Bu olaya bir de şuradan bakalım:
Şu anda mevcut satranç tahtasını sömürücü kapitalistler kurdu. Bu tahtada bize yıllarca piyon taşı muamelesi yapıldı.
Buna karşı çıkanlar bir şekilde önü kesildi, perdelendi, teslim alıp kullandıkları bazılarını hatta egale ettiler...
Artık bu satranç tahtasında onların piyonları olup onların oyununda güya onlarla kavga etme tiyatrosu yerine, kendi oyunumuzu kurmak için kendi çözümlerimizi konuşmanın tam zamanı...
Bunu, bizim değerlerimizi, kendimiz ortaya koyarak yapabileceğiz sadece...
Bize dikte edilen bir oyundan artık vaz geçilerek, açıkça zekamıza saygısızlık ederek güya bizim kuruyormuş gibi görüneceğimiz için gurur duyabileceğimiz, aslında yine onların kurduğu bir oyunda "Başkan" olmak suretiyle değil tabii ki...
Misal: Bill Clinton Türkiye'ye geldiğinde, "Gelecek yüzyıl Türk asrı olacaktır" demişti... Aradan çok geçmeden internet ortamında "Yeni Osmanlıcılık" üzerinden bir grup kurulmuş, sonra "Yeni Osmanlıcılık" güden bir profesör adım adım siyasete çekilerek, bu ülkede Başbakan edilmişti...
"Osmanlı" mirası(!) Ortodoks Rum fesi takmayı "Medeniyet telakkisi" gösteren, Sultanahmet'te püsküllü fesle gezen "İngiliz turist" kılıklı indirgemeci fantezi sahiplerinin gayretiyle, birileri de bu oyundaki yerlerini almış neşeyle bağırıyordu artık...
Hala da "toplayın bavulları, Osmanlıya dönüyoruz" tadında oyunun tadını çıkarmaya çalışanlar var...
Halbuki kahvede tavla oynayanların yanında çay içip onun bunun oyununa karışan ve oyunculara akıl verip oyunu kurtardığını düşünen, onların oyununda onların parasıyla çay içip vakit geçirdiğini unutan yancılar gibi, kurdukları Büyük İsrail(!), Büyük Kürdistan(!), Büyük Ermenistan(!) ve tüm bunların üstünde Büyük Ortadoğu Projesi oyunlarına müdahil olabildiğimiz zevkini; "ölesiye" yaşatıyorlardı sadece...
Neyse, yazımızın maksadı aşmasını, kapsamı büyütmesini istemeyiz...
Evet, dolar bozmak nasıl çözüm olabiliyor ya da olamıyor; az açalım...
Mesele dolar bozdurmak değil, yıllar önce AKP eliyle özelleştirilen Merkez Bankası'nın sistemini değiştirmekten geçiyor...
Yazı dizimizin ilk bölümlerinde "Farkında mısınız; Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası yok artık... Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası A.Ş. var artık. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz?" diye sormuştuk.
AKP'ye iktidar olma aşamasında dikte edilen Merkez Bankası Özerkliği ile, "Türkiye Cumhuriyeti" kelimesindeki "i" aidiyet eki kaldırılarak, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası A.Ş. haline getirilmişti.
Sonuç olarak devlete "ait" Merkez Bankamız, ABD ve İngiliz Merkez Bankalarını da yöneten Rothschild ailesinin yönetimindeki Bankalar Birliği üyesi "Para basma yetkisi olan" özel bir matbaa ya da uluslararası bankacılık hizmetleri(!) yapan özel bir "A.Ş." ortaklığı haline getirilmişti...
Tıpkı, Libya da Kaddafi ortalıktan çekilince, daha Kaddafi hayattayken Libya'yı işgal edenlerin İngiltere eski Başbakanı Blair danışmanlığında bir operasyon yaparak, dünyada kimseye tek kuruş borcu olmayan ve altın karşılığı para basan Libya Merkez Bankası'nı özelleştirerek Bankalar Birliği üyesi yapması gibi...
Dışarıda Libya bölünürken, Libya altınları ABD'ye taşınırken, ilk iş olarak Libya Merkez Bankasının özelleştirilmesi sizce de çok dikkat çekici değil mi?
Paranın izini iyi sürmek gerekiyor...
Tabii ki, memleketimizin yetiştirdiği güzide şahsiyet Prof. Dr. Haydar Baş'a karşı, yıllarca FETÖ ve paralelleri eliyle yapılan alçakça karalamaları da, bu bağlamda değerlendirerek...
Haydar Baş Hocamızı izleyen 4 milyar insan ferah buldu... Model tüm dünyada hızla yayılıyor artık...
Tavsiyem: O'nu izleyin!...
Şu anda mevcut satranç tahtasını sömürücü kapitalistler kurdu. Bu tahtada bize yıllarca piyon taşı muamelesi yapıldı.
Buna karşı çıkanlar bir şekilde önü kesildi, perdelendi, teslim alıp kullandıkları bazılarını hatta egale ettiler...
Artık bu satranç tahtasında onların piyonları olup onların oyununda güya onlarla kavga etme tiyatrosu yerine, kendi oyunumuzu kurmak için kendi çözümlerimizi konuşmanın tam zamanı...
Bunu, bizim değerlerimizi, kendimiz ortaya koyarak yapabileceğiz sadece...
Bize dikte edilen bir oyundan artık vaz geçilerek, açıkça zekamıza saygısızlık ederek güya bizim kuruyormuş gibi görüneceğimiz için gurur duyabileceğimiz, aslında yine onların kurduğu bir oyunda "Başkan" olmak suretiyle değil tabii ki...
Misal: Bill Clinton Türkiye'ye geldiğinde, "Gelecek yüzyıl Türk asrı olacaktır" demişti... Aradan çok geçmeden internet ortamında "Yeni Osmanlıcılık" üzerinden bir grup kurulmuş, sonra "Yeni Osmanlıcılık" güden bir profesör adım adım siyasete çekilerek, bu ülkede Başbakan edilmişti...
"Osmanlı" mirası(!) Ortodoks Rum fesi takmayı "Medeniyet telakkisi" gösteren, Sultanahmet'te püsküllü fesle gezen "İngiliz turist" kılıklı indirgemeci fantezi sahiplerinin gayretiyle, birileri de bu oyundaki yerlerini almış neşeyle bağırıyordu artık...
Hala da "toplayın bavulları, Osmanlıya dönüyoruz" tadında oyunun tadını çıkarmaya çalışanlar var...
Halbuki kahvede tavla oynayanların yanında çay içip onun bunun oyununa karışan ve oyunculara akıl verip oyunu kurtardığını düşünen, onların oyununda onların parasıyla çay içip vakit geçirdiğini unutan yancılar gibi, kurdukları Büyük İsrail(!), Büyük Kürdistan(!), Büyük Ermenistan(!) ve tüm bunların üstünde Büyük Ortadoğu Projesi oyunlarına müdahil olabildiğimiz zevkini; "ölesiye" yaşatıyorlardı sadece...
Neyse, yazımızın maksadı aşmasını, kapsamı büyütmesini istemeyiz...
Evet, dolar bozmak nasıl çözüm olabiliyor ya da olamıyor; az açalım...
Mesele dolar bozdurmak değil, yıllar önce AKP eliyle özelleştirilen Merkez Bankası'nın sistemini değiştirmekten geçiyor...
Yazı dizimizin ilk bölümlerinde "Farkında mısınız; Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası yok artık... Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası A.Ş. var artık. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz?" diye sormuştuk.
AKP'ye iktidar olma aşamasında dikte edilen Merkez Bankası Özerkliği ile, "Türkiye Cumhuriyeti" kelimesindeki "i" aidiyet eki kaldırılarak, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası A.Ş. haline getirilmişti.
Sonuç olarak devlete "ait" Merkez Bankamız, ABD ve İngiliz Merkez Bankalarını da yöneten Rothschild ailesinin yönetimindeki Bankalar Birliği üyesi "Para basma yetkisi olan" özel bir matbaa ya da uluslararası bankacılık hizmetleri(!) yapan özel bir "A.Ş." ortaklığı haline getirilmişti...
Tıpkı, Libya da Kaddafi ortalıktan çekilince, daha Kaddafi hayattayken Libya'yı işgal edenlerin İngiltere eski Başbakanı Blair danışmanlığında bir operasyon yaparak, dünyada kimseye tek kuruş borcu olmayan ve altın karşılığı para basan Libya Merkez Bankası'nı özelleştirerek Bankalar Birliği üyesi yapması gibi...
Dışarıda Libya bölünürken, Libya altınları ABD'ye taşınırken, ilk iş olarak Libya Merkez Bankasının özelleştirilmesi sizce de çok dikkat çekici değil mi?
Paranın izini iyi sürmek gerekiyor...
Tabii ki, memleketimizin yetiştirdiği güzide şahsiyet Prof. Dr. Haydar Baş'a karşı, yıllarca FETÖ ve paralelleri eliyle yapılan alçakça karalamaları da, bu bağlamda değerlendirerek...
Haydar Baş Hocamızı izleyen 4 milyar insan ferah buldu... Model tüm dünyada hızla yayılıyor artık...
Tavsiyem: O'nu izleyin!...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yaşar Teber / diğer yazıları
- Atatürk düşmanlığı ve tarihi gerçekler / 06.08.2017
- Heba olan zenginliklerimiz / 02.08.2017
- Asgari ücretin ne kadarı işçiye kalıyor? / 24.07.2017
- Cehalet yayma bilimi: Agnatoloji - 2 / 21.07.2017
- Cehalet yayma bilimi: Agnatoloji-1 / 20.07.2017
- Fasulye dayağı mı adaletin iflası mı? / 20.06.2017
- Çözüm nerede? / 17.06.2017
- Gün Milli Ekonomi Modeli'nin günü / 16.06.2017
- Artık gerçeği görmenin günüdür / 23.04.2017
- Medrese-tekke ikileminde cehalete övgü düzenler-2 / 16.04.2017
- Heba olan zenginliklerimiz / 02.08.2017
- Asgari ücretin ne kadarı işçiye kalıyor? / 24.07.2017
- Cehalet yayma bilimi: Agnatoloji - 2 / 21.07.2017
- Cehalet yayma bilimi: Agnatoloji-1 / 20.07.2017
- Fasulye dayağı mı adaletin iflası mı? / 20.06.2017
- Çözüm nerede? / 17.06.2017
- Gün Milli Ekonomi Modeli'nin günü / 16.06.2017
- Artık gerçeği görmenin günüdür / 23.04.2017
- Medrese-tekke ikileminde cehalete övgü düzenler-2 / 16.04.2017