Devlet açık tehdit altında
BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Eyercioğlu, Hükümetin dış politikada attığı yanlış adımların Türkiye'ye hem siyasi, hem de ekonomik olarak zarar verdiğini dile getirdi
11.01.2012 00:00:00
Libya'ya NATO müdahalesine karşıyız denildikten birkaç gün sonra İzmir Libya'ya müdahalenin merkezi oldu. Suriye ile ilişkiler aile seviyesine gelmişken bir anda ters döndü. AB için verilmedik taviz kalmadı, şimdi AB gündemde bile yok. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu dış politikadaki bu tezatları sıraladı, hükümetten bunların izahını istedi. “Ülkelerin, dış politikaları, ülke menfaatlerinin üzerine kuruludur, hükümetlere ve kişilere göre gündelik değişiklikler göstermemelidir” diyen BTP Genel Başkan Yardımcısı Eyercioğlu şunları söyledi: “Uluslararası saygınlık, ülkelerin dış politikada izledikleri siyasetle doğru orantılıdır. Türkiye, binlerce yıllık devlet geleneği ve tarihi birikimine rağmen, özellikle son dönemde, dış politikada zig-zaglar çizen, bir gün önce doğru kabul ettiğini, bir gün sonra reddeden, komşu Müslüman devletlerde güvenilirliğini kaybeden, “aktif politika” adı altında “ajan ülke” konumuna sürüklenen bir ülke durumuna getirilmiştir. Bu hal ancak “uydu devlet”lerde görülebilecek bir dış politikasızlıktır.”
İslam ülkelerine kabadayılık yapıldı
Kısa süre önce yaşanan bazı gelişmelerin bunun ispatı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu şunları söyledi: “Libya konusunda NATO müdahalesine kesinlikle karşı olduğumuz belirtildikten birkaç gün sonra İzmir, Libya'ya yapılan müdahalenin karargâhı yapıldı. Suriye ile içli-dışlı, ailevi dostluklar seviyesine kadar ilerletilen ilişkiler, bir anda ters döndü. Batılı ülkeler dahi Suriye'ye ambargoyu onaylamazken, Türkiye tek taraflı ambargo başlattı. İran'a karşı yaptırımlara, Birleşmiş Milletler nezdinde, Brezilya ile birlikte karşı çıkılırken, birden bire, Malatya'da radar üsleri kuruldu. İsrail'e “one minute” denirken, “Mavi Marmara” hesabı sorulacak yerde, İsrail'e düşman olan Müslüman ülkelere “kabadayılık” yapılmaya başlanıldı. Avrupa Birliği'ne verilen bunca tavizden sonra, üyelik konusunda bir arpa boyu yol alınamadığı görülünce, bir anda AB gündemden çıkarıldı, verilen tavizler güme gitti. Türkiye'ye sempati besleyen birçok Müslüman, son yapılan politikalarla hayal kırıklığına uğratıldı. Fransa'ya yaptırımlar diye naralar atıldıktan sonra, bu konuda elle tutulur bir faaliyette bulunmak bir yana, bu konu da soğutulmuş, geri çağırılan elçimiz de sessiz sedasız Fransa'ya gönderilmiştir.”
Türkiye'nin çıkarları bitti
Bu örnekleri arttırmanın mümkün olduğunu söyleyen BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Eyercioğlu, “Libya konusunda 125 bin insanımızın ekmeği ile oynanmış, milyarlarca dolarlık ihaleler heba edilmiş, Libya petrolleri Fransa ve yandaşlarının cebine akmaya başlamış, Türkiye büyük bir maddi kayba uğratılmıştır. Suriye ile artan ekonomik ilişkiler çerçevesinde, Türkiye karlı bir ihracat artışı elde ederken, bu gelirinden de vazgeçmiş, sınır boyundaki insanımız da sıkıntıya sokulmuştur” dedi.
Yapılanlar ülkeye zarar veriyor
“Görüldüğü gibi, dış politikada atılan adımlar hem siyasi, hem de ekonomik menfaatlerimize ters düşmektedir” diyen Prof. Dr. Eyercioğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Kısa bir dönemde gelişen bu zıtlıklar, eğer kişisel ikbal elde etme kaygısıyla ve birilerine şirin gözükmek amacıyla yapılıyorsa, devletin varlığı ve geleceği açık tehdit altında demektir. Hükümetin dış politikasını temsil edenler, bütün bu yapılanları izah etmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hangi menfaatleri doğrultusunda bu tezatların yaşandığını açıklamak zorundadırlar. Türk dış politikası, aziz milletimizin tarihi misyonuna uygun ve aydınlık geleceğine yönelik olmalıdır. Bağımsız Türkiye Partisi, tam bağımsız bir dış politikanın savunucusudur.”
İslam ülkelerine kabadayılık yapıldı
Kısa süre önce yaşanan bazı gelişmelerin bunun ispatı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ömer Eyercioğlu şunları söyledi: “Libya konusunda NATO müdahalesine kesinlikle karşı olduğumuz belirtildikten birkaç gün sonra İzmir, Libya'ya yapılan müdahalenin karargâhı yapıldı. Suriye ile içli-dışlı, ailevi dostluklar seviyesine kadar ilerletilen ilişkiler, bir anda ters döndü. Batılı ülkeler dahi Suriye'ye ambargoyu onaylamazken, Türkiye tek taraflı ambargo başlattı. İran'a karşı yaptırımlara, Birleşmiş Milletler nezdinde, Brezilya ile birlikte karşı çıkılırken, birden bire, Malatya'da radar üsleri kuruldu. İsrail'e “one minute” denirken, “Mavi Marmara” hesabı sorulacak yerde, İsrail'e düşman olan Müslüman ülkelere “kabadayılık” yapılmaya başlanıldı. Avrupa Birliği'ne verilen bunca tavizden sonra, üyelik konusunda bir arpa boyu yol alınamadığı görülünce, bir anda AB gündemden çıkarıldı, verilen tavizler güme gitti. Türkiye'ye sempati besleyen birçok Müslüman, son yapılan politikalarla hayal kırıklığına uğratıldı. Fransa'ya yaptırımlar diye naralar atıldıktan sonra, bu konuda elle tutulur bir faaliyette bulunmak bir yana, bu konu da soğutulmuş, geri çağırılan elçimiz de sessiz sedasız Fransa'ya gönderilmiştir.”
Türkiye'nin çıkarları bitti
Bu örnekleri arttırmanın mümkün olduğunu söyleyen BTP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Eyercioğlu, “Libya konusunda 125 bin insanımızın ekmeği ile oynanmış, milyarlarca dolarlık ihaleler heba edilmiş, Libya petrolleri Fransa ve yandaşlarının cebine akmaya başlamış, Türkiye büyük bir maddi kayba uğratılmıştır. Suriye ile artan ekonomik ilişkiler çerçevesinde, Türkiye karlı bir ihracat artışı elde ederken, bu gelirinden de vazgeçmiş, sınır boyundaki insanımız da sıkıntıya sokulmuştur” dedi.
Yapılanlar ülkeye zarar veriyor
“Görüldüğü gibi, dış politikada atılan adımlar hem siyasi, hem de ekonomik menfaatlerimize ters düşmektedir” diyen Prof. Dr. Eyercioğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Kısa bir dönemde gelişen bu zıtlıklar, eğer kişisel ikbal elde etme kaygısıyla ve birilerine şirin gözükmek amacıyla yapılıyorsa, devletin varlığı ve geleceği açık tehdit altında demektir. Hükümetin dış politikasını temsil edenler, bütün bu yapılanları izah etmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hangi menfaatleri doğrultusunda bu tezatların yaşandığını açıklamak zorundadırlar. Türk dış politikası, aziz milletimizin tarihi misyonuna uygun ve aydınlık geleceğine yönelik olmalıdır. Bağımsız Türkiye Partisi, tam bağımsız bir dış politikanın savunucusudur.”
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.