Milliyet'in ekonomi yazarı Güngör Uras, aynı zamanda Akbank Yönetim Kurulu üyesidir. Dünkü yazısına şöyle başlıyor Uras:
"Çok kimse merak ediyor: (1) Her şeyin fiyatı artarken dövizin fiyatı neden düşüyor? (2) Döviz fiyatı daha ne kadar düşer? (3) Döviz fiyatı düştüğü yerde kalır mı? Bundan sonra artmaz mı?
(Bu konuları çok iyi bilen "köşeyi döner"... Bu köşenin yazarı köşeyi dönemediğine göre bu konuları çok iyi bilmiyor demektir!.. Yazdıklarına bakarak "pozisyon" alanlar büyük riske uğrayabilir... Ama bu köşenin yazarı "bir iktisatçı olarak" da neyin ne olduğunu yazmak sorumluluğunu taşır.)"
Evet, Güngör Uras böyle yazıyor. Hatırlanacağı gibi, 19 Şubat 2001'deki krizden hemen sonra Gazi Erçel'in başkanlığındaki Merkez Bankası 680 bin liradan 5.2 milyar dolar döviz satmıştı. Bu dövizin yarısından çoğunu Akbank kapatmıştı. Bir gecede katrilyonluk kar buna denir! O Akbank ki, Gügör Uras kararlarında etkili oluyor. Sahipleri arasında Sakıp Sabancı ve okul yaptırmakla ünlü Kadir Has'ın da bulunduğu (Büyük hissedar Sabancı Holding. Sakıp Ağa, krizde nasıl servetinin yrısını kaybetmiş, anlaşılmıyor) Akbank bu yıl 440 trilyon ile en çok vergi veren banka. Demek ki iyi kar etmiş. Şubat 2001 "volesi"nin bunda ne kadar etkisi var, ben bilemiyorum!
Dönelim Uras'ın yazısına... Yazıda döviz ile ilgili makul ve ayağı yere basan uyarılar var. İşte o uyarılar:
"(1) Kriz psikolojisinde insanlar büyük ölçüde dolar satın aldı. Çoğu dolarları yastık altında sakladı. İyimser hava yayılınca, doların fiyatının artmayacağı anlaşılınca ve de bankaların dolara verdikleri faiz düşerken Türk lirasına verdikleri faiz enflasyonun üzerinde getiri sağlamaya başlayınca insanlar dolardan Türk lirasına dönmeye başladı.
(2) Normal dönemlerde döviz piyasasının büyük alıcısı bankalardır. Bankalar krediye dönüştüremedikleri ve Hazine bonosuna yatıramadıkları paralarını kısa vadeli değerlendirmek için dolar alır. Şimdilerde Merkez Bankası bankaların elindeki parayı yüzde 41 faiz ile topluyor. Buradan bankalara yüzde 20 dolayında reel faiz aktarıyor. Bu nedenle bankalar döviz almaz oldu. Tersine döviz satıyor.
(3) Halk satıyor ve de bankalar satıyor. Dolar fiyatı düşüyor... Ama dikkat buyurunuz... Dolar fiyatı düşüyor da euro fiyatı düşmüyor. 28 Ocak 2002 tarihinde 1 euro = 0.85 dolar idi. Geçen cuma günü 1 euror = 1.14 dolar ediyordu. Açık anlatımıyla ön dört ayda doların euro karşısındaki değeri yüzde 34 oranında gerilemiş...
(4) Dolar fiyatına bakarak dolar ucuzluyor demek hatalı... Euro fiyatına bakarak ve enflasyonu da hesaba katarak euronun değerini izlemek daha doğru olur. Açık anlatımıyla euroya para bağlayanlar (enflasyondan arındırılmış olarak) bir yılda yüzde 11.8 kazançlıdır. Buna karşılık aynı dönemde dolara para bağlayanların reel kaybı yüzde 8.7'dir.
(5) Halkın elindeki dolarlar bir süre sonra bitecektir. Merkez Bankası bankaların kasasındaki dolarları bir süre sonra emecektir... İşte o zaman piyasaya dolar akışı duracaktır. Piyasaya dolar çıkmayınca da dolar fiyatı kıpırdaya kıpırdaya gerçek rakama oturacaktır.
(6) Döviz fiyatını tayin eden ana faktör yurtdışından döviz girişi ile yurtdışına döviz çıkışıdır. Bu rakamlara göre 2 ayda net olarak yurtdışına 1.8 milyar dolar döviz çıkışı var. İhracat artıyor ama ithalat daha fazla artıyor. Yurda döviz girmiyor. Dışarıya döviz çıkışı başladı. Bunun anlamı yakında döviz kıtlığı nedeniyle fiyatların artacağıdır."
"Çok kimse merak ediyor: (1) Her şeyin fiyatı artarken dövizin fiyatı neden düşüyor? (2) Döviz fiyatı daha ne kadar düşer? (3) Döviz fiyatı düştüğü yerde kalır mı? Bundan sonra artmaz mı?
(Bu konuları çok iyi bilen "köşeyi döner"... Bu köşenin yazarı köşeyi dönemediğine göre bu konuları çok iyi bilmiyor demektir!.. Yazdıklarına bakarak "pozisyon" alanlar büyük riske uğrayabilir... Ama bu köşenin yazarı "bir iktisatçı olarak" da neyin ne olduğunu yazmak sorumluluğunu taşır.)"
Evet, Güngör Uras böyle yazıyor. Hatırlanacağı gibi, 19 Şubat 2001'deki krizden hemen sonra Gazi Erçel'in başkanlığındaki Merkez Bankası 680 bin liradan 5.2 milyar dolar döviz satmıştı. Bu dövizin yarısından çoğunu Akbank kapatmıştı. Bir gecede katrilyonluk kar buna denir! O Akbank ki, Gügör Uras kararlarında etkili oluyor. Sahipleri arasında Sakıp Sabancı ve okul yaptırmakla ünlü Kadir Has'ın da bulunduğu (Büyük hissedar Sabancı Holding. Sakıp Ağa, krizde nasıl servetinin yrısını kaybetmiş, anlaşılmıyor) Akbank bu yıl 440 trilyon ile en çok vergi veren banka. Demek ki iyi kar etmiş. Şubat 2001 "volesi"nin bunda ne kadar etkisi var, ben bilemiyorum!
Dönelim Uras'ın yazısına... Yazıda döviz ile ilgili makul ve ayağı yere basan uyarılar var. İşte o uyarılar:
"(1) Kriz psikolojisinde insanlar büyük ölçüde dolar satın aldı. Çoğu dolarları yastık altında sakladı. İyimser hava yayılınca, doların fiyatının artmayacağı anlaşılınca ve de bankaların dolara verdikleri faiz düşerken Türk lirasına verdikleri faiz enflasyonun üzerinde getiri sağlamaya başlayınca insanlar dolardan Türk lirasına dönmeye başladı.
(2) Normal dönemlerde döviz piyasasının büyük alıcısı bankalardır. Bankalar krediye dönüştüremedikleri ve Hazine bonosuna yatıramadıkları paralarını kısa vadeli değerlendirmek için dolar alır. Şimdilerde Merkez Bankası bankaların elindeki parayı yüzde 41 faiz ile topluyor. Buradan bankalara yüzde 20 dolayında reel faiz aktarıyor. Bu nedenle bankalar döviz almaz oldu. Tersine döviz satıyor.
(3) Halk satıyor ve de bankalar satıyor. Dolar fiyatı düşüyor... Ama dikkat buyurunuz... Dolar fiyatı düşüyor da euro fiyatı düşmüyor. 28 Ocak 2002 tarihinde 1 euro = 0.85 dolar idi. Geçen cuma günü 1 euror = 1.14 dolar ediyordu. Açık anlatımıyla ön dört ayda doların euro karşısındaki değeri yüzde 34 oranında gerilemiş...
(4) Dolar fiyatına bakarak dolar ucuzluyor demek hatalı... Euro fiyatına bakarak ve enflasyonu da hesaba katarak euronun değerini izlemek daha doğru olur. Açık anlatımıyla euroya para bağlayanlar (enflasyondan arındırılmış olarak) bir yılda yüzde 11.8 kazançlıdır. Buna karşılık aynı dönemde dolara para bağlayanların reel kaybı yüzde 8.7'dir.
(5) Halkın elindeki dolarlar bir süre sonra bitecektir. Merkez Bankası bankaların kasasındaki dolarları bir süre sonra emecektir... İşte o zaman piyasaya dolar akışı duracaktır. Piyasaya dolar çıkmayınca da dolar fiyatı kıpırdaya kıpırdaya gerçek rakama oturacaktır.
(6) Döviz fiyatını tayin eden ana faktör yurtdışından döviz girişi ile yurtdışına döviz çıkışıdır. Bu rakamlara göre 2 ayda net olarak yurtdışına 1.8 milyar dolar döviz çıkışı var. İhracat artıyor ama ithalat daha fazla artıyor. Yurda döviz girmiyor. Dışarıya döviz çıkışı başladı. Bunun anlamı yakında döviz kıtlığı nedeniyle fiyatların artacağıdır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.