Devlet, yerli sanayinin yurtdışında rekabet edebilmesi için maliyet ve fiyat avantajlarını sağlayacak şekilde ihracatçısına destek olmalıdır.Milli Devlet için ihracatın anlamı da diğer sistemlerden farklıdır. Dış ticarette hedef, kendi mal ve hizmetine olan talepten yola çıkarak milli paranın geçerli olduğu alanı büyütmektir.
Yine devlet, içeride ve dışarıda gerek Sosyal Devlet projeleri ile, gerekse para politikaları ile üreticisine pazar oluşturacaktır. Bugün Türkiye'mizde problem, üretimde değildir; problem,üretimdeki maliyetleri düşürmekte ve tüketicinin güçlendirilmesini sağlayarak üreticinin malına pazar oluşturmaktadır.Günümüzde bu içiçe iki faktör göz ardı edildiği için, KOBİ'lere verilen destek kredilerinde olduğu gibi; mallar üretilmekte, raflar ve depolar mallarla dolmaktadır. Ama alıcı olmadığıiçin birçok kez üretici batmaktadır. Tüketicinin güçlendirilmediği ortamda devletin destek kredileri, üreticiyi veya KOBİ'yi batırmaktan öte bir iş görmez.Devlet, piyasalarda bizzat alıcı olarak veya kamu harcamaları ile özellikle stratejik sanayii destekleyecek, hatta devletin kendisi bu stratejik sahalarda üretici de olacaktır. Sağlık, barınma, gıda, savunma, eğitim gibi sektörler, devlet eliyle de halka sunulmalıdır.Milli Ekonomi Modeli'nde Milli Devlet, yerli sanayi veya yerli üreticiyi korumak için, anti-damping uygulamalarını ve gümrük ayarlamalarını yapmak durumundadır.Milli Devlet anlayışının bir gereği olarak yeraltı ve yerüstü kaynakları millete aittir. Devletin vazifesi, bu kaynakların bizzat millet tarafından kullanımına açılmasını sağlamaktır.Bu proje ile devletin kaynakları, millete mal olmakta, esas mal sahibi millet olmaktadır. Devlet-millet ortaklığı ve birlikteliğinin önemli bir adımı olan bu projede, meseleyi "milletin olan kaynaklara yine milletin sahip çıkması" olarak ele alırsak; böylece milletin de, devletine bu kaynakların korunmasında sahip çıkacağı ve destek olacağı aşikardır. Bu sayede milletler, global firmalara bedavaya verilen madenlerin satışına kayıtsız ve duyarsız kalmayacak; hiçbir dış gücün bu zenginlikleri elde etmesine müsaade etmeyecektir.SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Metin TULGAR / Nöroteknoloji Merkezi BaşkanıHer cümlesini hayranlıkla okuyorum"Sosyal Devlet/Milli Devlet" kitabının her cümlesini dikkatle ve hayranlıkla okuyorum. Aslen bir sosyal bilimci olan Sayın Prof. Dr. Haydar BAŞ tarafından matematiksel bir düşünce tarzıyla bu değerli kitabın kaleme alınması beni gerçekten şaşırttı. Açlık, işsizlik ve can güvenliğinin gündemde olduğu dünyamızda sadece Türkiye ve Türk milletinin değil, tüm ülkelerin ve ulusların sorunlarına samimiyetle çözüm önerileri sunan "Sosyal Devlet/Milli Devlet" modelinin bir Türk bilim insanınca geliştirilmesi, tarih boyunca barışın, hoşgörünün ve adaletin simgesi olmuş ecdadımızın misyonunun devam ettirilmesi noktasında ayrı bir öneme sahiptir. Bu tezin, Müslüman Türk dünyasının tezi olmasından onur duyuyorum. İnsan hakları, demokrasi ve özgürlük gibi kutsal kavramların bilinçli şekilde çarpıtıldığı günümüzün karmaşık ortamında umutsuzluk değil umut mesajlarıyla insanlığa mutlu gelecek müjdesi veren bu eserin her cümlesi dikkatle ve özümsenerek okunmalı kanaatindeyim.
Yine devlet, içeride ve dışarıda gerek Sosyal Devlet projeleri ile, gerekse para politikaları ile üreticisine pazar oluşturacaktır. Bugün Türkiye'mizde problem, üretimde değildir; problem,üretimdeki maliyetleri düşürmekte ve tüketicinin güçlendirilmesini sağlayarak üreticinin malına pazar oluşturmaktadır.Günümüzde bu içiçe iki faktör göz ardı edildiği için, KOBİ'lere verilen destek kredilerinde olduğu gibi; mallar üretilmekte, raflar ve depolar mallarla dolmaktadır. Ama alıcı olmadığıiçin birçok kez üretici batmaktadır. Tüketicinin güçlendirilmediği ortamda devletin destek kredileri, üreticiyi veya KOBİ'yi batırmaktan öte bir iş görmez.Devlet, piyasalarda bizzat alıcı olarak veya kamu harcamaları ile özellikle stratejik sanayii destekleyecek, hatta devletin kendisi bu stratejik sahalarda üretici de olacaktır. Sağlık, barınma, gıda, savunma, eğitim gibi sektörler, devlet eliyle de halka sunulmalıdır.Milli Ekonomi Modeli'nde Milli Devlet, yerli sanayi veya yerli üreticiyi korumak için, anti-damping uygulamalarını ve gümrük ayarlamalarını yapmak durumundadır.Milli Devlet anlayışının bir gereği olarak yeraltı ve yerüstü kaynakları millete aittir. Devletin vazifesi, bu kaynakların bizzat millet tarafından kullanımına açılmasını sağlamaktır.Bu proje ile devletin kaynakları, millete mal olmakta, esas mal sahibi millet olmaktadır. Devlet-millet ortaklığı ve birlikteliğinin önemli bir adımı olan bu projede, meseleyi "milletin olan kaynaklara yine milletin sahip çıkması" olarak ele alırsak; böylece milletin de, devletine bu kaynakların korunmasında sahip çıkacağı ve destek olacağı aşikardır. Bu sayede milletler, global firmalara bedavaya verilen madenlerin satışına kayıtsız ve duyarsız kalmayacak; hiçbir dış gücün bu zenginlikleri elde etmesine müsaade etmeyecektir.SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
SOSYAL DEVLET - MİLLİ DEVLET İÇİN NE DEDİLERProf. Dr. Metin TULGAR / Nöroteknoloji Merkezi BaşkanıHer cümlesini hayranlıkla okuyorum"Sosyal Devlet/Milli Devlet" kitabının her cümlesini dikkatle ve hayranlıkla okuyorum. Aslen bir sosyal bilimci olan Sayın Prof. Dr. Haydar BAŞ tarafından matematiksel bir düşünce tarzıyla bu değerli kitabın kaleme alınması beni gerçekten şaşırttı. Açlık, işsizlik ve can güvenliğinin gündemde olduğu dünyamızda sadece Türkiye ve Türk milletinin değil, tüm ülkelerin ve ulusların sorunlarına samimiyetle çözüm önerileri sunan "Sosyal Devlet/Milli Devlet" modelinin bir Türk bilim insanınca geliştirilmesi, tarih boyunca barışın, hoşgörünün ve adaletin simgesi olmuş ecdadımızın misyonunun devam ettirilmesi noktasında ayrı bir öneme sahiptir. Bu tezin, Müslüman Türk dünyasının tezi olmasından onur duyuyorum. İnsan hakları, demokrasi ve özgürlük gibi kutsal kavramların bilinçli şekilde çarpıtıldığı günümüzün karmaşık ortamında umutsuzluk değil umut mesajlarıyla insanlığa mutlu gelecek müjdesi veren bu eserin her cümlesi dikkatle ve özümsenerek okunmalı kanaatindeyim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.