Crespo büyük bir hata yaparak takımını yaktı. Fakat buna bakarak Trabzon bundan dolayı maçı aldı diyemeyiz.
Karşılaşma 11'e 11 oynansaydı bile Trabzonspor maçı kazanırdı. Her şeyden önce Abdullah Avcı'nın kurduğu ilk 11 doğru ve akılcıydı.
Avcı, Fenerbahçe'nin her halükarda tempolu oynayacağını hesap etmiş olmalı ki Siopis gibi hareketli ve Ömür gibi rakip kaleye direkt giden oyuncuları tercih etti.
Bu sayede hem Fenerbahçe'nin tempolu oyununa tempoyla cevap verebildi hem de savunma arkasına sarkabilecek imkanları oluşturacak oyuncular ile oynamış oldu.
Uzatmalarla birlikte 100 dakika süren maç boyunca her iki takım da yüksek tempo ile oynadı.
Gerek Trabzon gerekse de Fenerbahçe yüksek tempoyu organize futbol ile birleştiremediler. Maçın mücadele yönü karşılaşmanın genelinde pas ve takım oyunu yönüne daha ağır bastı.
Fakat Trabzon'un takım oyunu olarak bir derece daha iyi olduğu söylenebilir.
Fenerbahçe'nin bireysel yeteneklere daha bağımlı bir halde olması zaten onlar için kötü bir dezavantaj idi.
Maçın başında Fenerbahçe çok kısa bir süre daha çok topa sahip olabilecek gibi görünse de bunun devamı gelmedi.
Batshuayi maça istekli başladı. Orta sahaya geldi ve hücum organize etmeye çalıştı. Ne var ki çabalarından bir sonuç çıkmadı.
Ferdi her zamanki gibi eforlu bir oyun oynadı. Bu ilk bölümlerde Fenerbahçe'nin King ile bir şutu da üst direkten döndü.
Fakat Trabzon hem rakibine doğru baskı yaptı hem de ikili mücadelelerde rakibine üstündü.
Ne var ki bütün bu olumlu faktörler pozisyon olarak Trabzonspor'a geri dönmedi.
İkinci yarı daha farklı bir tablo yoktu. 50'de Batshuayi tek başına rakip kaleyi zorladı fakat pozisyonda açısı daralınca ne şut ne de pas üretebildi.
54'te ise bu sefer Trabzon muazzam bir gol kaçırdı. Visca'nın karşı karşıya kaldığı pozisyonda Altay çok iyi bir kurtarış yapınca Trabzon öne geçme fırsatını kullanamadı.
57'de ise Fenerbahçe açısından maçın dram anı yaşandı. Crespo yapmaması gereken bir kasti ve sert faul ile ikinci sarı kartı gördü ve takımını 10 kişi bıraktı.
İşin açıkçası bu faulde bence Crespo'ya direkt kırmızı kart çıkmalıydı. Bu tip kart görmek kabul edilebilir bir durum değil.
Kırmızı karttan hemen sonra ise Trabzon'un golü geldi.
Bütün bu anlardan sonra Fenerbahçe belki bilinçli şekilde uzun toplar ile oyuna sonradan giren Valencia'yı pozisyona sokmaya çalıştı.
Fakat bu tarz bir sonuç vermedi. Zaten bence pas oyunu ile organize olup orta sahayı geçmek asıl hedef olmalı.
Uzun pas stratejisi, sonuç almak için pek de mantıklı bir tercih değil.
İşin açıkçası bu son yarım saat içinde fark Trabzon lehine büyümediyse bunu Arao'nun orta sahada çok çalışması ve çaba göstermesine bağlıyorum.
Fakat Trabzon'un son dakikada Fenerbahçe'nin işini bitirdiği gol öncesi Arao ikinci bölgede üst üste 2 ikili mücadeleyi kaybetmesi onun bütün emeklerine yazık etti.
Maçta dikkat çekici bir diğer durum da Avcı'nın başladığı orta sahayı tamamen değiştirmesi oldu. Bakasetas, Ömür ve Siopis çıkıp yerlerine Gbamin, Hamsik ve Bardhi girdiler. Aslında bu bir risk idi. Çünkü Hamsik çok yüksek tempo ile oynayan bir oyuncu değil.
Maçın yüksek tempoda oynandığı düşünülürse Trabzon orta sahası oyundan düşebilirdi. Fakat bu durum gerçekleşmeyince riskte oluşmadı.
Fenerbahçe bu maçı da kaybederek peş peşe ikinci yenilgisini de almış bulunuyor.
Acaba Jorge Jesus ile yakalanan olumlu futbol aksamaya devam edecek mi? Şimdi en önemli soru bu.
Zira bundan sonra Fenerbahçe daha çok deplasmana gidecek.
Basında daha önce de belirtilen bu gerçek Fenerbahçe'nin başını ağrıtacak gibi görünüyor. Bakalım gelişmeler ne yönde olacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Bir varmış bir yokmuş / 21.04.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025
- Galatasaray Muslera'sız oynayabilirdi / 19.04.2025
- Günün adamı Livakoviç / 14.04.2025
- Bu nasıl üçüncü, bu nasıl lider? / 12.04.2025
- Mustafa'dan Fener'e hayat öpücüğü / 07.04.2025
- Fenerbahçe için hazin son / 03.04.2025
- Artık namağlup değil / 30.03.2025
- Bodrumspor beklendiği gibi çıkmadı / 29.03.2025
- Hak ettiğimiz yerdeyiz / 24.03.2025
- A Ligi'ne yaklaştık / 21.03.2025