Dünya arıyor, Haydar Baş buluyor!

Bizim Milli Ekonomi Modeli'ni savunmamızı, "Bu bir gönül savunması" diyen dostlarımıza cevabımız, "Gönül bağı tamam" diyor ve bu savunma ve ısrarımızın "Salim akıl için yol birdir" gerçeğinden kaynaklandığının da kabul edilmesi gerektiğini söylüyoruz.Ekonomiden anlayanlar dünya ve insanlık için gidişatın kötü olduğunun çoktan farkında. Komünizmin de Kapitalizmin de uygulandığı her ülkede ve yeryüzünde bu iki sistemin dışında başka bir sistem olmadığı için dünya için toptan felâketle sonuçlandığını bizzat bu işin içindekiler yana yakıla söylüyor ve "Yeni bir model lâzım" diye yıllardır çırpınıyorlar. Bu isimlerden biri de eski Fransa Cumhurbaşkanı meşhur Fronçois Mitteran'ın ekonomi danışmanı ve eski Avrupa Bankası Başkanlarından J. Attali.. On yıllar önceden bakınız neler söylüyor:"-Avrupa'da bir ideolojik boşluk var. Bu boşluğu piyasa ekonomisi dolduramaz. Pazar düzeni, pazarın diktatörlüğünü koruyor. Yarattığı boşluk bin bir hevese yol açıyor: Faşizm, kökten dincilik ve aşırıcılık, iflas eden sistemin arka koridorlarında geziyor. Ölen hayallerin yerine fanatizmin yerleşmesi isteniyorsa, yeni projeler ortaya çıkarılmalıdır. -V. Savaş, Ulusalcı mı milliyetçi mi olmalıyız? Bilgi Yayınevi-Ankara-""Yeni Proje"?Yani, "Yeni ekonomik model!"İşte bu "Yeni"yi Prof. Dr. Haydar Baş, "Milli Ekonomi Modeli" ve "Sosyal Devlet" Projeleri ile ekonomistlerin, üniversitelerin ve insanlığın önüne koydu. Burnundan kıl aldırmayan ekonomistler, "Ben bilirim, kimse bilmez" afra-tafrasındaki üniversiteler hık mık etseler, burun kıvırsalar da, "Evet, bu yeni ve bugüne kadar hiç söylenmemiş bir sistemdir" demek zorunda kaldılar. Pek çoğu da hakkı teslim etti, "Ülkeleri ve toptan insanlığı kurtarsa kurtarsa Haydar Baş'ın bu modeli kurtarır" demeyi ilimlerinin namusu olarak gördü, ülkelerine tavsiye ettiler, uygulattılar, başarılarını da gözle görüp elle tuttular?İtalyan düşünürlerinden Ignocia Romanet 1999 yılında emperyalizmi "küreselleşme" adı altında şöyle tanımlıyor:"Küreselleşme, ülkeleri askerî anlamda fethetmekten çok, pazarları ele geçirmeyi amaçlıyor.  Bu modern gücün tasarladığı şey, büyük işgaller döneminde ya da sömürgeleştirme döneminde yapıldığı gibi toprakları zapt etmek değildir. Bu fetih etkileyici bir yıkım süreciyle birlikte yürüyor. Hemen her yerde ulusal endüstri diye ne varsa göçertip, hem de onun bütün toplumsal acılarını çektire çektire dünyaya yayılıyor?(a.g.e.)"Yani artık emperyalizm topraklarını değil pazarını ele geçiriyor. Endüstrini çökertiyor, insanların işsiz kalıyor, asgari ücrete mahkûm hale geliyor, sadece turizm gibi benzer hizmet sektörleri ile ve topraklarını, birikimlerini satarak hayatını idameye çalışıyor.Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Millî Devlet Projeleri emperyalizme kendi pazarını vermediği gibi emperyalizme devredilmiş pazarlarını da geri alıyor. Emperyalist tüccarların yerine kendi insanını tüccar hale getiriyor, tüketemeyen halk tüketir, ürettirilmeyen halk üretir hale geliyor. "Cebine koyup götürmüyorlar" diye emperyalizmin ülkesindeki şirketlerini savunan yerli işbirlikçileri ve yöneticilerini, "Kârlarını götürüyorlar, milletten bu gerçeği saklarken kuldan utanmıyor, Allahtan korkmuyor musunuz" diye uyarıyor ve emperyalizmin bu işleri nasıl yaptığını da eserinde örnekleri ile anlatıyor?Velhasıl bir avuç dünya şirketine varını yoğunu kaptırmış ve yöneticileri bu şirketlerin yerli işbirlikçileri olmuş insanlık yana yakıla Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Millî Devlet Projesi'ni yani Prof. Dr. Haydar Baş'ı arıyor; bulan buluyor, burnunun dibindekiler de burun kıvırıyor?Bu utanç onlara yeter yetmesine de, faturayı sen, ben, biz ödüyoruz, millet ödüyor?