Ebedi nur Fatıma anamız

Hz. Fâtıma anamızın yaratılışında çok çetin bir esrar gizlidir. O yüce insanın sırrının bir nebzesine bile varmak yüce ruhlu Allah adamlarının haddidir ancak… 

O, kalp ve azaları imanla dolu; Rabbimizin en nazlısı ve en sevdiklerinden biridir. Allah'ın öz nurundan yarattığı Hz. Fatıma anamızın sevgisi imandır…

Fatıma anamız öyle yüce ve mübarektir ki, beşer onu anlamakta aciz kalmıştır. Bundandır ki; Fatıma'nın Fatıma diye adlandırılmış olmasının bir sırrı da, "insanların onun hakikati ve künhünü tanımaktan kesilmiş (âciz) oldukları" şeklindedir… 

O yüce Sultan Hz. Fâtıma anamızı hiç değilse bir zerre konuşabilme fırsatı bizlere verdiği için Rabbimize nihayetsiz şükürler olsun…

Hz. Fatıma'nın varlığı, muhterem babaları Muhammed Mustafa'nın gönlündeki zevk-i manevidir… Onun gönlünde yalnız ALLAH zevki vardır…

Hz. Fâtıma anamızın meşhur bir duası vardır. Allah'ın çok hoşuna giden bir duadır bu. Hz. Fâtıma, "Yarabbi beni göz açıp kapayıncaya kadar bir zamanda senden gayrı bırakma…" Allah'dan gayri hiçbir meşgalesi yoktur Fatıma annemizin. Her an Rabbinin huzurunda meleklerden yüce bir insanlık hurisidir Fatıma anamız…

Resulullah Efendimizin cennet kokusudur O… Peygamber Efendimizin sırrının evrene yansıdığı nokta, Fatıma anamızın gönlüdür. İki Cihan Serveri; "Allah kendisini bende, ben de kendimi Fatıma'da seyrettim" buyurmaktadır. 

O, Resûlullah'ın gözünün nuru, kalbinin meyvesi, vücudunun bir parçası ve bütün gelmiş geçmiş kadınların en üstünüdür…

Hz. Peygamberin tabirlerine ve betimlemelerine bakar mısınız: "Kızım Fatıma (s.a) geçmiş gelecek bütün kadınlardan üstündür. O, vücudumun bir parçasıdır, gözümün nuru ve kalbimin meyvesidir. O, benim ruhumdur. O, insanlardan olan bir huridir. Rabbinin huzurunda ibadete durduğunda yıldızların yer ehli için parladığı gibi, onun nuru da gökteki melekler için parlar ve yüce Allah meleklerine şöyle hitap eder.

- Ey melekler, bakın benim kulum Fatıma'ya; o benim huzurumda durmuştur, korkudan titriyor; kalbiyle benim ibadetime yönelmiştir. Sizleri şahit kılıyorum ki, ben onun takipçilerini ateşten koruyacağım."

Hz. Fatıma anamız Rabbimize ve Resûlullah'a açılan gönül kapısının adıdır. O, Fahr-i Kainat Efendimizdeki manevi sırların manaya aktarım noktasıdır. Hz. Ali nasıl ilmin kapısı ise, Hz. Fâtıma da gönlün kapısıdır.

Hz. Fâtıma'dan vize almayan, O'nun gönlüne giremeyen gönül ehli olamaz ve imanın tadını alamaz; hiç kimse sevemez, hiç kimse merhamet edemez, hiç kimse şefkat gösteremez. Bütün şefkatlerin, merhametlerin, cömertliğin, infakın, ibadetin, itaatin sırrı, Hz. Fatıma'dan geçer. Hz. Peygamberin gönlüne geçiş kapısı Fatıma anamızın gönlüdür. 

Resulullah Efendimiz Fatıma anamız için "BU EBEDİ NURDUR" buyuracaklardır… O, bitmezlik ve sonsuzluk sırrıdır… Bolluk bereketin menbaı, Kevser'dir…

Kevser sûresinde şöyle buyrulmaktadır: "Biz sana Kevser'i, (Fatıma) verdik…" Fatıma annemizin bir sırrı da Kevser sırrıdır. Kevser, Hz. Fatıma annemizdir. Çünkü Kevser, ebter'in zıddıdır. Ebter güdük, soyu kesik demektir. Ebterin zıddı Hz. Fatıma'dır. Bitmezlik, sonsuzluk, bolluk, bereket, hikmet, rahmet deryasıdır Hz. Fatıma anamız…

Allah Fâtıma sırrında hepimizi yoğursun ve nasiptar eylesin inşallah… Çünkü Fahr-i Kainata çıkış kapısı, Ondan da Allah'a varış kapısı Fatıma ana gönlüdür… Başka hiçbir kapı yoktur. Hiç kimse yanlış kapı aramasın ve uydurma ilimlerin peşine takılmasın. 

Hz. Fatıma ve Ehl-i Beyt gönlünde mekan kurmadıkça hiç kimse Resulullah'a  ve Allah'a varamaz.