İmam Ali (a.s.)'ın Allah(c.c.) ve Resulü (s.a.a.) tarafından ilan edilen hilafetinin çeşitli sebeplerle ertelenmesiyle Sakife'de başlayan süreç, aynı zamanda Ehl-i Beyt'e karşı yürütülen sıcak ve soğuk savaşın da fitilini ateşlemiştir. Başlangıçta ihmal edilen (niyette bir kötülük olmasa bile)küçücük bir açı farkının, geçen zaman zarfında ne kadar ciddi hatalara sebebiyet verdiğini göz ardı etmek mümkün değildir.Çeşitli sebeplere sığınarak zamanında verilmeyen bir hakkı, aradan geçen zamanda İmam Ali (as)'ın evlatlarına hiç reva görmediler. Sıcak ve soğuk savaşların geldiği nokta hakkında kısa bir hatırlatma yaparak maksadımızı izaha çalışacağız."Resullülah Gadir-i Hum hutbesinde, altı yerde kendisinden sonra Müslümanların halifesinin Hz. Ali (a.s.) olduğunu beyan etmiştir. Bu ifadelerden bir kısmı şunlardır: "Ali bin Ebi Talip, Benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir ve benden sonra imamdır.""Ey insanlar Ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum.""Benden sonra Ali Allah'ın emriyle sizin veliniz ve imamınızdır. İmamet makamı ondan sonra da Allah ve Resulü'yle görüşeceğiniz güne kadar O'nun evlatlarından olan benim neslimin hakkıdır." (İmam Ali/ Prof. Dr. Haydar Baş/s. 411?416)Bu kadar açık beyanlara rağmen bazı sebeplerin arkasına sığınmakla, gelecek nesillere daha farklı yorumlar yapmalarının ve hatta işlenecek korkunç cinayetlerin de kapısını aralamış oldular. Kerbela'da şehit edilen İmam Hüseyin (a.s.)'a ve diğer imamların çektiği çilelere, hunharca şehit edilmelerine kadar uzanan bir süreç? Bu bilgilerden sonra asıl konumuza dönelim.Hz. İmam Ali (a.s.), Hz. Hasan (a.s.), Hz. Hüseyin (a.s.) şehit edildikten sonra; İmam Zeynelabidin(a.s.)'la başlayan dönemde Peygamberin emaneti olan Kur'an ve Ehl-i Beyt öğretisinin yayılması ve öğretimi için gizli bir faaliyet dönemine girildi. O zaman Ehl-i Beyt'in sayısının ve güçlerinin sözde azlığını gören Ehl-i Beyt düşmanları, yapılan faaliyetleri dikkate almadılar. Ne zaman ki İmam Muhammed Bakır (a.s.) ve İmam Cafer Sadık (a.s.) dönemine gelindi; soğuk savaşın her türlü hilelerine başvurulmaya başlanıldı. Akıl almaz sapık düşünceler icat ederek, İslam akidesini bozmaya kalkıştılar. İmam Muhammed Bakır (a.s.) ve İmam Cafer Sadık (a.s.) bağlılarına her şeye rağmen gizlilik içinde ve barıştan yana tavır sergilemelerini tavsiye ediyor, gelecekte İslam'ın daha sağlam temeller üzerine bina edilmesini temine uğraşıyorlardı. Bu dönemin hassasiyetlerini Prof. Dr. Haydar Baş Ehl-i Beyt külliyatında şöyle izah etmektedir:"İslam inancı ve Hz. Peygamberin (s.a.v.) sünnetinin muhafazası, Resullulah'ın (s.a.v.) kurduğu devletin ayakta kalabilmesi ve ümmetin başındaki gâsıp halifelere rağmen itikattan fazla sapmaması için bu imamlar, irşad ve ikaz ile emsalsiz bir çaba sarf etmişlerdir." (İmam Muhammed Bakır (as) / Prof. Dr. Haydar Baş /sayfa 505)(devam edecek)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gönül adamıydı Haydar Hocamız / 18.04.2025
- Çile adamıydı Haydar Hocamız / 17.04.2025
- Allah adamıydı Haydar Hocamız / 16.04.2025