Anadolu Üniversitesi (AÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Ahmet Tolga Tek, "Kaçak kazıların yaygın olduğu Eskişehir'de kaçak kazı yapılmamış tek bir ören yeri kalmadı" dedi.
Tek, özellikle ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde, "define bularak kısa yoldan köşeyi dönme hayallerinin" toplum içinde yaygınlaştığını belirterek, metal detektörleri yardımıyla yapılan kaçak kazılara Eskişehir'de sıkça rastlandığını söyledi.
Kaçak kazılar yoluyla Eskişehir'den yurtdışına kaçırılan tarihi eserler olduğunu söyleyen Tek, bu kişilerin genellikle "mafyanın uzantısı" olduklarını belirtti. Tek, kaçakçıların, eserleri vatandaşların elinden düşük miktara da alabildiğini ifade ederek, eserin değerinin el değiştirdikçe yapay olarak yükseldiğini, maddi olarak kar edenlerin ise yurtdışında müzayede düzenleyen bazı yabancı şirketler olduğunu söyledi.
Yasak ama...
Yasaya göre, taşınır veya taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını bulanların veya varlığını bilenlerin, bunları en geç 3 gün içerisinde en yakın müze müdürlüğüne veya bulundukları yerin mülki amirine bildirmek zorunda olduklarına dikkati çeken Tek, yine aynı kanuna göre, define gibi arkeolojik eserleri aramak ve bulmak için kazı yapmanın da yasak olduğunu kaydetti. Tek, tarihi eserlere sahip olunmasının özel izinle verilen "koleksiyonculuk belgesi" ile mümkün olduğunu anlatarak, şöyle konuştu: "Eskişehir'de metal detektörlerin alım ve satımı ile kullanımının Muğla Valiliği'nin yaptığı gibi yasaklanması gerekiyor. Metal detektörleri bulunduranlar, bu cihazları çoğu zaman MTA'dan alınan maden arama ruhsatı ile kullanıyor. Ancak takdir edilmelidir ki metal detektörü ile yeni ve ekonomik açıdan zengin maden yatakları bulmak çok da olası değil."
Tek, özellikle ekonomik sıkıntıların yaşandığı dönemlerde, "define bularak kısa yoldan köşeyi dönme hayallerinin" toplum içinde yaygınlaştığını belirterek, metal detektörleri yardımıyla yapılan kaçak kazılara Eskişehir'de sıkça rastlandığını söyledi.
Kaçak kazılar yoluyla Eskişehir'den yurtdışına kaçırılan tarihi eserler olduğunu söyleyen Tek, bu kişilerin genellikle "mafyanın uzantısı" olduklarını belirtti. Tek, kaçakçıların, eserleri vatandaşların elinden düşük miktara da alabildiğini ifade ederek, eserin değerinin el değiştirdikçe yapay olarak yükseldiğini, maddi olarak kar edenlerin ise yurtdışında müzayede düzenleyen bazı yabancı şirketler olduğunu söyledi.
Yasak ama...
Yasaya göre, taşınır veya taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını bulanların veya varlığını bilenlerin, bunları en geç 3 gün içerisinde en yakın müze müdürlüğüne veya bulundukları yerin mülki amirine bildirmek zorunda olduklarına dikkati çeken Tek, yine aynı kanuna göre, define gibi arkeolojik eserleri aramak ve bulmak için kazı yapmanın da yasak olduğunu kaydetti. Tek, tarihi eserlere sahip olunmasının özel izinle verilen "koleksiyonculuk belgesi" ile mümkün olduğunu anlatarak, şöyle konuştu: "Eskişehir'de metal detektörlerin alım ve satımı ile kullanımının Muğla Valiliği'nin yaptığı gibi yasaklanması gerekiyor. Metal detektörleri bulunduranlar, bu cihazları çoğu zaman MTA'dan alınan maden arama ruhsatı ile kullanıyor. Ancak takdir edilmelidir ki metal detektörü ile yeni ve ekonomik açıdan zengin maden yatakları bulmak çok da olası değil."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.