Bu anlatacağım, yaşanmış bir olaydır.
Karadeniz'in yamaçlarını ve o yamaçlarda eni yarım metreyi geçmez patika, diğer adıyla "çakal yolu"nu bilen bilir.
Bir başka şeyi daha bilen bilir, bu yolların kenarlarında boyu yarim metreyi geçmeyen çalılıkların olduğunu.
İşte böyle bir yolda iki insan seyir halinde.
Biri çok uyanık, diğeri de o nispette çok saf (Buradaki saf arı duru manasında değil).
Bu iki tiplemenin yanında olayın bir üçüncü hatta dördüncü kahramanı daha var; köylü Hüseyin Aka ve kızı.
O meşhur yamaçta, tarlasında kızı ile çapa sallayan baba, vur kazmayı kazmayı türküsünü söyleyip çalışırken, kahramanlarımızdan uyanık olanı safa der: "Şimdi ben şu Hüseyin Akadan kızını isteyeceğim".
Yapamazsın der bizim saf. Hüseyin Aka çok asabi bir adamdır, seni döver. Uyanık tip, ısrar eder. Yaparım, bana bir şey yapamaz. Ve kazmayı sallayan Hüseyin Aka o an bir ses duyar:
"Hüseyin Aka kızını alacağım".
Bu sesin sahibi olan uyanık, sözünü tamamlar tamamlamaz çalılıkların arkasına saklanır.
Olayda hiçbir dahli olmayan bizim saf da kendinden gayet emin ayakta Hüseyin Aka'nın tepkisini merak ediyor.
Sesin geldiği tarafa bakan Hüseyin Aka, karşısında, hiçbir suçu ve günahı olmayan safı görür.
Ve başlar ağzına gelen envai çeşit hakaretleri sıralamaya.
Uyanık mı?
O da saklandığı çalılıkların arkasında kıs kıs gülmektedir o an.
Bu yaşanmış olayı bana, İpekçizade Cem'i ve çilingirbaşı Hüsamettin'i, (Lütfen o tarihi kitapçık vakasını bir kez daha hatırlayın ve kilitlenen Başbakanı açanı da) hasta yatağında yorgan döşek yatan genel Başkana karşı önce isyan ettirip daha sonra da ben sizinle yokum diyen Dervişgillerden Kemal hatırlattı.
Yazıya nasıl bir başlık atsam diye düşünürken, çok okuduğum bir ilahinin dizeleri aklıma geldi.
Her fesat işlerime esteğfirullah Kamu teşvişlerime esteğfirullah.
Derviş ile teşviş çok da güzel gitti.
Teşviş; karıştırma, kargaşa.
Önce DSP'yi karıştır, sonra da ben yokum de.
Hem de kime karşı bu isyan?
Yıllarını ABD'ye düşmanlıkla geçiren, ve fakat buna rağmen, yeter ki ülke ekonomisi kurtulsun, düzlüğe çıksın diye, geçmişini bir kalemde silip düşman olduğu ülkeden ekonomist ithal eden bir insana karşı.
İşte bu yapılmazdı, yapılmamalıydı.
İpekçizade Cem eski yol arkadaşının bu ihanetine gerekli cevabı verdi:
Siyasette sözünde durmamanın yeri yoktur.
Aslında en büyük sözünde durmamak eylemi, 3.5 yılda ülkeyi perişan eden koalisyonda Bakan olup daha sonra olanlardan hiç sorumlu değilmiş gibi "Yeni" olduğunu söylemek değil mi? Eee ne demişler; Dünya etme bulma dünyası.
Şunu da demişler, kurudu yemişler:
Eken biçer.
İpekçizade Cem haksız da sayılmaz hani.
Hayatında Türk insanıyla diyalogu sadece rey istemekten ibaret olduğu için tek başına ne yapacağını düşünmeye başladı Derviş'in ihanetinden sonra.
Acaba kadim dostu Yorgo Parpi Türk vatandaşlığına alınamaz mı? Seçim sonuna kadar canım.
Eski-yeniBir çivi bir nal,Bir nal bir at,Bir at, bir savaş,Bir savaş bir zafer,Bir zafer, bir ülke...Bir oy, bir baraj,Bir baraj, bir vekil,Bir vekil, bir iktidar,Bir iktidar bir icraat,Bir icraat bir huzur...
Karadeniz'in yamaçlarını ve o yamaçlarda eni yarım metreyi geçmez patika, diğer adıyla "çakal yolu"nu bilen bilir.
Bir başka şeyi daha bilen bilir, bu yolların kenarlarında boyu yarim metreyi geçmeyen çalılıkların olduğunu.
İşte böyle bir yolda iki insan seyir halinde.
Biri çok uyanık, diğeri de o nispette çok saf (Buradaki saf arı duru manasında değil).
Bu iki tiplemenin yanında olayın bir üçüncü hatta dördüncü kahramanı daha var; köylü Hüseyin Aka ve kızı.
O meşhur yamaçta, tarlasında kızı ile çapa sallayan baba, vur kazmayı kazmayı türküsünü söyleyip çalışırken, kahramanlarımızdan uyanık olanı safa der: "Şimdi ben şu Hüseyin Akadan kızını isteyeceğim".
Yapamazsın der bizim saf. Hüseyin Aka çok asabi bir adamdır, seni döver. Uyanık tip, ısrar eder. Yaparım, bana bir şey yapamaz. Ve kazmayı sallayan Hüseyin Aka o an bir ses duyar:
"Hüseyin Aka kızını alacağım".
Bu sesin sahibi olan uyanık, sözünü tamamlar tamamlamaz çalılıkların arkasına saklanır.
Olayda hiçbir dahli olmayan bizim saf da kendinden gayet emin ayakta Hüseyin Aka'nın tepkisini merak ediyor.
Sesin geldiği tarafa bakan Hüseyin Aka, karşısında, hiçbir suçu ve günahı olmayan safı görür.
Ve başlar ağzına gelen envai çeşit hakaretleri sıralamaya.
Uyanık mı?
O da saklandığı çalılıkların arkasında kıs kıs gülmektedir o an.
Bu yaşanmış olayı bana, İpekçizade Cem'i ve çilingirbaşı Hüsamettin'i, (Lütfen o tarihi kitapçık vakasını bir kez daha hatırlayın ve kilitlenen Başbakanı açanı da) hasta yatağında yorgan döşek yatan genel Başkana karşı önce isyan ettirip daha sonra da ben sizinle yokum diyen Dervişgillerden Kemal hatırlattı.
Yazıya nasıl bir başlık atsam diye düşünürken, çok okuduğum bir ilahinin dizeleri aklıma geldi.
Her fesat işlerime esteğfirullah Kamu teşvişlerime esteğfirullah.
Derviş ile teşviş çok da güzel gitti.
Teşviş; karıştırma, kargaşa.
Önce DSP'yi karıştır, sonra da ben yokum de.
Hem de kime karşı bu isyan?
Yıllarını ABD'ye düşmanlıkla geçiren, ve fakat buna rağmen, yeter ki ülke ekonomisi kurtulsun, düzlüğe çıksın diye, geçmişini bir kalemde silip düşman olduğu ülkeden ekonomist ithal eden bir insana karşı.
İşte bu yapılmazdı, yapılmamalıydı.
İpekçizade Cem eski yol arkadaşının bu ihanetine gerekli cevabı verdi:
Siyasette sözünde durmamanın yeri yoktur.
Aslında en büyük sözünde durmamak eylemi, 3.5 yılda ülkeyi perişan eden koalisyonda Bakan olup daha sonra olanlardan hiç sorumlu değilmiş gibi "Yeni" olduğunu söylemek değil mi? Eee ne demişler; Dünya etme bulma dünyası.
Şunu da demişler, kurudu yemişler:
Eken biçer.
İpekçizade Cem haksız da sayılmaz hani.
Hayatında Türk insanıyla diyalogu sadece rey istemekten ibaret olduğu için tek başına ne yapacağını düşünmeye başladı Derviş'in ihanetinden sonra.
Acaba kadim dostu Yorgo Parpi Türk vatandaşlığına alınamaz mı? Seçim sonuna kadar canım.
Eski-yeniBir çivi bir nal,Bir nal bir at,Bir at, bir savaş,Bir savaş bir zafer,Bir zafer, bir ülke...Bir oy, bir baraj,Bir baraj, bir vekil,Bir vekil, bir iktidar,Bir iktidar bir icraat,Bir icraat bir huzur...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024