"Esad'ın elini sıkacağıma istifa etmeyi tercih ederim." Böyle söylemişti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu. Bu açıklama aynı zamanda ABD istekleri doğrultusunda şekillenen Suriye politikasının da iflasının itirafı niteliğindeydi. Zira bu açıklamaya kadar hep "Esad gidecek" edebiyatı yapılıyordu. Neyse... Bu ayrı bir yazı konusu. Biz gelelim bugünkü konumuza. *** "Esad'ın elini sıkmaktansa istifa ederim" diyen Davutoğlu Diyarbakır'da Büyükeşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile sarmaş dolaş oldu. O Baydemir ki mensubu olduğu hükümete kameralar önünde ... çekmişti. Sayın Davutoğlu'nun hazım kapasitesine şaşırdım doğrusu. Adam burada yazmaktan haya ettiğim ifadelerle hükümetine, devletine küfredecek ve siz bu hakareti yutup adamın ayağına kadar giderek, onunla sarmaş dolaş olacaksınız. Davutoğlu bunu şahsı adına yapabilir, buna hiç kimsenin diyeceği bir şey yok. Ama Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı olarak yapamaz. *** Başbakan Erdoğan'ın katıldığı programda parasız eğitim isteyen üniversite öğrencileri hapse atılırken, devlete küfreden bir belediye başkanına bırakın cezayı onurlu bir tepki de mi gösteremiyorsunuz? *** Sayın Davutoğlu'nun Diyarbakır gezisinin çok iyi irdelenmesi gerekiyor. Bir kere beyfendi bu kente Dışişleri Bakanı sıfatıyla resmi temas da bulunuyor. Düşünebiliyor musunuz, Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı bu ülkenin bir kentine resmi temas gerçekleştiriyor. Bunun ne anlama geldiğini, zihinlere hangi mesajların gönderildiğini takdirlerinize bırakıyorum. *** Dedik ya "Davutoğlu'nun Diyarbakır gezisinin çok iyi irdelenmesi gerekir" diye. Davutoğlu Baydemir ile buluşmasında "Ortadoğu'da ve Türkiye'de yeni bir düzen kurulduğunu söyledi. Ortadoğu'da yeni düzen kuruluyor derken kasttetiği şey ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir uzantısı olan Arap Baharı isyanları. Türkiye'de yeni bir düzen kuruluyor derken kastettiği şey ise açılım- saçılım süreci ve üniter yapının tartışmaya açıldığı yeni anayasa süreci. Hükümetin terörle müzakere sürecine tam destek veren BDP'li Osman Baydemir ise "Diyarbakır ile Ankara arasında barış sağlanmalı" diyerek Türkiye'de sanki bir iç savaş varmışcasına tablo çizdi. Davutoğlu Baydemir'in bu açıklamalarını gülerek dinledi. *** Yazımızın bu noktasında sözü Kültür Bakanı Ömer Çelik'e bırakalım ve Davutoğlu'nun aslında ne demek istediğini onun cümlelerinden tefsir edelim. Çelik özetle şöyle diyor: "Ulus devletinden ülke devletine geçiyoruz." Ulus devlet demek üniter devlet demek, bundan vazgeçmenin ne anlama geldiği ise malum... *** Dönelim yeniden Davutoğlu'na. Davutoğlu'nun bir yerleri bir yerlere bağlama gibi bir takıntısı var. Diyarbakır'ı Edirne'ye, Şam'ı Bosna'ya vs... Tam bir kördüğüm projesi. Buna Arap saçı pardon Arap baharı da demek mümkün. Neymiş efendim, sınırları kaldıracaklarmış. Verdiği koordinatlar oldukça manidar. Tam da eş başkanlığını yaptıkları ABD'nin BOP'unun kapsama alanı! Bunu bize öyle bir ambalajla sunuyorlar ki "yahu adamlara helal olsun, bunlar İslam birliği için çalışıyor" dedirtiyorlar. Ama kazın ayağı öyle değil! Yaptıklarının İslam birliğiyle falan uzaktan yakından ilgisi yok. Yaptıkları emin olun haçlıların İslam dünyasını zaptetmesine taşeronluk yapmaktır. BOP taşeronluğuna yaptıkları makyajın adı ise yeni Osmanlıcılık. Güya bunlar Osmanlı'yı yeniden diriltecek. Yahu hem Osmanlı'yı darma dağın eden iradenin projesinde eş başkanlık yapacaksın hem de Osmanlı'yı yeniden inşa edeceksin. Pes doğrusu! Bu kafayla inşa edilecek bir devlet ancak ABD uydusu olur. Bari Osmanlı'nın adına saygı gösterin, onu kirletmeyin. *** Bu bir Davutoğlu yazısı. O yüzden onun siyaset tarzını irdelemeye devam edelim. Bakın sık sık "sınırları kaldıracağız, orayı buraya bağlayacağız" diyen bu zihniyet fiiliyatta nasıl bir tablo ortaya çıkardı. 1- Suriye ile aramız bozuldu. 2- Irak ile aramız bozuldu. 3- İran ile aramız bozuldu. 4- Rusya ile aramız bozuldu. 5- Azerbaycan ile aramız bozuldu. "Sınırları kaldıracağız" edebiyatı yapanlar Türkiye'yi komşularıya kavgalı hale getirdi. Komşularla sıfır sorun, sırf sorun haline geldi. Hani "hayır derken bile yüzünden şer akıyor" diye bir söz var ya. İşte bunların durumunu da böyle açıklamak mümkün galiba.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024