Liberal ekonominin bir "din" gibi kutsandığı şu günlerde, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ bir 'putu' yerle bir ediyor.
Prof. Dr. Baş Türkiye genelinde verdiği konferanslarla önce liberal ekonominin 'ne menem' bir şey olduğunu ortaya koyuyor ve de ardından temelini attığı, şekillendirdiği 'milli ekonomi modelini' anlatıyor.
Baş kurguladığı milli kalkınma projesi ile, ülkemizin gerçekten de tükendiği bir noktada, askerî ve siyasî işgalin başlangıç noktası olan 'ekonomik ablukayı' tuzla buz ediyor.
Bildiğimiz, doğru diye anlatılan adeta bir İnanç rüknû gibi ortaya atılmış ekonomik kavramların, gerçekte başımızı döndürmek üzere senarize edilmiş birer 'yalan balonları' olduğunu tek tek izah ediyor.
Bugün size Prof. Dr. Baş'ın söndürdüğü ünlü pembe yalanlardan bir demet yaptık. Önce kandırmacasını aktardık 'Milli Ekonomik Model'de karşılığını bulan doğruları....
İşte yalanlar ve işte doğrular:
Yalan: Emisyonu genişletirsek enflasyon artar.
Doğru: Basılan para piyasada var olan emek ve üretimin karşılığı ise enflasyon artmaz.
Yalan: Enflasyonun artmasını istemiyorsak, para basmak yerine dışarıdan borç almalıyız.
Doğru: Parayı dışardan da alsanız, içerden Merkez Bankası'nı çalıştarak da elde etseniz neticede aynı piyasaya giriyor. Dolayısıyla yabancılardan bol faizli borç alınca enflasyonun artmayıp, kendi matbaanızdan sağlayınca enflasyonun azması anlaşılır bir şey değildir. Bu Türkiye'yi borç batağına saplamanın ve çökertmenin diğer adıdır. Devlet senyoraj hakkını kullanarak piyasada dolaşan mal ve emeğin karşılığı olarak her yıl % 30 oranında para basmalıdır.
Yalan: Türkiye 1980'lerden itibaren dışarıya açıldı.
Doğru: Türkiye dışarıya pazar edildi. Oysa dünyanın Türkiye'ye pazar kılınması gerekiyordu.
Yalan: Kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsızdır.
Doğru: Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlıdır.
Yalan: Sınırlı olan kaynakların paylaşımı için, insan nüfusunun belli bir oranında tutulması dolayısıyla doğum kontrolü gerekmektedir.
Doğru: Dünya üzerinde bilinen ve bilinmeyen sınırsızlıkta kaynaklar vardır. İnsan ihtiyaçları ise karşamık olmayan bir sınırlılıktadır. Bu nedenle insan neslinin gelişmesini ve çoğalmasını engellemek hem insan fıtratına hem de tabî şartlara aykırıdır.
Yalan: Para mübadele ve tasarrufta kullanılan bir araçtır.
Doğru: Para, mal ve emeğin karşılığı olarak piyasada dolaşır. Dolayısıyla para, mal ve emeğin piyasaya katılımını tahrik eden bir unsurdur.
Yalan: En iyi işleyen ekonomilerde bile her 20-25 yılda yaşanacak bir ekonomik durgunluk (resesyon) ve işsizlik kaçınılmazdır.
Doğru: Kapitalizm ve liberalizmde faize dayalı kazanım asıl gaye olduğu için durgunluk ve işsizlik kaçınılmazdır. Para faiz yoluyla belli ellerde tekelleşmezse, sürekli büyüme ve tam işsizlik pekala mümkündür.
Yalan: Türkiye'de talep enflasyonu vardır.
Doğru: Türkiye'de maliyet enflasyonu vardır.
Yalan: Türkiye'de enflasyon düşüyor.
Doğru: Türkiye'de düşen enflasoyn değildir. "İndirilmiş" rakamlar bilakis deflasyon ve stagflasyonun habercisidir.
Yalan: Talep arzdan fazladır. Üretimi artırmalıyız.
Doğru: Arz talepten fazladır. Öncelikle talep artırılmalıdır ki bu yolla önce tüketimi, ardından üretimi artırmak mümkün olsun.
Yalan: Her arz, kendi talebini oluşturur.
Doğru: Öncelik arzda değil taleptedir. Talebin arzı oluşturabilmesi için "devletin düzenleyici gücü" devreye girmelidir.
Yalan: Serbest piyasa koşullarda arz, talebe eşittir.
Doğru: Talep arzdan eksiktir. Onun için vitrinler dolu, ancak onu satın alacak cüzdanlar boştur.
Yalan: Vergi, devletin bütçe açıklarını kapatmak için kullandığı bir araçtır.
Doğru: Devlet vatandaşına götürdüğü "hizmet bedeli" olarak vergi alacaktır.
Yalan: Devlet alan eldir.
Doğru: Devlet alan el değil, veren eldir.
Yalan: Devlet küçültülmelidir.
Doğru: Devlet ekonomik hayatın içinde yer alacak ve yeni teknoloji alanları oluşturarak, ürün geliştirerek ve de pazar bularak özel sektöre öncülük edecektir.
Yalan: Dünyada devlet küçültülmüştür.
Doğru: En liberal ülkelerde örneğin Almanya'da kamusal sektörün toplam değer içindeki oranı, % 50'nin üzerindedir. Bu oran Türkiye'de % 21'lere kadar gerilemiştir.
Yalan: Sanayi kuruluşları, üretim yapar.
Doğru: Türkiye'de faiz hedef haline geldiği için bugün sanayi yapan kuruluşlarda rant, toplam gelirin % 85'ini oluşturmaktadır.
Prof. Dr. Baş Türkiye genelinde verdiği konferanslarla önce liberal ekonominin 'ne menem' bir şey olduğunu ortaya koyuyor ve de ardından temelini attığı, şekillendirdiği 'milli ekonomi modelini' anlatıyor.
Baş kurguladığı milli kalkınma projesi ile, ülkemizin gerçekten de tükendiği bir noktada, askerî ve siyasî işgalin başlangıç noktası olan 'ekonomik ablukayı' tuzla buz ediyor.
Bildiğimiz, doğru diye anlatılan adeta bir İnanç rüknû gibi ortaya atılmış ekonomik kavramların, gerçekte başımızı döndürmek üzere senarize edilmiş birer 'yalan balonları' olduğunu tek tek izah ediyor.
Bugün size Prof. Dr. Baş'ın söndürdüğü ünlü pembe yalanlardan bir demet yaptık. Önce kandırmacasını aktardık 'Milli Ekonomik Model'de karşılığını bulan doğruları....
İşte yalanlar ve işte doğrular:
Yalan: Emisyonu genişletirsek enflasyon artar.
Doğru: Basılan para piyasada var olan emek ve üretimin karşılığı ise enflasyon artmaz.
Yalan: Enflasyonun artmasını istemiyorsak, para basmak yerine dışarıdan borç almalıyız.
Doğru: Parayı dışardan da alsanız, içerden Merkez Bankası'nı çalıştarak da elde etseniz neticede aynı piyasaya giriyor. Dolayısıyla yabancılardan bol faizli borç alınca enflasyonun artmayıp, kendi matbaanızdan sağlayınca enflasyonun azması anlaşılır bir şey değildir. Bu Türkiye'yi borç batağına saplamanın ve çökertmenin diğer adıdır. Devlet senyoraj hakkını kullanarak piyasada dolaşan mal ve emeğin karşılığı olarak her yıl % 30 oranında para basmalıdır.
Yalan: Türkiye 1980'lerden itibaren dışarıya açıldı.
Doğru: Türkiye dışarıya pazar edildi. Oysa dünyanın Türkiye'ye pazar kılınması gerekiyordu.
Yalan: Kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsızdır.
Doğru: Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlıdır.
Yalan: Sınırlı olan kaynakların paylaşımı için, insan nüfusunun belli bir oranında tutulması dolayısıyla doğum kontrolü gerekmektedir.
Doğru: Dünya üzerinde bilinen ve bilinmeyen sınırsızlıkta kaynaklar vardır. İnsan ihtiyaçları ise karşamık olmayan bir sınırlılıktadır. Bu nedenle insan neslinin gelişmesini ve çoğalmasını engellemek hem insan fıtratına hem de tabî şartlara aykırıdır.
Yalan: Para mübadele ve tasarrufta kullanılan bir araçtır.
Doğru: Para, mal ve emeğin karşılığı olarak piyasada dolaşır. Dolayısıyla para, mal ve emeğin piyasaya katılımını tahrik eden bir unsurdur.
Yalan: En iyi işleyen ekonomilerde bile her 20-25 yılda yaşanacak bir ekonomik durgunluk (resesyon) ve işsizlik kaçınılmazdır.
Doğru: Kapitalizm ve liberalizmde faize dayalı kazanım asıl gaye olduğu için durgunluk ve işsizlik kaçınılmazdır. Para faiz yoluyla belli ellerde tekelleşmezse, sürekli büyüme ve tam işsizlik pekala mümkündür.
Yalan: Türkiye'de talep enflasyonu vardır.
Doğru: Türkiye'de maliyet enflasyonu vardır.
Yalan: Türkiye'de enflasyon düşüyor.
Doğru: Türkiye'de düşen enflasoyn değildir. "İndirilmiş" rakamlar bilakis deflasyon ve stagflasyonun habercisidir.
Yalan: Talep arzdan fazladır. Üretimi artırmalıyız.
Doğru: Arz talepten fazladır. Öncelikle talep artırılmalıdır ki bu yolla önce tüketimi, ardından üretimi artırmak mümkün olsun.
Yalan: Her arz, kendi talebini oluşturur.
Doğru: Öncelik arzda değil taleptedir. Talebin arzı oluşturabilmesi için "devletin düzenleyici gücü" devreye girmelidir.
Yalan: Serbest piyasa koşullarda arz, talebe eşittir.
Doğru: Talep arzdan eksiktir. Onun için vitrinler dolu, ancak onu satın alacak cüzdanlar boştur.
Yalan: Vergi, devletin bütçe açıklarını kapatmak için kullandığı bir araçtır.
Doğru: Devlet vatandaşına götürdüğü "hizmet bedeli" olarak vergi alacaktır.
Yalan: Devlet alan eldir.
Doğru: Devlet alan el değil, veren eldir.
Yalan: Devlet küçültülmelidir.
Doğru: Devlet ekonomik hayatın içinde yer alacak ve yeni teknoloji alanları oluşturarak, ürün geliştirerek ve de pazar bularak özel sektöre öncülük edecektir.
Yalan: Dünyada devlet küçültülmüştür.
Doğru: En liberal ülkelerde örneğin Almanya'da kamusal sektörün toplam değer içindeki oranı, % 50'nin üzerindedir. Bu oran Türkiye'de % 21'lere kadar gerilemiştir.
Yalan: Sanayi kuruluşları, üretim yapar.
Doğru: Türkiye'de faiz hedef haline geldiği için bugün sanayi yapan kuruluşlarda rant, toplam gelirin % 85'ini oluşturmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Erimhan / diğer yazıları
- Sahili olmayan umman / 14.04.2022
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 09.06.2021
- Ümit Özdağ, Hüseyin Baş… Uzaklarda Arama / 06.06.2021
- Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener / 17.05.2021
- Ermeni Meselesi ve Gerçekler / 25.04.2021
- Osmanlı İslamı / 18.04.2021
- Sensizlik, benim şiirim / 11.04.2021
- Fikirlerin halledemediği davaları kan halleder / 04.04.2021
- Dünya bir leştir, taliplileri köpektir! / 28.03.2021
- Rüzgâr eken fırtına biçer / 23.03.2021