İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, ekonomideki kırılganlığın devam ettiğini ifade ederek, eksikleri tamamlamadaki yavaşlığın sürdüğünü ve sonuç almakta zorlandıklarını söyledi İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, oda olarak, enflasyon bataklığı kurutulmadan sağlam zeminde iş yapmanın mümkün olamayacağını ısrarla ifade ettiklerini anımsattı.Enflasyonla mücadeleyi ve kamu açıklarının azaltılmasını ekonomik istikrarın temel şartı olarak gördüklerini, enflasyonla mücadelenin her aşamasında, alınan mesafeden, elde edilen başarıdan duydukları memnuniyeti dile getirdiklerini aktaran Küçük, bu sürece özel sektörün de katkıda bulunması gerektiğine inandıklarını ve bu doğrultuda üyelerine, yüksek enflasyonlu dönemden kalan fiyatlandırma alışkanlıkları terk etmek, karı en son fiyat değişikliğinde aramak konusunda çağrılarda bulunduklarını aktardı.Zorlu süreçTanıl Küçük, şöyle devam etti: "Önümüzde hala zorlu bir süreç vardır. Son dönemde yaşadığımız gelişmeler bunu teyit eder niteliktedir. Enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam edilmelidir. Kendi adımıza, bundan sonra da bu mücadeleye desteğimizi devam ettireceğimizi ifade etmeliyiz.2001 sonrası dönemde, istikrar programının bir diğer boyutu olan mali disiplinde de başarılı olunmuş ve kamu açıklarının azaltılmasında önemli mesafe kaydedilmiştir. Son olarak, 1984 yılından bu yana, ilk defa, 2006 yılının ilk altı ayında bütçe fazlası verilmesi hepimizi sevindirmiştir. Geride bıraktığımız süre içinde, bizler, mali disiplin konusunda da hassas davranmaya dikkat ettik. Sıkıntıları biliyorduk. Mali disiplinin sınırlarını zorlayacak hiçbir talepte bulunmamaya büyük özen gösterdik. Sonuçta, o günün koşulları içinde, bir zorunluluk olarak gördüğümüz istikrar programını ana hedefleri itibariyle destekledik. Programda, üretim ve ihracat boyutunun eksik kaldığını görmüştük, ancak yol boyu, bu eksiklerin giderileceği ümidini taşıyorduk. Özellikle, en büyük sorunumuz olan girdi maliyetlerini rekabet ettiğimiz ülkelerle eşit düzeylere çekecek reformlar bizim için büyük önem taşıyordu ve programın temel ayaklarından birini yapısal reformların oluşturması ümitlerimizi güçlendiriyordu. Aradan beş yıla yakın bir süre geçti. Makro ekonomik göstergelerde iyileşme sağlandı, ama maalesef üretimin sorunlarına çözüm bulunamadı. Öngörülen yapısal reformların bazılarında hiç yol alınamadı. Reform paketi, prim yükünde bir indirim getirmedi. 2003 ve 2004'te olduğu gibi 2005'te de Türkiye, iş gücü üzerindeki en yüksek vergi ve prim yükünü taşıyan OECD ülkesi oldu.""Aşırı değerli YTL"Yine bu yıllarda, Türk sanayicisinin başta elektrik olmak üzere kullandığı enerji için çok yüksek bedeller ödediğini, vergi yükünün hızla artığını, kayıt dışı faaliyetlerin ekonomideki ağırlığı ve kayıt altındaki işletmelerin maruz kaldığı haksız rekabetin devam ettiğini anlatan Küçük, kayıt dışını kayıt altına alacak köklü bir vergi reformunun gündeme gelmediğini söyledi.Cari açıkFinanse edildiği sürece cari açığın sorun olmadığı yönünde görüşler dile getirildiğini, ancak mayıs ayındaki dalgalanmanın, yüksek cari açığın taşıdığı riskleri, küresel rüzgarlar tersine döndüğü anda, ekonomiye, ne gibi yükler getirebileceğini açıkça gösterdiğini ifade eden Küçük, "Kanaatimizce, Merkez Bankası, bu süreçte, yerinde politikalar takip etmiş ve elindeki araçları etkin bir şekilde kullanmıştır" dedi.Küçük, küresel hareketin kısa sürmesi ve alınan önlemlerin etkisiyle durumun kontrol altına alındığını, ancak parasal politikalar cephesinde atılan adımların kısa vadeli çözümler olduğunu, Merkez Bankasının yapabileceklerinin sınırlı olduğunu belirterek, kalıcı çözüm için, parasal tedbirlerin, orta ve uzun vadeli yapısal düzenlemelerle desteklenmesinin şart olduğunu vurguladı.Mayıs ayındaki dalgalanmadan bu yana üç aya yakın bir zaman geçtiğini, ancak sözünü ettiği yönde çalışmaların görülemediğini dile getiren Küçük, faiz oranlarının arttığını, kurların gerilediğini, ancak son günlerde tekrar bir yükselişin olduğunu aktardı. Sanayiciler olarak, kurun gerilemesini tercih etmediklerini, ancak ani çıkışları da tehlikeli bulduklarını anlatan Küçük, ihracatı destekleyen, ama ekonomideki diğer dengeleri alt üst etmeyen makul seviyeleri arzu ettiklerini bildirdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.