Ehl-i Beyt mektebinde hadis ve Hz. Ali’nin Mushaf’ı
Ehl-i Beyt mektebinde ilk hadis yazan kişi Hz. Ali’dir. Hz. Ali bilindiği gibi Ehl-i Beyt’ten olup hakkında temiz ve günahsız olduğuna dair ayetler bulunan bir zattır
20.12.2022 19:57:00





Ehl-i Beyt mektebinde ilk hadis yazan kişi Hz. Ali'dir. Hz. Ali bilindiği gibi Ehl-i Beyt'ten olup hakkında temiz ve günahsız olduğuna dair ayetler bulunan bir zattır.
İbn-i Abbas'ın rivayetine göre Hz. Ali hakkında tam üç yüz ayet nazil olmuştur.
"Yüce Allah ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü çirkinliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister."
Doğru sözlülüğü Allah tarafından bayan edilmiş olan Hz. Ali'nin ilmî yönü hakkında Resulullah şöyle buyurmaktadır:
"Allah her ilmi Bende toplamıştır. Ben de bildiğim her ilmi 'muttakilerin imamı'nda topladım. Ben her ilmi Ali'ye öğrettim. O'dur açık ve şüphesiz olan imam".
"Ben öğrendiğim her şeyi mutlaka Ali'ye de öğrettim. O Benim ilim şehrimin kapısıdır."
"Ben ilim şehriyim. Ali onun kapısıdır. Allah şöyle buyurdu: 'Evlere kapılarından girin.' O halde kim ilim istiyorsa ona kapısından girsin."
Doğru sözlülüğüne Allah ve Resulü'nün şahitlik ettiği Hz. Ali, Ehl-i Beyt mektebinin ilk hadis yazan kişisidir.
Şeyh Tusi'nin el-Emali adlı eserinde Besairu'd-Derecat ve Yenabiu'l Mevedde'de Ahmed b. Muhammed b. Ali'den, İmam Muhammed Bâkır kanalıyla babalarından şöyle rivayet edilmiştir:
"Resulüllah, Ali'ye, 'Sana söylediklerimi yaz' buyurdu. Ali, 'Ya Resulallah, unutmamdan mı endişe ediyorsunuz?' diye sordu.
Resulullah, 'Hayır, unutmandan endişe etmiyorum. Çünkü Ben, Allah'tan Senin hafızanı güçlendirmesini ve Senin unutmamanı istedim. Bunları ortakların için yaz' buyurdu.
Bunun üzerine Ali, 'Ya Resulullah ortaklarım kimlerdir?' diye sordu. Peygamber, 'Ortakların Senin evlatlarından olan imamlardır. Allah, onların sebebiyle ümmetime yağmur yağdırır. Onların sebebiyle duaları kabul olur, Allah onların sebebiyle ümmetimden belaları giderir ve onların sebebiyle gökten rahmet iner' buyurdu.
Ve Hasan'a işaret ederek 'Bu onların birincisidir' dedi. Ardından Hüseyin'e işaret ederek, 'İmamlar bunun evlatlarındandır' buyurdu.
Ehl-i Beyt'in hadis kaynaklarının temelini Hz. Ali'nin yazdığı bu sahifeler oluşturmaktadır.
Ehl-i Beyt mektebinde hadis ve rivayetleri içeren eserler şu şekilde sıralanabilir: Hz. Ali'nin Mushafı, Camia, Cifr Kitabı, Hz. Fâtıma'nın Kitabı.
İmam Câfer-i Sâdık bu konuda şöyle diyor:
"Resulullah, Ali'ye dedi ki, "Ey Ali! Kur'an yatağımın arkasında mushafta, ipek levhalarda ve kağıtlarda yazılıdır. Yahudilerin, Tevrat'ı kaybetmeleri gibi onları kaybetmeyin.' Bunun üzerine Ali, onları sarı bir örtü içine koyup topladı."
Şeyh Müfid şöyle yazıyor: "Mü'minlerin Emiri, Kur'an'ı baştan sona bir araya getirdi, yapması gerekeni yaptı. Mekkî ayetleri Medenî ayetlerden önce yazmak suretiyle her ayeti olması gereken yerde yazmıştı."
Mushaf'ının özellikleri
1- Süreler nüzul sırasına göre belirlenmiştir.
2- Hükmü kaldırılmamış ayetler hükmü kaldırılanlardan önce getirilmiştir.
3- Ayetler hiçbir değişikliğe uğramadan, dikkatle yazılmıştır.
4- Her ayet, harf harf aynen Peygamber'in okuduğu gibi yazılmıştır.
5- Ayetler, Peygamber'in imlası, Ali'nin hattı ile yazılmıştır.
6- Ayetlerin tefsiri, Allah tarafından nazil olduğu kadar yazılmıştır.
7- Ayetlerin tevili (asıl mana ve yorumları) onda zikrolunmuştur.
8- Ayetlerin indirilmesinin nerede, ne zaman, ne maksatla oluğu, ayetten kimlerin kastedildiği, bütün özellikleri zikredilmiştir. Bu özellikler "Ayetlerin Tenzili" diye adlandırılmıştır.
9- Ehl-i Hak ve ehl-i bâtılın kimler olduğu, ayrıca Muhacirler'den ve Ensar'dan bazı kimselerin veya münafıkların işlediği suçlar da bu kitapta yazılmıştır.
Görüldüğü gibi, bu Mushaf aynı zamanda bir tefsir kitabı niteliğinde idi ve ayetleri izah eden çok sayıda hadisi de içermekteydi.
"Bizim yanımızda Ali'nin kitaplarından yetmiş arşın uzunluğunda bir sahife var, biz bu sahifede yazılanları izler ve onun sınırlarından dışarı çıkmayız."
Ben, "Bu sahifenin konusu nedir? Acaba bütün ilimleri mi içeriyor, yoksa talak ve miras gibi insanların konuştuğu şeylerin açıklaması mı var?" diye sordum.
İmam, "Ali, bu sahifede bütün ilimleri, yargı ve mirasla ilgili her şeyi yazmıştır, eğer hükümet bize ulaşırsa, her şeyi onda bulur, ona göre davranırız" buyurdu.
İmam Câfer-i Sâdık'tan ise şöyle rivayet edilmiştir: "Vallahi bizim yanımızda uzunluğu yetmiş arşın olan bir sahife var, bu sahifede insanların ihtiyaç duyduğu her şey kayıtlıdır, hatta küçük bir tırmalamanın diyeti bile... Belirtilen bu kitabı Resulullah imla etmiş, Ali de yazmıştır."
Besairu'd-Derecat'da ve Usul-ü Kafi'de Ebu Bâsir'den şöyle rivayet edilmiştir:
"İmam Câfer-i Sâdık'ın huzuruna vardım. 'Fedanız olayım, size bir sorum var' dedim.
İmam, 'Ne istersen sorabilirsin' dedi. Ben, 'İnsanlar, Resulüllah'ın Ali'ye her birinden bin kapı açılan bin ilim öğrettiğini söylüyorlar' dedim.
İmam, 'Ey Ebu Muhammed! Camia bizim yanımızdadır. Diğerleri "Camia"nın ne olduğunu ne bilirler!' buyurdu.
Ben, 'Camia nedir?' diye sordum.
İmam, 'Resulüllah'ın mübarek dudaklarından çıkan imlasıyla Ali'nin kendi eliyle yazdığı Resulüllah'ın zırasıyla (zıra yaklaşık yarım metre uzunluğunda bir ölçü birimidir) yetmiş zıra uzunluğunda bir sahifedir.
Onda bütün helal ve haramlar ve halkın ihtiyaç duyduğu her şey, hatta tırmalamanın diyeti bile kaydedilmiştir' buyurdu."
Yine aynı kaynaklarda, Ebu Şeybe'den şöyle nakledilmiştir: İmam Câfer Sâdık'ın şöyle buyurduğunu duydum:
"Resulüllah'ın imlası ve Ali'nin hattıyla yazılmış olan Camia karşısında İbn-i Şibrime'nin bilgisi apaçık bir sapıklıktır.
Camia kimseye söz bırakmamıştır. Onda helal ve haram ilmi vardır. Kıyas taraftarları, kıyasla ilme ulaşmak isterler. Ama hedeften uzaklaşmaktan başka bir şey elde edemezler.
Allah'ın dinine kıyasla ulaşılmaz." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
İbn-i Abbas'ın rivayetine göre Hz. Ali hakkında tam üç yüz ayet nazil olmuştur.
"Yüce Allah ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü çirkinliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister."
Doğru sözlülüğü Allah tarafından bayan edilmiş olan Hz. Ali'nin ilmî yönü hakkında Resulullah şöyle buyurmaktadır:
"Allah her ilmi Bende toplamıştır. Ben de bildiğim her ilmi 'muttakilerin imamı'nda topladım. Ben her ilmi Ali'ye öğrettim. O'dur açık ve şüphesiz olan imam".
"Ben öğrendiğim her şeyi mutlaka Ali'ye de öğrettim. O Benim ilim şehrimin kapısıdır."
"Ben ilim şehriyim. Ali onun kapısıdır. Allah şöyle buyurdu: 'Evlere kapılarından girin.' O halde kim ilim istiyorsa ona kapısından girsin."
Doğru sözlülüğüne Allah ve Resulü'nün şahitlik ettiği Hz. Ali, Ehl-i Beyt mektebinin ilk hadis yazan kişisidir.
Şeyh Tusi'nin el-Emali adlı eserinde Besairu'd-Derecat ve Yenabiu'l Mevedde'de Ahmed b. Muhammed b. Ali'den, İmam Muhammed Bâkır kanalıyla babalarından şöyle rivayet edilmiştir:
"Resulüllah, Ali'ye, 'Sana söylediklerimi yaz' buyurdu. Ali, 'Ya Resulallah, unutmamdan mı endişe ediyorsunuz?' diye sordu.
Resulullah, 'Hayır, unutmandan endişe etmiyorum. Çünkü Ben, Allah'tan Senin hafızanı güçlendirmesini ve Senin unutmamanı istedim. Bunları ortakların için yaz' buyurdu.
Bunun üzerine Ali, 'Ya Resulullah ortaklarım kimlerdir?' diye sordu. Peygamber, 'Ortakların Senin evlatlarından olan imamlardır. Allah, onların sebebiyle ümmetime yağmur yağdırır. Onların sebebiyle duaları kabul olur, Allah onların sebebiyle ümmetimden belaları giderir ve onların sebebiyle gökten rahmet iner' buyurdu.
Ve Hasan'a işaret ederek 'Bu onların birincisidir' dedi. Ardından Hüseyin'e işaret ederek, 'İmamlar bunun evlatlarındandır' buyurdu.
Ehl-i Beyt'in hadis kaynaklarının temelini Hz. Ali'nin yazdığı bu sahifeler oluşturmaktadır.
Ehl-i Beyt mektebinde hadis ve rivayetleri içeren eserler şu şekilde sıralanabilir: Hz. Ali'nin Mushafı, Camia, Cifr Kitabı, Hz. Fâtıma'nın Kitabı.
Hz. Ali'nin Mushaf'ı
Hz. Ali, Resulüllah'ın cenaze ve defin işinin sona ermesinin ardından evine çekilmiş ve Kur'an ayetlerini toplayıp nüzul sırasına göre tertip etmekle meşgul olmuştur.İmam Câfer-i Sâdık bu konuda şöyle diyor:
"Resulullah, Ali'ye dedi ki, "Ey Ali! Kur'an yatağımın arkasında mushafta, ipek levhalarda ve kağıtlarda yazılıdır. Yahudilerin, Tevrat'ı kaybetmeleri gibi onları kaybetmeyin.' Bunun üzerine Ali, onları sarı bir örtü içine koyup topladı."
Şeyh Müfid şöyle yazıyor: "Mü'minlerin Emiri, Kur'an'ı baştan sona bir araya getirdi, yapması gerekeni yaptı. Mekkî ayetleri Medenî ayetlerden önce yazmak suretiyle her ayeti olması gereken yerde yazmıştı."
Mushaf'ının özellikleri
1- Süreler nüzul sırasına göre belirlenmiştir.
2- Hükmü kaldırılmamış ayetler hükmü kaldırılanlardan önce getirilmiştir.
3- Ayetler hiçbir değişikliğe uğramadan, dikkatle yazılmıştır.
4- Her ayet, harf harf aynen Peygamber'in okuduğu gibi yazılmıştır.
5- Ayetler, Peygamber'in imlası, Ali'nin hattı ile yazılmıştır.
6- Ayetlerin tefsiri, Allah tarafından nazil olduğu kadar yazılmıştır.
7- Ayetlerin tevili (asıl mana ve yorumları) onda zikrolunmuştur.
8- Ayetlerin indirilmesinin nerede, ne zaman, ne maksatla oluğu, ayetten kimlerin kastedildiği, bütün özellikleri zikredilmiştir. Bu özellikler "Ayetlerin Tenzili" diye adlandırılmıştır.
9- Ehl-i Hak ve ehl-i bâtılın kimler olduğu, ayrıca Muhacirler'den ve Ensar'dan bazı kimselerin veya münafıkların işlediği suçlar da bu kitapta yazılmıştır.
Görüldüğü gibi, bu Mushaf aynı zamanda bir tefsir kitabı niteliğinde idi ve ayetleri izah eden çok sayıda hadisi de içermekteydi.
Camia
Muhammed b. Müslim'den şöyle rivayet edilmiştir: İmam Muhammed Bâkır şöyle buyurdu:"Bizim yanımızda Ali'nin kitaplarından yetmiş arşın uzunluğunda bir sahife var, biz bu sahifede yazılanları izler ve onun sınırlarından dışarı çıkmayız."
Ben, "Bu sahifenin konusu nedir? Acaba bütün ilimleri mi içeriyor, yoksa talak ve miras gibi insanların konuştuğu şeylerin açıklaması mı var?" diye sordum.
İmam, "Ali, bu sahifede bütün ilimleri, yargı ve mirasla ilgili her şeyi yazmıştır, eğer hükümet bize ulaşırsa, her şeyi onda bulur, ona göre davranırız" buyurdu.
İmam Câfer-i Sâdık'tan ise şöyle rivayet edilmiştir: "Vallahi bizim yanımızda uzunluğu yetmiş arşın olan bir sahife var, bu sahifede insanların ihtiyaç duyduğu her şey kayıtlıdır, hatta küçük bir tırmalamanın diyeti bile... Belirtilen bu kitabı Resulullah imla etmiş, Ali de yazmıştır."
Besairu'd-Derecat'da ve Usul-ü Kafi'de Ebu Bâsir'den şöyle rivayet edilmiştir:
"İmam Câfer-i Sâdık'ın huzuruna vardım. 'Fedanız olayım, size bir sorum var' dedim.
İmam, 'Ne istersen sorabilirsin' dedi. Ben, 'İnsanlar, Resulüllah'ın Ali'ye her birinden bin kapı açılan bin ilim öğrettiğini söylüyorlar' dedim.
İmam, 'Ey Ebu Muhammed! Camia bizim yanımızdadır. Diğerleri "Camia"nın ne olduğunu ne bilirler!' buyurdu.
Ben, 'Camia nedir?' diye sordum.
İmam, 'Resulüllah'ın mübarek dudaklarından çıkan imlasıyla Ali'nin kendi eliyle yazdığı Resulüllah'ın zırasıyla (zıra yaklaşık yarım metre uzunluğunda bir ölçü birimidir) yetmiş zıra uzunluğunda bir sahifedir.
Onda bütün helal ve haramlar ve halkın ihtiyaç duyduğu her şey, hatta tırmalamanın diyeti bile kaydedilmiştir' buyurdu."
Yine aynı kaynaklarda, Ebu Şeybe'den şöyle nakledilmiştir: İmam Câfer Sâdık'ın şöyle buyurduğunu duydum:
"Resulüllah'ın imlası ve Ali'nin hattıyla yazılmış olan Camia karşısında İbn-i Şibrime'nin bilgisi apaçık bir sapıklıktır.
Camia kimseye söz bırakmamıştır. Onda helal ve haram ilmi vardır. Kıyas taraftarları, kıyasla ilme ulaşmak isterler. Ama hedeften uzaklaşmaktan başka bir şey elde edemezler.
Allah'ın dinine kıyasla ulaşılmaz." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.