BTP Lideri Prof. Dr. Baş, terör meselesinin halledilmesi için yapılması gerekenleri aktardı. BTP Lideri, "Devletin siyasi iradesine düşen vazife o kardeşlerimizin karnını doyurmak, sırtını giydirmektir" dedi
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, son günlerde yeniden alevlenen Güneydoğu ve Doğu Anadoludaki bölücülük faaliyetlerinin tarihsel analizini yaptı.Dış güçlerin bölgedeki faaliyetlerine dikkat çeken Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: "Mavi gözlü, sarışın, uzun boylu adamlar. Bunlar kim yahu? Bir böyle, iki böyle, üç böyle.. Bizim de tanıdığımız siyasi kişiler var: Biz böyle acayip insanlar görüyoruz ve bunlar gidiyorlar en mukaddes yerlerimizde oturup kalkıyorlar. Kim olduklarını bilmiyoruz. Birileri çıkıp, 'Sen sus canım, öyle şey mi olur? Bunlar Müslüman olmuşlar' diyor. Öyle mi? Kusura bakma. Sonunda zaman içinde kalbimizin endişe ettiği o insanların ülkenin insanını birbirine çarpıştırmak için gelen ajanlar olduğunu öğrendik. Bunun istihbarat tarafından bilinmesine rağmen hepsi elini kolunu sallayarak o bölgede çalıştımaya imkan buldular. Ne oldu sonra? 1984 yılının sonlarından itibaren bir de baktık ki Güneydoğuda bir fırtına koptu."
Kimliğimizi kaybettik
Geçmişte Hicaz bölgesini Osmanlı'dan koparan oyunların aynısının şimdi de Güneydoğuda oynandığına işaret eden Prof. Dr. Baş, yıllar önce başlayan ajanlık faaliyetlerinin hedefinin 'hem milli, hem de dini bütünlüğümüzü parçalamak' olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Baş, bu çerçevede şu örneği verdi: "Kolluk kuvvetleri anarşinin önüne geçemez. Çok yanlış bir mantık var. Eğitim, öğretim, bunlar anarşinin önüne geçer. İnsanı yetiştireceksin. Kanunları yapan da insandır, uygulayan da. O kanunları yapan insanlar uygulama ahlakından mahrumsa, dünyanın en güçlü nizamını getir hiç bir netice alamassınız. Bugün bizim yetiştirme tarzımız o bakımdan maalesef iflas etmiş vaziyettedir. Bir kimliğimiz kalmamıştır. Soruyorum hangi Türk büyüğünün karakterini edinmek için gayret ediyorsunuz? Hangi Müslüman Türk kimliği gibi olmaya çalışıyorsunuz? Soruyorum var mı örnek aldığınız bir insan? Var mı arkadaşlar? Böyle millet olur mu?"
Terör sorunu nasıl çözülür?
BTP lideri bu açıklamalarının ardından sözü teröre ve terörün çözümüne getirdi. "Devletin en önemli görevlerinden biri de vatandaşının geçimini garanti altına almaktır" diyen Prof. Dr. Baş, siyasilerin yaptıkları yanlışlıklara da dikkat çekerek, şunları söyledi: "Sen oraya işi getirmezsin, sanayiyi taşımazsın, hayvancılığı ve madenciliği terk edersin, insanları işsiz halde bırakırsın. Ne karısının işi vardır, ne kocasının işi vardır, ne oğlunun işi vardır, ne gelininin işi vardır, hiç birinin işi ve eğitimi yok. Senin gayen onu dağa çıkartmak mıdır? Bu siyasetin cinayetidir, devletin değil. Var mısınız hesap sormaya?"
Siyaset halka hizmet etmeli
Milli Ekonomi Modeli'ndeki sosyal devlet projeleriyle devlet millet kaynaşmasını sağlayacaklarını söyleyen Prof. Dr. Hayar Baş, şöyle konuştu; "Geldik dedik ki ülkenin düzelmesi için bu insanları hiç birşeye muhtaç etmemeniz lazım. Devletin siyasi iradesine düşen vazife o kardeşlerimizin karnını doyurmak, sırtını giydirmektir. Milletvekili seçilerek, millete caka satan adama ihtiyacımız yok. Millete posta koyan adama ihtiyacımız yok. Hizmetçiye ihtiyacımız var."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, son günlerde yeniden alevlenen Güneydoğu ve Doğu Anadoludaki bölücülük faaliyetlerinin tarihsel analizini yaptı.Dış güçlerin bölgedeki faaliyetlerine dikkat çeken Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: "Mavi gözlü, sarışın, uzun boylu adamlar. Bunlar kim yahu? Bir böyle, iki böyle, üç böyle.. Bizim de tanıdığımız siyasi kişiler var: Biz böyle acayip insanlar görüyoruz ve bunlar gidiyorlar en mukaddes yerlerimizde oturup kalkıyorlar. Kim olduklarını bilmiyoruz. Birileri çıkıp, 'Sen sus canım, öyle şey mi olur? Bunlar Müslüman olmuşlar' diyor. Öyle mi? Kusura bakma. Sonunda zaman içinde kalbimizin endişe ettiği o insanların ülkenin insanını birbirine çarpıştırmak için gelen ajanlar olduğunu öğrendik. Bunun istihbarat tarafından bilinmesine rağmen hepsi elini kolunu sallayarak o bölgede çalıştımaya imkan buldular. Ne oldu sonra? 1984 yılının sonlarından itibaren bir de baktık ki Güneydoğuda bir fırtına koptu."
Kimliğimizi kaybettik
Geçmişte Hicaz bölgesini Osmanlı'dan koparan oyunların aynısının şimdi de Güneydoğuda oynandığına işaret eden Prof. Dr. Baş, yıllar önce başlayan ajanlık faaliyetlerinin hedefinin 'hem milli, hem de dini bütünlüğümüzü parçalamak' olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Baş, bu çerçevede şu örneği verdi: "Kolluk kuvvetleri anarşinin önüne geçemez. Çok yanlış bir mantık var. Eğitim, öğretim, bunlar anarşinin önüne geçer. İnsanı yetiştireceksin. Kanunları yapan da insandır, uygulayan da. O kanunları yapan insanlar uygulama ahlakından mahrumsa, dünyanın en güçlü nizamını getir hiç bir netice alamassınız. Bugün bizim yetiştirme tarzımız o bakımdan maalesef iflas etmiş vaziyettedir. Bir kimliğimiz kalmamıştır. Soruyorum hangi Türk büyüğünün karakterini edinmek için gayret ediyorsunuz? Hangi Müslüman Türk kimliği gibi olmaya çalışıyorsunuz? Soruyorum var mı örnek aldığınız bir insan? Var mı arkadaşlar? Böyle millet olur mu?"
Terör sorunu nasıl çözülür?
BTP lideri bu açıklamalarının ardından sözü teröre ve terörün çözümüne getirdi. "Devletin en önemli görevlerinden biri de vatandaşının geçimini garanti altına almaktır" diyen Prof. Dr. Baş, siyasilerin yaptıkları yanlışlıklara da dikkat çekerek, şunları söyledi: "Sen oraya işi getirmezsin, sanayiyi taşımazsın, hayvancılığı ve madenciliği terk edersin, insanları işsiz halde bırakırsın. Ne karısının işi vardır, ne kocasının işi vardır, ne oğlunun işi vardır, ne gelininin işi vardır, hiç birinin işi ve eğitimi yok. Senin gayen onu dağa çıkartmak mıdır? Bu siyasetin cinayetidir, devletin değil. Var mısınız hesap sormaya?"
Siyaset halka hizmet etmeli
Milli Ekonomi Modeli'ndeki sosyal devlet projeleriyle devlet millet kaynaşmasını sağlayacaklarını söyleyen Prof. Dr. Hayar Baş, şöyle konuştu; "Geldik dedik ki ülkenin düzelmesi için bu insanları hiç birşeye muhtaç etmemeniz lazım. Devletin siyasi iradesine düşen vazife o kardeşlerimizin karnını doyurmak, sırtını giydirmektir. Milletvekili seçilerek, millete caka satan adama ihtiyacımız yok. Millete posta koyan adama ihtiyacımız yok. Hizmetçiye ihtiyacımız var."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.