"Onlara şunun haberini oku ey Peygamber?" diye başlayan ve iki ayette anlatılan adam elbette boşa anlatılmamıştır, -haşa- Allah abesle iştigalden münezzehtir.Onlara şu âlim geçinen ve maddeye saplanıp kalan adamın haberini oku ki, kıyamete kadar bu ayetleri okuyan Müslümanlar yaşadıkları çağın Bel'amlarını tanısınlar da onlardan uzak dursunlar ve şerlerinden, ifsatlarından emin olsunlar.Kerim Kitabımızda anlatılan bu Bel'am tipine uygun ne kadar da çok adam var günümüzde, acaba bu tipler her devirde mi böyle mebzul miktarda idiler?Olayları ters yüz etmekte, zulmü alkışlamakta, zalimlerin yüzlerini yıkamada insan bu kadar mı başarılı olur, san ki adam sırf bunun için yaratılmış!..Adam bir tiyatro sahnesini, hatta sahneden bir cümleyi alıyor ve ciddi ciddi iki kelimelik bu cümle İstiklal savaşından daha büyük bir hadisedir diyebiliyor.İslam coğrafyasını kan gölüne çevirmiş bulunan Büyük Ortadoğu Projesi için "Türkiye için hayırlı bir projedir" diyebiliyor.Adamlar yaşadıkları çağın Bel'am'ı olabilmek için, o şablona girebilmek için adeta çırpınıp duruyorlar, konuştukça konuşuyorlar."Onlara, kendisine âyetlerimiz hakkında ilim nasib ettiğimiz kimsenin de kıssasını anlat: Evet, o adam bu ilme rağmen o âyetlerin çerçevesinden sıyrıldı, şeytan da onu peşine taktı, derken azgınlardan biri olup çıktı. Eğer dileseydik, onu o âyetler sayesinde yüksek bir mevkiye çıkarırdık, lâkin o, dünyaya saplandı ve hevasının esiri oldu. Onun hali tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi haline bıraksan da yine dilini salar solur! İşte bu, tıpkı âyetlerimizi yalan sayan kimselerin misalidir. Sen olayı onlara anlat, olur ki düşünüp kendilerine çekidüzen verirler." (A'raf: 175-176)A'raf suresinin bu iki ayeti ile ilgili olarak Elmalılı Hamdi Yazır tefsirinde şu açıklamaya rastlıyoruz:"? Kıssadan maksat her hangi bir şahsın tarifi değil, onun halini dile getirmek ve karakterini söz konusu etmektir. Madem ki, o heva ve hevesine uydu, dinden sıyrılıp çıktı ve insanlık bakımından alçaldı, işte artık onun temsili bir köpek temsili gibidir, sen onu sevketsende kehler, bıraksan da kehler, yani onu yorsan da dilini çıkarıp solur, kendi haline bıraksan da dilini çıkarıp solur, hiçbir zaman ıstıraptan, acıdan kurtulamaz. Köpeğin en aşağılık hali de başka hiçbir hayvanda bulunmayan bu soluyuştur. İşte o kimsenin halindeki düşüş, köpeğin mesel olmuş olan bu aşağılık hali gibidir. Yani alçalmanın en son kertesidir?"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025