Doksanlı yılların sonuna doğru bugün paralel yapı diye adlandırılan cemaatin, uluslararası bağlantılı bir yapılanma, dinlerarası diyaloğu merkezine alan bir proje, bir hareket olduğunu ilk kez Prof. Dr. Haydar Baş söylemişti.
Sayın Erdoğan'la da, parti kurma aşamasında kendine yönelttiği beraber olalım çağrısına, "dinlerarası diyalog yaparsanız, sizinle asla olmam" cevabını verdiğini TV ekranlarında açıklamıştı ve onlarla olmamıştı.
Amerikan Kiliseler Birliği, Yahudi Lobileri bağlantılı ve Vatikan eksenli Gülen hareketinin aldığı rüzgâr, AKP'nin de yelkenlerini şişirmiş; hükümet de bu yapıyı "ne istediler de vermedik ki" çapında sırtlanmıştı.
Hatta Batı Çalışma Grubunun bu hareketin desteklenmesi gerektiğini deklare ettiği bilgiler arasındaydı.
Şimdi AKP Hükümeti her tarafta paralel yapı avına çıktı, gözaltılar, tasfiyeler sürerken, bu hareketin en temel misyonu olan "Papalık konseyi misyonunun bir parçası olmak (F. Gülen, Papa'ya Mektup)" noktasında, hükümet tam tersini mi yapıyor acaba?
Taze bilgiler verelim:
1. Ramazan ayında; Siyonizme karşı mitingler yapan, İsrail'i telin sloganları atan, Arafat'ta nutuklar atan, süvari paraları ile çuvallar dolusu markı, siyasi hareketine kaynak yapan Erbakan'ın Milli Görüş Teşkilatı (bugün AKP'nin en önemli destekçisi), İsrail Başkonsolosu ve heyetine Manheim Fatih Camisinde iftar sofrası hazırladı. İftar duası da cabası... İsrail ile dostluk mesajları... Tam da hükümetin İsrail ile anlaşma yapmasının öncesindeki hafta... Bize garip gelmiyor. Çünkü bunların ne cürümler işlediğini Prof. Dr. Haydar Baş'tan öğrenmiştik.
2. Hükümete bağlı Diyanet'in Manheim Yavuz Selim Camisinde, Ramazan'da camideki mihrabın önünde papazlarla pozlar veren imamlar, doludizgin diyalog mesajları okudular.
Anlayacağınız paralel yapıya operasyon bütün hızıyla sürdürülürken; onun misyonuna Milli Görüş ayağında ve Diyanet ayağında tam gaz destek var! Türkiye'deki hükümet eliyle sürdürülen, üst düzey Yahudi heyetleri ile ülkemiz ve ABD'deki görüşmeler ve "terörist İsrail devleti" ile yapılan anlaşmalar, gayrimüslim din adamları ile sürdürülen diyaloglar, Sultanahmet'teki ortak dua ve ibadet seansları zaten kamunun malumu.
Hatırlatalım, dinlerarası diyalog çalışmaları Hz. Muhammed'siz (AS) bir din anlayışı getiriyor, O'nu devre dışı bırakmak istiyor.
Avrupa'daki tüm cemaat, grup ve yapıları STK'lar bu projeye istisnasız monte oldular... Sadece Prof. Dr. Haydar Baş'ı rehber edinenler, bu fitnenin dışındadır. Allah kendilerinden razı olsun.
Said-i Nursi-F. Gülen çizgisindeki paralel cemaat ile Erbakan-Erdoğan çizgisindeki AKP siyaseti bu projede ortaktırlar ve doludizgin bu proje hükümet eliyle hâlâ sürdürülmektedir.
Biline ve görüle?
Sayın Erdoğan'la da, parti kurma aşamasında kendine yönelttiği beraber olalım çağrısına, "dinlerarası diyalog yaparsanız, sizinle asla olmam" cevabını verdiğini TV ekranlarında açıklamıştı ve onlarla olmamıştı.
Amerikan Kiliseler Birliği, Yahudi Lobileri bağlantılı ve Vatikan eksenli Gülen hareketinin aldığı rüzgâr, AKP'nin de yelkenlerini şişirmiş; hükümet de bu yapıyı "ne istediler de vermedik ki" çapında sırtlanmıştı.
Hatta Batı Çalışma Grubunun bu hareketin desteklenmesi gerektiğini deklare ettiği bilgiler arasındaydı.
Şimdi AKP Hükümeti her tarafta paralel yapı avına çıktı, gözaltılar, tasfiyeler sürerken, bu hareketin en temel misyonu olan "Papalık konseyi misyonunun bir parçası olmak (F. Gülen, Papa'ya Mektup)" noktasında, hükümet tam tersini mi yapıyor acaba?
Taze bilgiler verelim:
1. Ramazan ayında; Siyonizme karşı mitingler yapan, İsrail'i telin sloganları atan, Arafat'ta nutuklar atan, süvari paraları ile çuvallar dolusu markı, siyasi hareketine kaynak yapan Erbakan'ın Milli Görüş Teşkilatı (bugün AKP'nin en önemli destekçisi), İsrail Başkonsolosu ve heyetine Manheim Fatih Camisinde iftar sofrası hazırladı. İftar duası da cabası... İsrail ile dostluk mesajları... Tam da hükümetin İsrail ile anlaşma yapmasının öncesindeki hafta... Bize garip gelmiyor. Çünkü bunların ne cürümler işlediğini Prof. Dr. Haydar Baş'tan öğrenmiştik.
2. Hükümete bağlı Diyanet'in Manheim Yavuz Selim Camisinde, Ramazan'da camideki mihrabın önünde papazlarla pozlar veren imamlar, doludizgin diyalog mesajları okudular.
Anlayacağınız paralel yapıya operasyon bütün hızıyla sürdürülürken; onun misyonuna Milli Görüş ayağında ve Diyanet ayağında tam gaz destek var! Türkiye'deki hükümet eliyle sürdürülen, üst düzey Yahudi heyetleri ile ülkemiz ve ABD'deki görüşmeler ve "terörist İsrail devleti" ile yapılan anlaşmalar, gayrimüslim din adamları ile sürdürülen diyaloglar, Sultanahmet'teki ortak dua ve ibadet seansları zaten kamunun malumu.
Hatırlatalım, dinlerarası diyalog çalışmaları Hz. Muhammed'siz (AS) bir din anlayışı getiriyor, O'nu devre dışı bırakmak istiyor.
Avrupa'daki tüm cemaat, grup ve yapıları STK'lar bu projeye istisnasız monte oldular... Sadece Prof. Dr. Haydar Baş'ı rehber edinenler, bu fitnenin dışındadır. Allah kendilerinden razı olsun.
Said-i Nursi-F. Gülen çizgisindeki paralel cemaat ile Erbakan-Erdoğan çizgisindeki AKP siyaseti bu projede ortaktırlar ve doludizgin bu proje hükümet eliyle hâlâ sürdürülmektedir.
Biline ve görüle?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019