyor. Bu durum, özellikle asgari ücret ve emekli maaşları gibi sabit gelirlerle geçinen kişiler için ekonomik baskıya neden oluyor.
Ülkemizin geldiği bu ekonomik tablonun sorumluluğu 22 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti hükümetlerine ait. Bu sebeple hükümetin ısrarla vatandaştan biraz daha sabır istemesi ve bu tablonun düzeleceğini vaat etmesi halk nezdinde pek inandırıcı bulunmuyor.
Nitekim geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Erdoğan 10 bin TL emekli maaşının az olduğunu kabul etmiş fakat bundan daha fazlasını verme imkanlarının olmadığını ifade etmişti.