"Bağımsızlık" bir çok şeyin ön şartıdırBağımsızlık bir çok şeyin, hatta bazı ibadetlerin bile ön şartıdır.Açın bakın fıkıh kitaplarına.Sosyal içerikli bir takım ibadetlerde hür olmak bir ön şarttır.Peki, ülke bağımlı ama fertler bağımsız, böyle bir şey olabilir mi?Ülkenin bağımlı olduğu bir zamanda o ülke insanının bağımsız olması mümkün değildir.Dönün bakın Irak'a.Öyle fazla ırakta da değil hani.Dini hayatı çanak-çömlek, entari gömlekten ibaret sanan bunu anlamayabilir de.Şu muhakemeyi yapabiliriz. Ülke eğer gerçekten bağımsızsa kalkıp "Bağımsızlık Mitingi" yapmaya gerek yoktur.Ama eğer ülke ciddi manada bir bağımsızlık sorunu yaşıyorsa, lafta değil de gerçekte "bağımsızlık" sevdalısı olanlar birşeyler yapmalı.Şimdilik Pazar gününü iyi değerlendirmeli."Görmesi ve duyması gerekenlere" varlıklarını ve seslerini göstermeli ve duyurmalı. Her akl-i selim şunu kabul eder ki, ülkemiz işgal yıllarından bile daha vahim bir durumdadır ve o yıllardan daha bağımlı haldedir.İşin vahametini idrak konusunda sıkıntı çekmeyen her fert, bunun farkındadır.Farkında olduğu için de, törenlerde, açılışlarda, kapanışlarda, kısaca her fırsatta bu tehlikeye dikkat çekmektedir.Genelkurmay Başkanı, bu tehlikeye dikkat çekmişti.Cumhurun başı da bu tehlikeye dikkat çekmişti.Ehl-i vicdan şunu kabulde zorlanmaz ki, herkesten önce ve binlerce kez, binlerce kat, Prof. Dr. Haydar Baş bu ve diğer tehlikelere dikkat çekti, çekiyor yıllardır.Hem de hiçbir dünyevî tasa taşımadan.Hem de birçok tehlikeyi ve riski göze alarak.O üzerine düşeni, gücü nispetini çok da aşarak yaptı, yapıyor. Hem de asıl konuşması gerekenler susarken.Hani o meşhur söz vardı ya; "iş Baş'a düştü" misali.Düşünüyorum da, iki zıttın aynı ahenkte değerlendirildiği bir başka ülke var mı acaba?Bir ülkede birileri "tehlike var" derken, bir diğerleri "yooo, tehlike mehlike yok" diyorsa, burada bir garabet yok mu sizce?Bu şuna benzemiyor mu?Biri "yangın var" diye bağırırken, diğeri "yangın mangın yok" diyorsa, burada bir tuhaflık yok mu sizce de?Eğer yangın yoksa, niye birisi durup dururken "yangın var" desin?Bir yer yanarken biri kalkıp "yangın falan yok" diyorsa, o kişiyi nasıl anlamalıyız? Nasıl olur da birbirinin tam zıttı iki şey aynı hassasiyette değerlendirilir?Yanı bir yerin yanmasıyla yanmaması üç aşağı beş yukarı aynı şey mi?Aynı oranda bir tehlike, ya da tehlikesizlik mi?Ülkenin köşe bucağında dolaşan haramilere "var bir hikmeti" mantığıyla yaklaşan insan, tavuk kümesine yaklaşan gölgeye av tüfeğiyle ateş ediyorsa, bu tuhaf bir hal değil mi sizce?Kümeste birkaç yumurta ile birkaç tavuktan başka ne var ki?Ülkemizi isot tarlası misali tavuk kümesi kadar da sevmiyoruz?Ya da arabamızın teybini çalan hırsıza gösterdiğimiz tepkinin aynısını, yada fazlasını, ülkemizin yerüstü-yer altı zenginliklerini çalan niye gösteremiyoruz?Sahi!Kaç ülke bilirsiniz ecnebilerin her türlü hakaretini sinesine çeken?Ecnebilerin;Katil, Soykırımcı,İşgalci,Yağmacı...diye hakaretler yağdırdığı kaç ülke var kendini bağımsız kabul eden?En son bir bakanımız Danimarka gibi vilayetimiz büyüklüğünde bir ülkede üst-baş aramasına maruz kalıyor.Yalaka medyamıza göre, bakan retsini çekmiş, son anda büyük elçimiz devreye girmiş ve iş tatlıya bağlanmış.İyi ki, künefeye bağlanmamış.O ülkede büyükelçimizden daha yetkili kimse yok muydu?AB ile müzakereleri yürüten bir bakana bu hakaretin yapılmasının bir başka sebebi olmasın?Hem sonra nedir çektiğimiz bu Danimarka'dan?Ama önce Danimarka ile deni markayı ayrıştırma kabiliyeti lazım kişi. AB denen dünün işgalcisi oluşumu, bizimkilere her türlü hakareti yapıyor, "bu kara sevdadan vazgeçin" diye, ama ne gezer.Peki kaç bağımsız ülkenin bakanı böylesi bir aşağılanmaya maruz kalabilir?Vallahi kalmaz.Bağımsızlık bir onur meselesidir.Bir adam gibi duruş meselesidir.Bağımsızlık bir kimliktir.Sarsılmayan bir kimlik.Ölümün ikinci şıkkıdır bağımsızlık."Ya istiklal ya ölüm" o demek değil mi?En son olay gibi kaç olay daha yaşadı bu ülkenin bakanı, hatta başbakanı?Sayısını bile unuttuk.Ama siz kendinizi itilmiş-kakılmış olmaya aday gösterirseniz, sizi iten de olur, kakan da.Hatta tu kaka bile yapılırsınız.Bütün bu aşağılanmalardan kurtulmanın, mazide olduğu gibi, onurlu duruşun gayreti ve hasretidir "Bağımsız Türkiye" mitingi.19 Kasım'da Çağlayan meydanı bu sevda ile çağlarsa, başımız dik ve onurlu yaşarız.Aksi olursa vah halimize.Çağlayan meydanında buluşalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024