Dönsün devran haşre kadar

Zaman ne çabuk geçiyor. Nasıl sabah oldu, nerde akşam olur anlayamıyor insan. Eski devirlere nazaran ömürler çok daha kısaldı. Mesuliyetler, görevler aynı öz üzere, çetin ve gayret istemekte...

Ümit, inanan bir civanmertin bu anaforda en büyük gönül sakinliğidir. Yakın gecelerin birinde "Berat"tan geçtik. Tekrar sineler bu sakinlikten nasiplendi. Bu Ekim sabahında, yüzbinlerce kalbe hakikati, güzeli ve iyiyi ekmeye yeniden, yeniden ve yeniden karar verdik. Çünkü yakınen bilmekteyiz ki "engin" bir denizin ufkunda Mevla'nın "lütfu" olarak, "israfil" sur'una üflemiş, ve "aziz"ler kalblerinde bu gayretin sükunu ve yüzlerinde dost aydınlığı ile ebede yürümüştür. Bir evvelki yılın Berat alanlar listesinde bulunan dört civanmerdin ardından bu sene kim, kimler Berat almıştır, bilinmez. Dilek odur ki; her nefeste yalnız Hakk derdiyle tutuşan gönüllerin sahipleri bir ömrü -nereye kadarsa- hep aynı hal ile tamamlasın. Onlarla gezenler, yarenlik edenler de Mevla iltimasına uğrasın.

Hüda, diridir ve ölümsüzdür. Fani olan her şey göçerken kalan dağlanmış yürekler ve sabrı emreden imandır. Mevla'nın hususi yollarında yürümek az bir civanmertlik değildir. Bu zor, meşakkatli, çileli ve acılı çizgide, engin bir hareketlilik, latif bir tebessüm, aziz bir şecaat, israfil gibi son ana kadar nasip gerekir. Bir an gayretullahı incitme korkusuyla celallenen bir yürek, haramdan ve batıldan ilişkiyi baki kesmiş bir iman, kardeşine burak olacak bir omuz, nefesiyle canları diriltecek savaşer'leri, gerekir. Onlardan olana ne mutlu...

Arz'ın ve Sema'nın sahibi kırılan kanatların, yıkılan gönüllerin, yaşaran gözlerin de sahibidir. O herkesten ve herşeyden daha merhametlidir. Neyi, nasıl uygun görürse, sana, bana düşen: "Amenna"dır. Adem'den bu yana mü'min yarattığı ve içine derdini düşürdüğü salihlerin devranı bugünde, haşre kadar dönmenin nöbetini tutmaktadır.

Ve mecliste Bilal'in sesi, Habeşli Selefinin sesine naz edercesine ılgıt ılgıt yüreklere esmektedir:

"Cennetini istiyorum,

Cemalini özlüyorum.

Aşkın ile yanıyorum,

Koy bizi de cennetine."