Dünya’nın en çok TV izlenen ülkelerinden biri olan Türkiye’de ekranların tartışmasız galibi diziler.
Hemen her kanalda 4–5 dizi ekrana geliyor.
İnsanlar artık haftalık ders programı yapar gibi dizi izleme programı yapıyor. Hangi gün, hangi kanalda, hangi dizinin izleneceği özenle belirleniyor
Milyonlarca izleyiciyi ekrana kilitleyen bu diziler ise ne yazık ki kelimenin tam anlamıyla ahlaksızlık saçıyor.
Aile içi çarpık ilişkileri sıradan olaylarmış gibi gösteren bu diziler büyük bir ahlaki tahribata neden oluyor.
Aynı erkekle düşüp kalkan kız kardeşler, kardeşinin karısına göz koyan adamlar, yengesiyle takılan yeğenler ve daha neler neler...
Reyting rekorları kıran bu dizilere Müslüman Türk milletine ait hiç bir unsur ise kullanılmıyor. Ekranları işgal eden onca dizi de İslam’ın güzelliğini anlatan bir sahne görmek neredeyse imkânsız.
Çocukların gelişimine olumsuz etkileri de üzerinde durulması, ayrıntılı bir şekilde irdelenmesi gereken başka bir nokta. Bu dizilerde bol bol kilise ve papaz görmek ise (üstelik de izleyiciye sempatik gelecek rollerde) sıradan bir durum.
Bu duruma yazımızın başlığında da kullandığımız “dizi dizi ahlaksızlık” demek herhalde yanlış olmayacaktır.
Üstelik bu yayınlar başlamadan önce ekrana RTÜK kuralları gereği “genel izleyici kitlesi” ibaresi getiriliyor.
RTÜK’e pes doğrusu demekten başka elimizden bir şey gelmiyor; bu ahlaksız yayınlar için nasıl olur da genel izleyici kitlesini hedef alır.
Bakın bu diziler boşanma oranlarını bile yükseltti.
Diyarbakır’da düzenlenen Boşanma Çalıştayı’nın sonuç raporuna göre dizi ve programlar aile birliğini bozuyor, boşanma oranlarını artırıyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Aytekin Sır, “Medyada ne yazık ki aile yapısını olumsuz etkileyebilecek dizi ve bir takım izdivaç programları, insanları boşanmaya götürecek insanların kafasını bulandıracak dizi ve programlar yaygın. Bunların bir kurul tarafından incelenmesi ve ondan sonra yayına konulması faydalı olabilir, gerekirse bu dizilerin kaldırılması konusunda işlem yapılması faydalı olabilir” diyor.
Açıklamaya katılmamak mümkün değil, sorumluluk ise hükümetin elinde.
Her fırsatta dindar gençlik yetiştirmekten bahseden, bu tartışmalar üzerinden prim yapan Başbakan Erdoğan’a sormak gerekiyor. Dindar gençliği bu yayın politikasıyla mı yetiştireceksiniz?
Bu dizilerle, programlarla dindar gençlik değil, dinden bi haber gençlik yetişir.
Tabi dindarlıktan kastınız İslam değil de başka bir din ise ona diyecek bir sözümüz yok!
Hemen her kanalda 4–5 dizi ekrana geliyor.
İnsanlar artık haftalık ders programı yapar gibi dizi izleme programı yapıyor. Hangi gün, hangi kanalda, hangi dizinin izleneceği özenle belirleniyor
Milyonlarca izleyiciyi ekrana kilitleyen bu diziler ise ne yazık ki kelimenin tam anlamıyla ahlaksızlık saçıyor.
Aile içi çarpık ilişkileri sıradan olaylarmış gibi gösteren bu diziler büyük bir ahlaki tahribata neden oluyor.
Aynı erkekle düşüp kalkan kız kardeşler, kardeşinin karısına göz koyan adamlar, yengesiyle takılan yeğenler ve daha neler neler...
Reyting rekorları kıran bu dizilere Müslüman Türk milletine ait hiç bir unsur ise kullanılmıyor. Ekranları işgal eden onca dizi de İslam’ın güzelliğini anlatan bir sahne görmek neredeyse imkânsız.
Çocukların gelişimine olumsuz etkileri de üzerinde durulması, ayrıntılı bir şekilde irdelenmesi gereken başka bir nokta. Bu dizilerde bol bol kilise ve papaz görmek ise (üstelik de izleyiciye sempatik gelecek rollerde) sıradan bir durum.
Bu duruma yazımızın başlığında da kullandığımız “dizi dizi ahlaksızlık” demek herhalde yanlış olmayacaktır.
Üstelik bu yayınlar başlamadan önce ekrana RTÜK kuralları gereği “genel izleyici kitlesi” ibaresi getiriliyor.
RTÜK’e pes doğrusu demekten başka elimizden bir şey gelmiyor; bu ahlaksız yayınlar için nasıl olur da genel izleyici kitlesini hedef alır.
Bakın bu diziler boşanma oranlarını bile yükseltti.
Diyarbakır’da düzenlenen Boşanma Çalıştayı’nın sonuç raporuna göre dizi ve programlar aile birliğini bozuyor, boşanma oranlarını artırıyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Aytekin Sır, “Medyada ne yazık ki aile yapısını olumsuz etkileyebilecek dizi ve bir takım izdivaç programları, insanları boşanmaya götürecek insanların kafasını bulandıracak dizi ve programlar yaygın. Bunların bir kurul tarafından incelenmesi ve ondan sonra yayına konulması faydalı olabilir, gerekirse bu dizilerin kaldırılması konusunda işlem yapılması faydalı olabilir” diyor.
Açıklamaya katılmamak mümkün değil, sorumluluk ise hükümetin elinde.
Her fırsatta dindar gençlik yetiştirmekten bahseden, bu tartışmalar üzerinden prim yapan Başbakan Erdoğan’a sormak gerekiyor. Dindar gençliği bu yayın politikasıyla mı yetiştireceksiniz?
Bu dizilerle, programlarla dindar gençlik değil, dinden bi haber gençlik yetişir.
Tabi dindarlıktan kastınız İslam değil de başka bir din ise ona diyecek bir sözümüz yok!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024