Ege’de deprem fırtınası sürüyor
Ege Denizi’nde Santorini Adası çevresinde devam eden deprem fırtınası ile ilgili olarak sarsıntıların bu haliyle Türkiye’ye bir tehdit oluşturmadığını belirten Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Önalan, "Depremin büyüklüğü 6’nın üzerine çıkmaya başlarsa Ege kıyılarımızda tsunami yaşanabilir" dedi
04.02.2025 17:52:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
İki yıl önce Kahramanmaraş depremiyle büyük bir felaket yaşayan Türkiye'de, Ege Denizi'nde bir haftadır süren deprem fırtınası en önemli gündem konusu oldu. Yaşanan depremlerle ilgili bilgiler veren Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, sarsıntıların bölgedeki fay hatlarıyla bağlantılı olduğunu düşündüklerini ifade etti. Ege Bölgesi'nin, dünyanın sismik aktivite açısından en yoğun bölgelerinden birisi olduğunu söyleyen Önalan, "Yunanistan'ın güneyinden başlayıp Girit Adası'nın güneyini kat edip Anadolu topraklarına doğru devamı olan bir Girit süturu var. Zon (kuşak) boyunca Afrika levhası Ege plakasının altına dalıyor. Diğeri de Anadolu levhası. Yıllık ortalama 2,5 santim batıya doğru kayıyor. Burada bir sıkışma rejimi var. Bu sıkışma rejimi, Ege bölgesinin depremselliğini tanımlayan bir durum. Burada geçmişte çok büyük depremler ve büyük volkanik hareketler olmuş. Bu depremleri 'deprem fırtınası' olarak nitelendiriyoruz. Bunun iki nedeni var. İlki, sığ derinliklerde gerçekliyor. Derinlikler yaklaşık 1 ile 5 kilometre arasında. Biraz uzaklaştıkça 7-8 kilometreye kadar gidiyor. Deprem büyüklükleri de 3 ile 4 arasında seyrediyor. Zaman zaman 5'e yükseliyor. 3 gündür devam eden depremler söz konusu. Magmanın ısıttığı hidrotermal sular yukarıya doğru hareket edince kayaların içerisinde bir basınç oluşturuyor. Bu basınçla birlikte kayalarda deformasyonlar meydana geliyor. Çok büyük deformasyonlar bu depremlere neden oluyor diye düşünüyoruz" diye konuştu.
Durabilir de sürebilir de...
Depremlerden sonra beklenilen iki durumun olduğuna değinen Önalan, "İlki, bu depremlerin gittikçe sönümlenerek belli bir noktada artık durağın hale gelmesi. Fakat 3 gündür devam eden bir stabil durum var. İkincisi istemediğiniz bir durum. Çok büyük bir depreme evrilmesini hiç istemiyoruz. Şu andaki durum bize, depremlerin belli bir noktada duracağını gösteriyor ama bunlar kesin değil, sadece tahmin" ifadelerinde bulundu.
'Tsunami' riski var
Depremlerin şu an itibariyle Türkiye'ye bir etkisinin olmadığını belirten Önalan, "Ancak biraz daha yükselir, sarsıntılar 6 büyüklüğünün üzerine çıkmaya başlarsa kıyılarımız için ciddi bir tehdit olacaktır. Ege kıyılarımızı bir tsunami riski bekliyor, bu gerçekleşebilir. 6 büyüklüğündeki depremin biraz daha yüksek olması durumda kıyılarımız etkilenecektir. Özellikle kıyılarda yapılaşmanın, alüvyonda, dere yataklarında, zayıf zeminler üzerinde gerçekleşen, yapılaşmanın olduğu yerlerde umarım olmaz. Bunu hiç düşünmek bile istemiyoruz" diye vurguladı.
Volkanik tehlike oluşabilir
Depremlerin ikinci bir boyutunun olduğuna değinen Önalan, şunları kaydetti: "Ege Bölgesi'nde yaşadığımız süre içinde görmediğimiz ama olması muhtemelen bir volkanik tehlike de var. Ne zaman olur bilemiyoruz. En son 3 bin 600 yıl önce patlayan bir volkan. Hiç istemediğimiz bir durum. Fakat Ege Bölgesi'nde böyle bir volkanik tehlike de elbette ki var." Türkiye'de doğal kaynaklı afetlerin hala büyük bir risk olmaya devam etiğini açıklayan Önalan, "Tehlike başka bir şey, risk başka bir şeydir. Biz yapılaşmada çok fazla risk aldık. Hiç yapılaşmaya gidilmemesi gereken yerleri imara açtık. Bayraklı'yı, Çiğli'yi imara açtık. Buralar tarım yapılması gereken yerler. İnciraltı'nı hala imara açmaya çalışıyoruz. Türkiye'de 24 tane kent diri faylarının üzerinde. Kentlerimiz nüfusu çok fazla. İzmir'in alt yapısı 4,5 milyonluk bir nüfusu taşıyacak durumda değil. Çok acil olarak uzun vadede afet planlarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. 30 yıl içerisinde büyük kentlerimizin nüfusunu yavaş yavaş azaltmamız gerekiyor. Bu nüfus yoğunluğu devam ettiği müddetçe, bizim afetlerle ilgili kısa vadede yapacağımız ne yazık ki hiçbir şey yok. Buna kentsel dönüşüm de dahil" diye sözlerine ekledi.
9 bin kişi Santorini'yi terk etti
Yunan basınında yer alan haberlere göre, sarsıntıların yoğun hissedildiği bölgede ziyaretçiler ve yerleşik halkın dahil olduğu yaklaşık 9 bin kişi, büyük bir deprem olabileceği endişesiyle Ada'yı terk etti. Hava yolu şirketleri, okulların da cumaya kadar tatil edildiği Ada'dan ayrılmak isteyenler için ek seferler koydu. Uzmanlardan oluşan uluslararası bir araştırma grubunun da bugün bölgeye giderek özel sensörlü cihazlarla denizaltında incelemelerde bulunması planlanıyor. Tedbiren arama kurtarma ve sağlık ekiplerinin sevk edildiği Santorini Adası'na, herhangi bir deprem anında elektrik kesintisi olmasına karşı Yunanistan Elektrik Dağıtım Şirketinin jeneratörleri ve ekipmanları da götürüldü.
Durabilir de sürebilir de...
Depremlerden sonra beklenilen iki durumun olduğuna değinen Önalan, "İlki, bu depremlerin gittikçe sönümlenerek belli bir noktada artık durağın hale gelmesi. Fakat 3 gündür devam eden bir stabil durum var. İkincisi istemediğiniz bir durum. Çok büyük bir depreme evrilmesini hiç istemiyoruz. Şu andaki durum bize, depremlerin belli bir noktada duracağını gösteriyor ama bunlar kesin değil, sadece tahmin" ifadelerinde bulundu.
'Tsunami' riski var
Depremlerin şu an itibariyle Türkiye'ye bir etkisinin olmadığını belirten Önalan, "Ancak biraz daha yükselir, sarsıntılar 6 büyüklüğünün üzerine çıkmaya başlarsa kıyılarımız için ciddi bir tehdit olacaktır. Ege kıyılarımızı bir tsunami riski bekliyor, bu gerçekleşebilir. 6 büyüklüğündeki depremin biraz daha yüksek olması durumda kıyılarımız etkilenecektir. Özellikle kıyılarda yapılaşmanın, alüvyonda, dere yataklarında, zayıf zeminler üzerinde gerçekleşen, yapılaşmanın olduğu yerlerde umarım olmaz. Bunu hiç düşünmek bile istemiyoruz" diye vurguladı.
Volkanik tehlike oluşabilir
Depremlerin ikinci bir boyutunun olduğuna değinen Önalan, şunları kaydetti: "Ege Bölgesi'nde yaşadığımız süre içinde görmediğimiz ama olması muhtemelen bir volkanik tehlike de var. Ne zaman olur bilemiyoruz. En son 3 bin 600 yıl önce patlayan bir volkan. Hiç istemediğimiz bir durum. Fakat Ege Bölgesi'nde böyle bir volkanik tehlike de elbette ki var." Türkiye'de doğal kaynaklı afetlerin hala büyük bir risk olmaya devam etiğini açıklayan Önalan, "Tehlike başka bir şey, risk başka bir şeydir. Biz yapılaşmada çok fazla risk aldık. Hiç yapılaşmaya gidilmemesi gereken yerleri imara açtık. Bayraklı'yı, Çiğli'yi imara açtık. Buralar tarım yapılması gereken yerler. İnciraltı'nı hala imara açmaya çalışıyoruz. Türkiye'de 24 tane kent diri faylarının üzerinde. Kentlerimiz nüfusu çok fazla. İzmir'in alt yapısı 4,5 milyonluk bir nüfusu taşıyacak durumda değil. Çok acil olarak uzun vadede afet planlarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. 30 yıl içerisinde büyük kentlerimizin nüfusunu yavaş yavaş azaltmamız gerekiyor. Bu nüfus yoğunluğu devam ettiği müddetçe, bizim afetlerle ilgili kısa vadede yapacağımız ne yazık ki hiçbir şey yok. Buna kentsel dönüşüm de dahil" diye sözlerine ekledi.
9 bin kişi Santorini'yi terk etti
Yunan basınında yer alan haberlere göre, sarsıntıların yoğun hissedildiği bölgede ziyaretçiler ve yerleşik halkın dahil olduğu yaklaşık 9 bin kişi, büyük bir deprem olabileceği endişesiyle Ada'yı terk etti. Hava yolu şirketleri, okulların da cumaya kadar tatil edildiği Ada'dan ayrılmak isteyenler için ek seferler koydu. Uzmanlardan oluşan uluslararası bir araştırma grubunun da bugün bölgeye giderek özel sensörlü cihazlarla denizaltında incelemelerde bulunması planlanıyor. Tedbiren arama kurtarma ve sağlık ekiplerinin sevk edildiği Santorini Adası'na, herhangi bir deprem anında elektrik kesintisi olmasına karşı Yunanistan Elektrik Dağıtım Şirketinin jeneratörleri ve ekipmanları da götürüldü.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.